AFGANİSTANDAN KÜRDİSTANA
AFGANİSTANDAN KÜRDİSTANA
Brahim Ziravav
Afganistan’la Kürdistan arasında hiç bir benzerlik yoktur. Her şeyden önce Afganistan yabancı işgalin hüküm sürmediği, yabancı egemenliğini kabul etmeyen, yüzyıllardır kendi kendini yöneten bir devlet varlığına sahiptir. Bütün devletler de Afganistan’ın kendi toprakları üzerindeki egemenliğini tanımak zorunda ve tartışma konusu yapmamaktadırlar.
Kürdistan ise dörde bölünmüş, parçalanmış bir sömürge. Bunun da ötesinde Kürdistan ve Kürd ulusu inkar edilmiş, yok sayılmaktadır. Yani uluslararası sistemde Kürdistan ve Kürd ulusu yok sayılmaktadır. Dolayısıyla hiç bir hakka da sahip değildir. Son iki yüzyıldır ulusal bağımsızlık için mücadele etmektedir. Bir soykırım süreci yaşamaktadır. Bu yanıyla Afganistan’la hiç bir benzerliği yoktur.
Afganistan’ın esas meselesi toplumu ortaçağ karanlığına hapseden siyasal islamdır. Afganistan’da iç iktidar mücadelesi sürerken Kürdistan’da yabancı (sömürgeci) egemenliğine karşı ulusal kurtuluş mücadelesi gündemdedir. Bu yanıyla da benzerlik kurulamaz.
ABD’nin “ulusal çıkar” ve dünya sisteminin istikrarı ve güvenliği açısından uluslararasında islami teröre karşı müdahale ettiği Afganistan’dan çekilmesi, benzer gerekçelerle müdahale ettiği Irak ve Suriye’den de çekileceği düşünülürse Güney ve Rojava Kürdistan parçalarındaki Kürd oluşumlarının tehlikeye gireceği açıktır. Afganistan’dan çekilen ABD’nin buradan da çekilmesi halinde Kürdler varolan kazanımlarını yitirecek yeni bir soykırımla karşı karşıya kalacaktır. Kürdistan’daki siyasi oluşumlar bu duruma hazırlıklı olmak zorundadır.
Bu anlamıyla ABD’nin Afganistan’dan çekildiği gibi Irak ve Suriye’den çekilmesi karşısında gelecek tehlikelere işaret eden bazı çevrelerin, aydınların veya gazetecilerin dikkat çektiği tehlike dikkate alınmalı. Bunlar “felaket telallığı yapıyor” “umutsuzluk yayıyor” gibisinden sözlerle geçiştirme yerine, böyle bu eleştirileri gelecek tehlike karşısında uyarıcı kabul etmek, buna hazırlıklı olmak tutumu daha doğrudur.
Başka bir ifade tarzıyla sömürgeci devletin istikrarsızlığa veya iç savaşa sürüklenmesiyle Kürdistan üzerindeki hakimiyetini kaybetmektedir. Bu dönemde Kürdler özerk bir yapı oluşturmakta ve kendi kendini yönetmektedir. Ancak sömürgeci devletin yeniden güçlenmesiyle içerde istikrar sağlaması dışarıda sistem içinde devletlerle ilişkilerini sağlamlaştırmasından sonra Kürdistana yönelerek varolan özerkliği ortadan kaldırmakta eski sömürge statüsüne geri dönmektedir. Dört sömürgeci devletin askeri gücü karşısında Kürdlerin direnişi başarı getirmemektedir. Dolayısıyla özerklik veya federasyon gelecekte daha güçlü soykırımları bünyesinde barındıran oluşumlardır. Kürdistan için kısır bir döngüdür. Güney Kürdistan’da ve Rojhılat da sürekli tekrarlanmaktadır. Kürdler bu kısır döngüye kendini hapsetmemelidir.
Tek çıkış yolu bağımsızlıktır. Eğer Kürdistan bağımsız olursa uluslararasında yasal meşruiyeti sağlar, kendini savunacak gücü oluşturabilir.