Silêmanî, Gösteriler ve Düşündürdükleri

Çeşitli Kürd çevrelerinin bilinçli yada bilinçsiz her hangi bir Kürd şehri hakkında sarf ettikleri negatif sözler her zaman beni rahatsız etmiştir.
Bu son yıllarda da siyasal nedenlerden dolayı Silêmanî’ye hakaret eden ve yargılayanlarda bir hayli çoğalmış bulunuyor. Hatta bazıları hızlarını alamayarak “Osmanlı devletinin Kürd Mirliklerine saldırısının sorumluluğunu da Abdurrahman Paşayê Baban’nın “ üzerine atabiliyorlar..
Bu çevrelere tavsiyem Abdulrahman Paşayê Baban döneminde yaşıyan ve Abdulrahman Paşayê Baban’ın Destanı’nı yazan Alî Berdeşanî’yi okumalarıdır.(imkan bulursam bu mesele üzerine duracağım)
Güney Kürdistan’daki son siyasal gelişmeler, yürüyüş ve gösterilerle birlikte Silêmanî, hakkında bazı negatif ve toptancı değerlendirmelere ve söylemlere tanık oluyoruz. Bu değerlendirmelerin bir çoğu Suleymaniye’ye ilişkin bilgisizlikten kaynaklanıyor.
Aslında Suleymaniye var olan Kürdistan şehirleri içinde en yeni olan şehirdir. Kürdistan şehirlerinin ve kazalarının bir çoğunun tarihçesi binlerce yıllara dayanıyor. Onun için bu şehirlerin kuruluş yılı, hatta yüzyılı yada binyılını tespit etmek dahi zor..
Biz bugün Suleymaniye’nin Baban Miri İbrahim Paşa tarafından 1784 yılında kurulduğunu biliyoruz. Eski de Babanların başkenti Qereçolandı... Qereçolan yerleşime elverişli olmadığından dolayı Mîr İbrahim Suleymaniye şehrini başkent olarak inşa ediyor. Suleymaniye 1850 yılına kadar, yani Baban Mirliğinin Osman barbarları tarafından yıkılana kadar Babanlara başkentlik yaptı.
Bugün bizim Soran Edebiyatının kurucuları olarak bildiğimiz Nalî, Salim ve Kurdî Baban Mîrliği döneminde Suleymaniye’de bu edebiyatın temelini attılar.
Nakşibenciliği, Ortadoğu, Osmanlı topraklarına, Kafkaslara ve Balkanlara kadar yayan ve bugün Kürdistan’da mevcut olan tüm Nakşibendi Şeyhleri Suleymaniye topraklarında boy gösteren Mevlana Xalid Şarezori’nin halifeleri ve yada müritleridir. Berzencî Kadiri Şeyhlerinin durumu da farklı değildir. Kek Ahmedî Şêx, Şêx Said, Şêx Mahmud Berzencî vs…. Suleymaniye boy gösterdiler.
Birinci Dünya savaşı sonrası Güney Kürdistan’da Suleymaniye Kürd yurtseverliğinin ve Kürd aydınlanmasının motoru oldu.
Şêx Mahmud Berzencî önderliğinde bu şehirde Kürdistan hükümeti kuruldu ve Şêx Mahmud kendisini Kürdistan Kralı ilan etti.. Şêx Mahmud Kerkük dahil Güney Kürdistan’ın bir alanı üzerinde hak edince İngiltere ile karşı karşıya geldi ve sonuçta yenildi.. Kürdistan tarihinde ilk kimyasal saldırıya uğrayan Suleymaniyedir. 1922 yılında İngilizler tarafından kimyasal silah saldırısına maruz kaldı.
Ama, Şêx Mahmud Devriminin ektiği tohumlar daha sonra boy verdiler..
Şêx Mahmud Berzencî’nin Kürdistan Kralığı sırasında 1923 yılında Simko Şikak Suleymaniye şehrini ziyaret etti. Şêx Mahmud Berzencî Simko’nun geleceği günü tatil ilan etti. 10 binlerce Kürd, kadın, erkek, çocuk ve yaşlı demeden her kes Suleymaniye sokaklarına döküldü.. Simko Şikak tam bir kral gibi karşılandı. Her halde Kürdistan çağdaş tarihinde Kürdistan bir parçasından diğer parçasına geçen bir Kürd liderini bu denli görkemli bir şekilde karşılamak bir ilkti. Hepsexana Neqib Suleymaniyeli kadınların Simko Şikak’ın karşılama törenine aktif bir şekilde katılması için ciddi bir rol oynamıştı.
Bazı Kürd çevreleri Suleymaniye halkının yürüyüş ve gösteri örgütleme kültürünü anlamıyorlar. Suleymaniye halkının gösteri ve yürüyüş örgütleme kültürü yeni değildir.
Tarihsel olarak Suleymaniye yapılan ilk yürüyüş, İngiltere’nin Kürdistan Kralı Şêx Mahmud’u Hindistan’a sürgün etmesinden sonra meydana geldi.. O dönem Şehid Cemal İrfan Şeyh Mahmud’un geri getirilmesi için bir gösteri örgütlemişti..
1930’da İngiltere ve Irak arasında yapılan antlaşmada Kürdlerin haklarını görmezlikten gelinmesi ve yapılan seçimlerde Kürd yurtsever adaylarının dışlanması Suleymaniye halkını ayağa kaldırdı. Suleymaniye halkı 6 Eylül 1930 tarihinde barışçıl bir gösteri yapmak için “Ber Dergay Sera”(Sera Kapısında) toplantı.. İngiliz ve Irak askerleri barışçıl göstericiler üzerine kurşun yağdırdılar. Bu katliamda 34 Kürd öldürüldü, yaralandı ve yürüyüşe önderlik eden bir dizi Kürd yurtsever aydını ve ileri geleni tutuklandı.
6 Eylül 1930 tarihinde Suleymaniye’de barışçıl göstericilere karşı yapılan katliam “Roja Reş a şeşê Îlonê” olarak bilinmektedir
Bu katliam üzerine gösterileri örgütleyen biri olan şair Faîq Bêkes(Şerko Bêkesin babası), Pîremêrd ve Mamoste Goran dahil olmak üzerine bir çok Kürd şairi şiirler yazdı.
Çağdaş Kürdistan tarihinde sömürgeci güçlerin katliamlarına karşı ilk kaleme sarılan da Suleymaniye asılı Hepsexan Neqibtir.
Katliamdan sonra Hepsexan’ın eşi dahil olmak üzerine bir dizi Kürd ileri geleni tutuklanmış, Kerkük ve Bağdat’a gönderilmişti.
Hepsexana Neqib’in katliamdan bir gün sonra yani 7 Eylül 1930 tarihinde Bağdat’ta bulunan İngiliz yetkililerine çok sert bir dil ile bir mektup yazıyor.
Hepsexan çok nazik, terbiyeli ve gül yüzlü bir insan olarak İngiltere’nin Irak sorumlusuna yazdığı mektupta hiç bir selam vermeksizin doğrudan suçlamaya başlıyor. Mektup ‘ta 6 defa yasalardan söz ediyor ve İngiltere’nin koyduğu yasalara dahi bağlı kalmadığını ve sivil halka karşı katliam yaptığına dair suçlamalardan bulunuyor. Hepsexan İngiltere ve Irak’ın zorla hiç bir kıymeti olmayan insanları seçmek için halka empoze ettiğini ve halk bunu istemediğinden dolayı sokaklara döküldüğünü söylüyor.
Hepsexana Neqib mektubunun devamında ise “ Biz Kürdler bu yapılan vahşi katliamı protesto ediyor ve damarlarımız da Kürdlük kanı olduğu süreci bu yapılanları gündeme getireceğiz” diyor.
1919’da İstanbul’da kurulan Kürdistan Teali Cemiyetine bağlı olarak oluşan Kürd Teali Kadınlar Cemiyeti’nin başını çeken Mustafa Paşa Yamulki’nin kızı Dr. Encum Yamulki de Suleymaniyelidir..
Güney Kürdistan’da kurulan ilk Kürd siyasal örgütlenmesi de Suleymaniye de oluştu.
21 Temmuz 1922 tarihinde Kürdistan aydınları ve ileri gelen şaysiyetleri Mustafa Paşa Yamulki Başkanlığında Suleymaniye de Kürdistan Cemiyetini kurdular..
Geçen yüzyıl boyunca Güney Kürdistan’da oluşan tüm Kürd parti ve örgütlerinin hepsinde Suleymaniye kadrosu aslan payına sahiptir. Kürdistan Cemiyetinden Hiwa’ya ve daha sonra olacak KDP dahil hepsinde Suleymaniye kadrosunun konumu açıktır.
Suleymaniyelilerin bir huyu var.. İster sevelim yada ister sevmiyelim bir partiyi desteklerler. Fakat, eğer o parti isteklerine cevap vermese telaqını verirler..
Kürd kızlarına yönelik okulda ilk defa bu şehirde oluşturuldu.
Suleymaniye halkı sadece sömürgecilere karşı mücadele eden bir halk değil.. Kürd yönetimine karşı da kendi haklarını talep eden bir halktır.
17 Şubat 2011 günü Suleymaniye’nin “Berdergay Sera” da başlayan yürüyüş ve gösteriler kesintisiz olarak 62 gün sürdü. 19 Nisan günü askeri çözüme gidilerek göstericilere karşı şiddet kullanıldı ve göstericilerin meydanda toplanmaları yasaklandı. “Berdergay Sera” da göstericilere ait çadırlar ve malzemeler yakıldı... !!! Aslında güvenlik güçleri bu eşyaları toplayıp atabilirlerdi, fakat yakmayi tercih ettiler. 17 Şubat’tan 19 Nisan’a kadar yapılan gösteri ve yürüyüşlerde 10 Kürd öldürüldü ve 500 cıvarında yaralandı.
Ama sonuçta ne oldu? Yapılan seçimlerde Suleymaniyeliler YNK’yi cezalandırdılar..
Bugün yine Suleymaniyeliler sokaklardaydılar. Talepleri haklı… Yürüyüşler öncesi yapılan bir dizi spekülasyonları boşa çıkardılar. Hiç bir parti bugünkü yürüyüşte seslendirilen taleplere karşı değil… Fakat, bir şeyler de yapmıyorlar..
Suleymaniye halkı zindedir. Güney Kürdistan’da tüm alternatif basının merkezleri de Suleymaniye’de bulunuyor.
İlk eşekler partisini de onlar kurdular..
Güney Kürdistan ilk taksi şöfürü kadında Suleymaniye’de çıktı.. İlk bale de Suleymaniye’de sahneye konuldu.
Kürd basını konusunda ise dünyada hiç bir Kürd şehri Suleymaniye ile boy ölçüşemez.. 1918’den 2016 kadar….
Fransız yazarı Chris Kutschera geçen yüzyılın 70’li yıllarda Kürdler üzerine yazdığı eserinde haklı olarak Suleymaniye için “Irak’ta Kürd milliyetçiliğinin ruhi başkentidir” diyor..
Aso Zagrosi
27.09.2016