Sömürgeci Türk devletinin Deprem Vergisi

Çiya Artos - 24 Ocak’ta meydana gelen merkezi Elazığ Sivrice’de olan depremden sonra, medya’da bir haber çıktı, „Deprem Vergisi.“ 
Nedir bu „Deprem Vergisi?“

Sömürgeci Türk devleti 2004 – 2019 arasından Türkiye ve Kürdistan’da halktan 65 milyar lira „Deprem Vergisi“ almış. Bu para’nın en az üçte biri, yani 22 milyar’ı Kuzey Kürdistan’dan toplanmış. 

Yapılan açıklamalara bakılırsa, bu paralar kayıp. Kaybolan para nereye gider? Devlet bu paraların bir kısmını cebe attı, bir kısmınıda Kürtlere karşı yürüttüğü kirli savaşta harcadı. İslamcı barbar ordusunun silahları, maaşları ve teçizatları yine Kürtlerden alınan paralarla finanse ediliyor. TC insanları sömürmek için her yolu deniyor. Burada sömürgeci devletin, sömürgeden aldığı para ile  ulusal mücadeleyi nasıl bastırdığı yeni bir durum ile karşı karşıyayız. 24 Ocak’ta Kuzey Kürdistan’ın Elazığ, Malatya ve çevresinde olan depremde devletin deprem için hiçbir şey yapmadığı gibi, „Deprem Vergisi“ para topladığı ortaya çıkınca, sömürgeci devlet partilerinin kendi aralarında bile tartışmalara neden oldu.  Devlet kendi yedek hazinesindeki paraları bile harcayınca, „Deprem Vergilerini bile harcamaktan geri durmamış. Devlet hem kendi halkını, hemde Kürtleri sömürmek için daha 1999 yılında yasalaştırdığı ve bununla boşalan bütçesini doldurmak amacıyla, „ek gelir vergisi, ek kurumlar vergisi, faiz vergisi, özel iletişim vergisi ve deprem vergisi gibi birçok vergilerle, Kürtlere karşı yürütüğü savaşı finanse etmiştir. Devletin kendi resmi rakamlarına göre, „Özel İletişim Vergisi“ ismi altında 140 milyar TL toplamıştır. Bu rakamın üçte biri olan 50 milyon TL Kuzey Kürdistan’dan Kürtlerden toplanmıştır. 

Artık Türkiye kamuoyunda bile, depremlerde can kayıpları endişesi yüzünden, „Vergilerimiz nereye harcanıyor“ tartışması başladı. Ne yazık ki, deprem gibi bazı felaketleri yaşamayan bir toplumda böyle eleştiriler kolay kolay gündeme gelmiyor. Yani insanları doğrudan etkileyen durumlarda, belli bazı muhalif sesler çıkabiliyor. İnsanlar acı çekmeden başkalarının derdinden anlamıyor. Türkiye’deki, ekonomik, siyasal, hukuki topyekün çöküş işaretleri, günden güne açığa çıkıyor. Kürtlere karşı verdiği kirli savaşın ekonomik boyutu, devletin verdiği rakamların çok üzerindedir. 
Vergilerin nereye gitiğine verilecek cevap, sadece Almanya’dan 2019’un ilk 10 ayında Türkiye’ye yapılan silah ve teçhizat satışı, 7 milyar 860 milyon Euro’dur. Yine 470 milyar dolar olan diş borç için, günde 77 milyon dolar faiz yurt dışındaki sıcak paraya ödeniyor.  Bu paralar halkın çebinden çıkıyor. Sömürge Kürdistan’ın bu faiz ödemeye olan katkısı (farkında olmadan) nedeniyle, halkın yoksuluk derecesi her geçen gün artmaktadır. ABD tarafından, Rusya’dan gelen doğal gazı Avrupa’ya taşıyacak Türk Akımı Projesi, F-35’ler ve S-400 ile ilgili Türkiye’ye 738 milyar dolarlık savunma bütçesi yaptırım uygulaması açığına para bulmak için içte kemer sıkma, dıştada yeni sömürgeler bulmak için Rojava Kürdistan‘ı, Libya’yı ve Suriye topraklarını işgal etme girişimlerini dahada hızlandıracaktır. 
Savaş ekonomisinin uygulandığı Türkiye’de, 1920’lerden beri ayakta kalmasındaki ana neden, Kürdistan’ın yeraltı, yerüstü zenginliklerini talan edilmesi, Kürt halkının iliklerine kadar sömürülmesi ve alınan vergilerdir. Sömürge Kürdistan olmadan Türkiye ekonomisinin ayakta kalması imkansızdır.
Şibat 01. 2020