Skip to main content
Dema xwendinê
xulek
te xwendî ye.

Pîremêrd, Xalid Begê Cibrî ve Saîdî Kurdî(Nursî) 1

În, 10/07/2016 - 18:05
Şîrove

Makalenin anabaşlığına  isimlerini  taşıdığım   3  Kürd şahsiyetinin   yaşamlarını  ve  mücadelelerini   anlatacak  değilim. Daha  önceleri  kısmen de  olsa    bazı  makale ve  yazılarda   çeşitli  konulara  ilişkin  bu    3  Kürd   şahsiyetine  değinmiştim.. Ayrıca   bu  Kürd  şahsiyetlerinin  her biri,  farklı  bir  alanda   faaliyet yürüttüğünü  biliyoruz.

Pîremêrd,  Xalid Begê Cibrî ve  Saîdî Kurdî(Nursî) yaşamlarını    incelediğimiz  zaman  büyük boşluklarla   karşı  karşıya  kalıyoruz.   Türk  devleti  bir  yüzyıl boyunca,   bir  yandan   Kürdleri  fiziki  olarak  soykırıma  tabi tutarken,  diğer  yandan ise  Kürdlerin  tarihi ve  kültürel  değerlerine  karşı da   jenosidler   gerçekleştirdi.    Sonuç  olarak  Kürdleri  tüm  değerleriyle  tarih  sahnesinden  silmek  istiyorlardı.  Türk devleti  bu kirli amacına   ulaşmadı, fakat  Kürd tarihi üzerine  büyük tahribatlara  neden  oldu..Türk devleti bir yandan   Kürd tarihine  ilişkin belgeleri   ya yok ediyor yada  gizliyor,  diğer  tarafta  ise   sahte  ve  çarpık  bilgilerle   ortalığı   bulandırıyor.   Kürdistan tarihine  ve  her hangi   bir  Kürd  yurtseverin  yaşamına  ilişkin  araştırma  yapılırken,   elde  edilen   en  küçük  belge ve  hatta   bir  eserdeki   tek  cümle   dahi  büyük  önem  taşımaktadır.Pîremêrd

Pîremêrd’in    kaleme  aldığı  çeşitli  yazılarında  Xalid Begê Cibrî ve  Saîdî Kurdî(Nursî)den   söz ediyor.

 

Bilindiği  gibi Pîremêrd  1898 yılında   İstanbul’a  geliyor.   Daha  önce  Pîremêrd üzerine  yazdığım bir makalede   onun  Suleymaniye’den İstanbul’a  gidişi hakkında   şöyle demiştim:

 

 

“1898 yılında Sultan Abdulhamid’in daveti üzerine Şeyh Mustafa Neqib ve Şeyh Saidi Hefid (Şeyh Mahmud’un babası daha sonra Osmanlılar tarafından Musulda öldürüldü) bir Karwanı örgütleyerek İstanbul’un yoluna düşüyorlar. Pîremêrd’e bu Karwan ile birlikte gidiyor. Bu Karwan’ın tüm masraflarını Osmanlı Sarayı üstleniyor. İstanbul’da Sultan’a misafir oluyorlar. Değerli Kürd şairi Ziwer’de anılarında kendisi ile Şeyh Mahmud’unda kafile de olduğunu yazıyor. Kürd kaynakları Sultan Addulhamid’in Kak Ahmedi Şeyhi İstanbula davet ettiğini, fakat o hasta ve yaşlı olduğundan dolayı gidemediğinden dolayı, oğlu Şeyh Saidi gönderiyor. Kak Ahmedi Şeyh o dönemler Güney Kürdistan’ın çok yaygın bir alanında tek dinsel otoriteydi, namı tüm bölgeyi sarmıştı. İstanbul’da bir yıl kaldıktan sonra Pîremêrd Şeyh Said, Şeyh Mustafa ve daha bir çok tanınan şahsiyet ve aydınlarla birlikte Hacca gidiyor. Bu Hac ziyaretinden sonra Pîremêrd „Haci Tofiq Bey“ diye anılmaya başlıyor.”  (Pîremêrd  hakkında  daha  detaylı bilgi için  daha önce  kaleme aldığım  söz konusu  olan  makaleye bakınız)(http://zagrosname.com/blog/2016/08/04/bueyuek-kuerd-sairi-piremerdin-yasami-ve-eserleri/)Image removed.

 

Pîremêrd  ile   Saîdî Kurdî(Nursî)nin   ilk   karşılaşması   İstanbul’da   oluyor.  O dönemler   İstanbul’da  Divanyolu’nda, Karababa Sokağı’nın başında, DİYARBEKİR KİRAATHANESİ  adlı   vardı..  O dönemler   Diyarbekir Kıraathanesi   Kürdistan’ın farklı  bölgelerinden ve  şehirlerinden  gelen  asker, aydın, öğrenci,  sürgün edilmiş  Mir ve Şeyhlerin çocukları ve  hamallarının(Saidî Kurdî  bir yazısında   İstanbul’da   40  bin  Kürd hamalından  söz ediyor)uğrak  yeriydi..  Ne  yazık ki    İstanbul Kürdlerinin  tarihinde  önemli bir yer tutan DİYARBEKİR KİRAATHANESİ  bugün  yok.

 

Bir  gün  Pîremêrd   DİYARBEKİR KİRAATHANESİNDE   oturup gazeteleri  okuduğu zaman  gözüne  bir haber   ilişiyor. Bu  haberde    “Bediüzzaman Saîdî Kurdî   evinde   kendisini  ziyaret edenlerin  tüm sorularını cevaplıyor” deniliyor..   Bediüzzaman Saîdî Kurdî   o zaman   İstanbul’da  Fatih Medresesinde   kalıyor..  7 gün  boyunca   toplumun farklı katmanlarından  kadın, erkek  yaşlı ve  genç  onu   ziyaret  ediyordu.

 

Şair Pîremêrd     Diyarbekir Kıraathanesinde  otururken daha  önce   tanıştığı ve  sık sık  görüştükleri  değerli  Kürd yurtseveri   Xelîl  Xeyalî   geliyor. Xelîl  Xeyalî   geçen  yüzyılın ilk başlarında   Kürd  siyasal örgütlemelerinde,  dil alanında ve  Kürd  basınında  önemli rol oynayan  yurtsever bir  Kürd  şahsiyetidir. (Piremêrd   bir  çok  yazısında   Xelil Xeyali’den övgüyle söz ediyor.)

 

Xelîl  Xeyalî,   Pîremêrd’e: “Bediüzzaman  Mela Saîdî Kurdî  gelmiş hala  görmeğe  gitmedin mi?  diye sorar..

 

Pîremêrd:  “ Ben  Melalarla   uyuşamıyorum”  diyor.

 

Xelîl  Xeyalî:   “O da  senin gibi  Melalardan   bıkmıştır”  diye cevap veriyor.   Mutkili Xelîl  Xeyalî’nin  Bediüzzaman  Mela Saîdî Kurdî   hakkında   verdiği  bilgilerden sonra Pîremêrd  hemen   orada “ hadî   gidip kendisin  görelim”  diyorum.   Akşam  saatlerindeydi  zaten   o saatlerde  Mela Saîdî Kurdî’nin  fazla   ziyaretcisi yoktu.   İkisi    Diyarbekir Kıraathanesinden  kalkarak    Fatih Medresesine  doğru  yola  koyuluyorlar.  Xelîl  Xeyalî ve Pîremêrd, Mela Saîdî Kurdî’yi  ziyaret ediyorlar. Saîdî Kurdî,   Xelîl  Xeyalî Bege  “Hoş geldin  sana   hediye olarak  elbise  getirdim..   Bu  seninle  birlikte  gelen de   Suleymanyeli Tofiq  Beydir”  diyor.

 

Xelîl  Xeyalî Bege   “nereden bildin  seyda”  diye  soruyor.

 

Saîdî Kurdî: “ Gönlüm bana  haber verdi” diye cevaplıyor. O esnada   Saîdî Kurdî   sağ elini   Pîremêrd’in  omuzuna  götürerek  kucaklaşıyor ve “Kürdlerin musafahası(toklaşması)  böyledir” diyor.

Bu  iki  Kürd  şahsiyetin  ilk tanışmaları  böyle  başlıyor ve  sonraki  süreçte de devam ediyor.Mela Saîdî Kurdî

 

19 Eylül 1908 tarihinde    daha  önce  Kürdistan’dan  sürgün edilen   Nehri, Baban, Botan ve daha  başka  ileri  gelen  Kürd ailelerinin  çocukları  dahil  olmak  üzere  Kürd aydınları İstanbul’da Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti  kuruyorlar.

 

Kürd  aydınları  bu cemiyete  bağlı  olarak  5 Aralık 1908 tarihinde  Kürd Teavün ve Terakki Gazetesini çıkarmaya  başlıyorlar.

Kürd Teavün ve Terakki Gazetesinin imtiyaz sahibi ve   Genel Yayın Yönetmeni   Pîremêrd  olarak bildiğimiz  Suleymaniyeli   Tevfik Beydir.

 

1909 yılında  kapatılan ve  88 sayısı yayınlanan gazete de    Kürdistan’ın  farklı bölge ve Suleymaniye, Hewler,  Amed,  Erciş,  Malatya ve  Erzincan  gibi  şehirlerinden gelen yazarlar    Kürdçe ve  Türkçe  yazılar yayınlıyorlardı.    Gazete de   dikkati  çeken  yazarlar, 

 

Suleymaniyeli Tevfik Bey,  Prof. Dr. İsmail Hakkı Baban,  Diyarbekirli  Ahmed Cemil(baş yazardı),  Hewlerli  Haydarizade İbrahim,  Malatyalı Bedri,  Erzincanlı Hamdi Suleyman,  Hüseyin Paşazade Suleyman,  Ercişli  Siyah Ahmed Şewqi,  Muhammed Tahir Ciziri,  Mutkili Xelil Xeyali,  Şerefxan Bedlisinin torunu  Ahmed,  Mela Saîdî Kurdî ve  Süleyman Nazıf  gibi   yazarlar  Kürd Teavün ve Terakki Gazetesine   yazılarıyla  katkıda  bulunuyorlardı.

 

Amedli  olan Süleyman Nazıf,  süreç içinde   Kürd  kimliğini  inkar  ederek aşırı bir  Türk ırkçısı  oldu..   İttihat ve Terakki    iktidarı  döneminde  Musul valisi olduğu sırada  değerli   Kürd  yurtseveri  Şêx Abdulselam Barzanî’nin    idam kararını    kendisi verdi ve uyguladı.

 

Mela Saîdî Kurdî, Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi ilk sayısında  başlayarak  yazmaya başlıyor.   İlk  sayidaki  makalesi  “Ey Gelê Kurd adlı Kürdçe  makalesidir ve  daha  sonra  başka   sayılarda da   Kürdçe ve Türkçe   yazılar yazıyor.   Pîremêrd,  kendi  isminin  dışında   bir  dizi sahte  isimle gazetede   yazı ve şiirlerini yayınlıyordu..  Daha  sonra   Güney  Kürdistan’da  çıkardığı  JÎN  dergisinde   de  farklı isimler altında  yazılar  yayınladığını  biliyoruz.

 

Piremêrd  ile Mela Saîdî Kurdî’nin  ilişkileri  sadece  Kürd   örgütleri ve basınında   sürmüyor.

 

15 Temmuz darbe  girişimi    olduktan sonra   bazı Türk çevreleri   hemen   15  Temmuz  ile   31  Mart darbesi arasında  bir bağ kurdular.    Bu  bağ  ise  Nurculuk  üzeri  kuruldu.   

 

31 Mart 1909   askeri  darbe  girişiminde  sonra Piremêrd   ve  Mela Saîdî Kurdî  tutuklandılar.   Bir  çoğumuz    Mela Saîdî Kurdî’nin  tutuklandığını biliyorduk, fakat  şair  Piremêrd’inde    darbe  girişiminden  dolayı  tutuklandığını  bilmiyorduk. 

 

Devam edecek

 

Aso Zagrosi

Şîroveyeke nû binivisêne

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category