PDK-PKK tavrı; Türk ve İran Devletleri İçin Bir Şans Mı...?
Sömürgeci devlet ve Sömürge halklar arasında köklü kopuşu sağlayan tarihsel kırılma momentler, Sömürge halkın özgürlük ve bağımsızlığa ulaşma sürecinde temel nokta olmuştur. Sömürgeci devletlerin sömürgesini kaybetme korku histerisi, sömürge halka karşı yoğun bir baskı ve süreç içersinde baskı soykırım noktasına ulaşıp sömürgeci ülkenin sömürge halkı yönetememe ve uluslararası alanda tecrit olma noktasına; siyasi, ekonomik politik iç kriz batağına doğru yol almasına neden olur.
Bu nokta da ulusal bağımsızlık mücadelesini verme iddiasında olan politik güç ve önderliklerin sömürgeci devletin içine düştüğü iç kriz ekonomik, siyasi, politik sorunlar ve uluslararası alanda tecrit olmanın getirdiği hırs sonucu diktatörlüğe doğru evrilme sürecini amaçlarına ulaşmak için Sömürgeci devletlerle köprüleri yıkmak ve uluslararasındaki tecrit olma konumlarını derinleştirmek için daha çok dost kazanma diplomasisini uygulayarak, ulusal stratejik bir program doğrultusunda hareket etmeleri ile sömürgeci zincirleri kırma da başarılara imza atabilirler.
Erdoğan-AKP iktidarı, IŞID desteği ve Kuzey Kurdistan’ da Kurdistan halkına karşı uyguladığı soykırım, ABD-AB çelişkileri Başta Güney-Batı Kurdistan olmak üzere sömürgecilik zincirinin Kurdistan’ ın dört parçasında kırılma şansının ortaya çıkmasına önemli bir zemin hazırlıyor. Erdoğan’ ın Osmanlı İmparatörlüğünü diriltme hevesi diktatörlüğe doğru yol alması, Kurdistan halkının IŞID-İslam Devleti teröristlerine karşı destansı zaferlerleri; uluslararası arenada, Kurdistan halkını aydınlığın karanlığa karşı savaşan kurtarıcı kahramanları olarak tarih sahnesine çıkma şansını sundu. Şengal jenosidi, Kobanê destani ve Güney Kurdistan’ daki 1500 km uzunluktaki IŞID-İslami devleti ile olan savaş; ABD-AB olmak üzere, Kanada, Avusturalya vs ülkelerin askeri, ekonomik, diplomatik vs alanlarda destek vermek için yarış içersine girmelerine neden oldu.
Kurdistan halkı; Pêşmerge ve Şervanlarının IŞID-İslam devleti efsanesini yıkmalarının getirdiği avantajla Dünya haklarının süperstarı ve İnsanlığı Kurtaran kahramanları olarak gönüllerinde taht kurmalarına yol açmalarına rağmen İmralı-Kandil ve PDK ; iç siyasi, ekonomik krizler içersinde boğuşup Kurdistan halkının zaferleri karşısında uluslararası alanda tecrite doğru yol alan Türkiye’ yi kurtarmak için adeta yarışa girdiler.
İmralı-Kandil; Bir yanda Kurd sorunu Türkiye’ nin iç sorunudur-Bağımsız Kurdistan devletine karşıyız deyip diğer yanda Hendek ve TAK olayları Türk devletinin Mit ile gerçekleştirdiği kitle katliam saldırılarını üstlenerek ‘’ Türkiye’ nin Terörle’’ savaşıyoruz iddialarının haklılığına! Zemin hazırladılar. Kurdistan devletini istemeyen, Kurd sorunun Türkiye’ nin iç sorunudur ve israrla ABD-AB’ nin Kurdistan sorununa müdahil olmasına karşı çıkan, dört parçanın kabul etttiği ve Kurdlerin tek ulus olma sembolleri Kurdistan Bayrağı ve Ulusal marşı red etmeleri, Öcalanın Türk devletinin Emir eri olma roluna soyunması ile Bağımsız Kurdistan yolunda önemli bir handikaptır.
PDK; Kurdistan halkının IŞID-İslam devleti karşısında kazandığı zaferi Türk devletinin IŞID’la olan bağlantı ve desteğinden dolayı tercit olma konumunu kırmak için kampanya başlatırken, Güney Kurdistan’ da bağımsızlığın olmazsa olmazları olan ulusal kurumların kapılarına kilit vurarak, Güney Kurdistan’ da Kurdistani güçlerin ulusal stratejik bir program çerçevesinde Bağımsız Kurdistan’ a ulaşma zeminini yok etme yolunu seçti. Dünyanın hiç bir sömürge ülkesinde Bağımsızlık ajitasyon ve sloganlarla kazanılmamıştır. Bağımsızlığa gitmenin yöntemi açık ve nettir; ya barışçı yolla yada savaş ve zorun gücü ile ulaşılır. Barışçı yolla Bağımsızlığa ulaşma zemini uygunsa bunun yolu Ankara değil-Bağdat’ tır. Birinci yolu seçmenin koşulları yoksa ikinci yol kaçınılmaz. Her iki seçiminde kesiştiği yol; ulusal birlik ulusal program ve ulusal kurumların aktivleştirilmesi ve karar alma yeri olan Kurdistan Parlamentonun rolunu oynamasına alacağı bağımsızlık kararının uluslararası alanda meşruiyet kazanmasına vesile olacaktrı. PDK, Parlamentonun kapısına kilit vurarak Bağımsızlık söylemlerinin tersi yönde hareket ederek, tarihsel momenti heba etme zeminini oluşturuyor.
PDK’ nin Kurdistan parlamento ve Kurdistan hükümetini ekarte ederek Türk devleti ile bireyler temellinde geliştirdiği askeri, ekonomik, istihbarat, siyasi...vs politikalarla Güney Kurdistan’ ı Türk devletinin arka bahçesi-ikinci kuzey Kıbrıs konumuna düşürmüştür. PDK’ nin Türk devletine kelepir fiatina sattığı petrollün yanısıra Petrol Bakanı Aşti Hawrami’ nin Kurdistan petrol rafineleri-kuyularını tapusu ile satma teklifi, PDK-Türk devlet ilişkleri boyutunu net bir şekilde ortaya çıkarıyor. PDK; Türkiye’ ye verdiği Petrol ve diplomatik destekle Türkiye’ nin ekonomik krizi aşmada önemli şans sunmakta ve diplomatik destekle; tecrit olma durumunu ortadan kaldırdığı gibi Kuzey ve Güney Batı Kurdistan’ da yaptığı katliamlara zemin sunmaktadır.
Özetçe; Erdoğan-AKP iktidarı; yaşadığı iç kriz ve uluslararası tecritliği Kurdistan halkına Bağımsızlığa ulaşma zeminini sunmasına rağmen Düşman Kardeşler rolunu oynayan PKK-PDK, Türk devletinin yaşadığı sorunları aşması için farklı kulvarlarda yarış içersine girmişlerdir. Oysa, Türk devletinin yaşadığı iç sorunlar, uluslararası tecritliği Erdoğan’ ın diktatörlüğe doğru yol alması, Başta Kurdistan halkı olmak üzere PKK ve PDK’ nin Türkiye bağımlılığını koparma noktasında çok önemli bir fırsattır. ABD-AB ve Israil’ın Ortadoğuda yeni müttefik arayışları ve Kurdistani liderlere ‘’ İç Sorunlarınızı Çözün’’ mesajları, Kurdistani politik güçlerin Bağımsız Kurdistan esprisi çerçevesinde ortak hareket etmeleri durumunda başta Türkiye ve İran olmak üzere diğer sömürgeci devletlerin, Bağımsız Kurdistanı engelleme şansını ortadan kaldıracaktır.
Türk ve İran devletinin Bağımsız Kurdistan’ ı katliamlarla engelleme ve bu yöndeki girişmleri içte ulusal birliğin güçlenmesine Kurdistan halkının dört parçada kenetlenmesine ve uluslararası alanda da Kurdistan halkına karşı güçlü bir desteğin olmasına yol açar. Türk ve İran devleti bu aşamada direkt olarak Güney ve Güney Batı kurdistan’ a karşı şiddet kullanma yerine Kurdistanı güçleri özellikle PDK, PKK ve YNK kozlarını kullanıp Bağımsız Kurdistanı engelleme planlarını uygulamaya sokmuşlardır. Türk ve İran devletleri PKK-YNK ve PDK’ ye dayanmadan, Ortadoğu sınırlarının yeniden belirlenme süreci ve Bağımsız Kurdistanı engelleme şansları yoktur.
Yaşanılan realite budur. Bu realitenin dinlendirilmesi, tavır takınılması ve eleştiri mekanizmalarının harekete geçirilmesi zorunludur.
Rojhat Badikî