Türk Devleti’ nin Esad Düşmanlığından-Esad Dostluğuna Evrilen Kurdistan Düşmanlığı...!
Esad-Şam dostluğu ve düşmanlığı arasında ters zikzaklar çizen Türk devleti’ nin dış politika başarısızlığına bağlayanlar; Türk devletinin % 6-7 oranındaki orginli Türkle % 93-94 oranındaki diğer halklara hükmedip asimle ettiği, mal-mülkler , vatanlarına katliam ve jenosidlerle nasıl el koydukları, kendi ulusal varlıklarını diğer hakların yok-ediliş temellinde şekillendirdiklerini anlamış değiller. Bu topraklara onbinlerce yıl ev sahipliğini yapmış ve dünya kültürlerinin ana kaynağının yaratıcısı olan bu coğrafya hakları içersinde bir çakıl taşına sahip olmayan Türklerin insanlığa sunduğu; yakma-yıkma, talan-tecavüz ve öldürmeden başka bir şey bulamazsınız....
Bu topraklarda kendilerine ait bir geçmişi olmayan Türk devletinin bu coğrafya da tutunabilmek ve varlığını sürdürebilmenin garantisi olarak ; diğer halkların asimile ve yok edilmesi üzerinde ulusal bir stratejik bir politika oluşturmuştur. Türk devleti ulusal stratejik politikalarıyla uyum sağlayacak ulusal bir ruhi ve kollektif bir şekillenmeyi sağlayacak ulusal eğitim sistemi oluşturmuş, iç ve dış politikalar bu esasta yürütülmüştür.
Türk devletinin gerek iç ve gerekse uluslararası alandaki diplomatik, ekonomik, siyasal, kültürel...vs ilişkileri içi politikalarına hizmet ettiği, Türk devletinin asimilasyon ve katliam politikalarına tezat teşkil etmediği sürece ‘’ Dostluk ‘’ ilişkileri olarak, hizmet etmediği oranda da ‘’ Düşmanlık ‘’ olarak algılanmış ve kendi halkını da bu esas üzerinde şekillenmiştır.
Türk devletinin çok rahat bir şekilde bu gün dost dediğine yarın düşman, düşman dediğine de dost demesinin denedi kendi varlığıdır. Arap halkının Türklerle olan tarihi tercübelerinin ortaya çıkardığı bir realiteden hareketle Türklerle olan ilişkilerinde ‘’ İlişkileriniz Türklerin Çıkarlarına Hizmet Ettiği Sürece Dostsunuz aksi durumda Her an Türkler tarafından Sırtınızdan Hançerlenirsiniz’’ sözü yaşanılmış tarihi bir tercübedir.
Türk devleti-Erdoğan-AKP ile Esad-Baas arasındaki ilişkilerin zikzaklı olması kah dost, kah düşman eksenin de yürümesinin temel nedeni Kurd ulusal hakları ve bağımsız Kurdistan sorunudur. Kurd ve Bağımsız Kurdistan’ ı kendi varlığının ‘’ Mezar-kazıcısı ‘’ olarak gören Türk devleti, Kurdistan halkının özgürlük ve bağımsızlık istem ve mücadelesini yok etmek temek amaçtır.
Arap Baharı öncesi Şam’a koşup Esad ailesi ile Müslüman kardeş ve dostluğu aile fotoğrafı çeken Erdoğan ailesi, Arap Baharının kapıya dayaması Esad-Baas rejimin yıkılması, Kurd’ lerin Akdenize ulaşma ve Bağımsız Kurdistan ihtimalının belirlemesi ile Esad’ ı arkadan hançerlemeyi Türkler üstlendi. Esad karşıdı Suudi Arabistan-Katar ve IŞID-İslam devleti saflarında yer alarak; Bir yandan Esadı devirmeyi diğer yanda Güney-Batı ( Rojava) ve Güney Kurdistan’ daki kazanımları yok etmek için harekete geçti.
İran, Rusya ve Lübnan Hizbullahının fiilli olarak Esad saflarında yer alması ve Obama rejiminin kararsız politikalarından dolayı Şam’ ın güçlenmesi ve Kurd’ lerin kendi topraklarından egemen olmasıyla Türkler ani politika değişikliğiyle Sunii Arap blokundan Şii, Alevi Arap ve Rus blokuna terfi edip ‘’ Esadsız Bir Çözümün Mümkün Olmadığını deklare ederek Astana konferansı düzenleyecileri arasındaki yerini aldı.
Türk devleti iç ve dış politikada başarısız mı...!
% 6-7 Türk etnik yapısı ile ‘’ Türkiye’’ denilen Coğrafyanın % 93-97’ sını oluşturan halklara hükmeden Türk devletinin yürüttüğü dış ve iç politikaları başarısız bulanlar, Türk devletinin yapı ve karekterini bilmiyenlerdır. Türk devleti ve Türk halkının ezici çoğunluğunun ‘’ Arjantin’ de bir Kurd kazanımı olursa buna karşı dururuz ‘’ demesinin bilinç altı Kurd ve Kurdistan’ ın zaptedilmemiş son kaleler olarak görülmesinden kaynaklanıyor. Türk devleti Kurd ve Kurdistan’ ıkendi ulusal varlıkları açısında yok edilmesi gereken son kalelerdir...
Bu mantık silsilesi içersinde şekillenen bir halk ve devletlerin ajandasında; Barış-Uzlaşı ve Kardeşlik yoktur...! Türkiye denilen Halklar Zindanı Yıkılmadan, Onbinlerce yıldır İnsanlığa Hizmet Etmiş Coğrafyamıza Barış ve Kardeşlik Gelmeyecektir.
Her Kurd’ ın özellikle Bağımsızlığa doğru yol alabilecek konumunda olan Güney Kurdistan’ lı liderlerin bu gerçekliği bilmesi ve bu temel de ulusal stratejik bir politika geliştirmeleri elzemdir. Tüm yumurtaların Türk devletinin sepetine konulması Türk devletini asla tatmin etmeyecektir onun istemi tüm Kurd’ lerin kesik-başlarıdır.
24.01.2017
Rojhat Badikî