Skip to main content
Dema xwendinê
xulek
te xwendî ye.

Sykes-Picot Antlaşmasını 100.yıldönümünde Bağımsız Kürdistan

Ykş, 10/02/2016 - 17:52
Şîrove

Sykes-Picot Antlaşmasının  100. Yıldönümünde   hiç  olmasa  Kürdistan’ın bir parçasında   Bağımsız  Kürdistan Devletini  ilan ederek  cevap vermek   dünyada   tüm Kürd yurtseverlerin  istemi ve  talebiydi.

İslami  devletin   oluşması  ile birlikte   Kürdlerin trajedisi ve   Kürdlerin Daiş’a  karşı  kahramanca   yürüttüğü  mücadele   tüm dünya  halkların gündemine  canlı bir şekilde  oturdu. Güney  Batı Kürdistanlılar dünya  halklarından  büyük  bir  sempati  topladılar ve destek  aldılar.

Bu sempati ve desteği  kullanarak  ve birleşerek  Bağımsız Kürdistan  devletini   ilan etmenin  tam zamanıydı.

Fakat,  ne  yazık ki   parti ve  grup çıkarlarını   Kürdistan  halkının   ulusal çıkarlarının  önüne çıkaran  siyasal  yapılar   Sykes-Picot  Antlaşmasının 100.yıldönümünde   kendilerine   altın tepside  sunulan  tarihsel momenti kaçırdılar.   Musul ve Rakka’nın  Daiş’dan  alınmasından  sonra   Kürdlerin  karşısına  başka  güçler,  başka  denklemler ve başka  sorunlar  çıkacak..  Bugün   Kürdlerle müttefik  olan  güçlerin bir kesimi dahi dış destekler de  alarak,  Kürdlerin  karşısına  çıkacaklar.

Sykes-picot

 

Böyle bir tarihsel anın kaçırılmasının  sorumluları    askeri ve kitlesel destekleri  olan   Kürd  siyasal  çevreleridir.

Ev  ödevlerini  yapma,   “Mala Kurd”un   iç işlerini  düzene sokma, ve  Kürdler arasında  ulusal birlik temelinde barışı   sağlama  yerine,  dar  parti ve  grup  çıkarları  için  popülist  yaklaşımlar  içine  girdiler.  Böyle  bir  yaklaşıma   gerek yoktu.  Çünkü   Kürdler  daha  önce Kürdlerin %98’i   yapılan  gayri  resmi  bir referandum da  Bağımsız  Kürdistan için  oy kullanmıştı..

Yapılması  gereken   geçen  bu  zaman içinde    Kurdkuji  savaşı  sonrası   şekillenen  iki  idare  olayına   son vermekti.    Partilere bağlı  askeri, istihbarat,  polis vb  tüm  yapıları  tasfiye  ederek    devlet  kurumları  temelinde    hukuki  bir  zeminde  kurumlaştırmaktı.  Güney  Kürdistan’ın  ekonomi kaynaklarını ve   dış ilişkilerini  partilerin  denetiminden  çıkararak   devlet kurumları temelinde   yeniden  organizasyonu   sağlanmalıydı.     Kürd  partilerinin   kendi başlarına   Kürdistanı  sömürgeleştiren  devletlerle   her türlü  ilişkileri   yasaklanmalıydı.   Eğer  bu  ev  ödevleri   yapılmış  olsaydı,  istediğin gün   düğmeye  basar   ve   Bağımsız  Kürdistan’ı  ilan  ederdin

 

MALA  KURD’un  içinde    yapmamız  gereken  bu ödevleri  yerine getireceğimize,   ZONE ZERD ve ZONE  SEWZ  adlı  iki idareyi   çatıda  ortak  temsil  eden  kurumları da   işlevsiz  hale   getirdik.   Kürdistan Başkanlığı   yasal boşluğa   düştü..  Kürdistan Parlamentosu   tasfiye  edildi.  Kürdistan hükümeti  vekaletten bakanlarla ve yasamanın kontrolü  dışına   çıkartılarak   işlevsiz  hale  getirildi.   Parlamentonun  kontrolü  dışına  çıkan  hükümetin  ekonomik alandaki başarısızlıkları  ve  kriz  Kürd toplumu içinde  ciddi bir  bölünmeye  yol açtı.  Daha  önce    “iflas  etmiş”  olarak  deklere  edilen  Bağdat,  yeniden   Kürdlerin gündemine  girdi.   Şimdi    Hewler ve   Bağdat   arasındaki  ilişkileri normalleştirmek,  ekonomik  sorunları çözmek  ve gerçek  federal ortaklığı   hayata  geçirmek  için    komisyonlar  oluşturacaklar.   Eğer   gerçek  federasyon   hayatta  geçirilmese    “Kürdlerin  başka  anayasal  seçenekleri var” !!! diyorlar. 

ala kurdistan

Sykes-Picot Antlaşmasının  100.yıldönümün   son aylarını da    komisyonlarla kayıp edeceğiz.

 

Güney  Kürdistan’da   Bağdat  Arap  politikacıları arasında    sürekli   “dost”  ve  “düşman”   politikacılar tespiti var..   Bir ara   Sünni  Araplar   “düşman” ,    Maliki   “dost” ve ittifak”   güçtü.  Aktüel  olarak  Abadi  “dost”,    Maliki ve  Irak Parlamento  başkanı  “düşman”  olmaya  başladı..     Daha  10  gün  önce    “Kürdler  işgal  ettikleri alanlardan çekilsinler”   diyen   Abadi,      Musul  sonrası  kısmen  iktidarını   sağlamlaştırırsa    Kürdlere   ne  söyleyeceğini  merak  ediyorum.  Aslında   Sünni yada  Şii  Arap  siyasetçilerin  hepsinin    Kürdlere  ve  Kürdistan’ın  bağımsızlığına   ilişkin  tutumları  arasında   niteliksel  olarak   hiç  bir  fark  yoktur.  Bu çevreler   kendi  aralarındaki  iktidar  kavgalarında   Kürdlere  ihtiyaç  duydukları  zaman   Kürdlerin kapısını  çalıyorlar..

 

Güney  Kürd  siyasal yapıları   Türk, Arap ve Farsların   kapılarına  ayrı ayrı    gideceklerine, her şeyden  önce   MALA  KURD’un   içine  yönelmeliler..    Eğer  Kürdler  iç birliğini  sağlarlarsa  Batı  devletlerin  desteği ve  devlet   kurumları aracılığı   şu yada  bu  devlet üzerinden   dış dünyaya  açılabilirler.  Eğer  parti-devletçiklerini  dağıtıp  merkezi  bir  Kürdistan  devleti  konsepti üzerine  anlaşamıyorlarsa,     sonradan   Kürd  dostu  olan  İngiliz  ajanı   Binbaşı  Noel’in   projesi  üzerine   kafa   yormalılar..  Herhalde  binbaşı  Noel  1919’da   60  Kürd  aşiret reisiyle(Doğu  Kürdistan’dan  bazı aşiret reisleri de var) Suleymaniye’de  gerçekleştirdiği  meşhur  toplantı  sürecinde   böyle bir düşünceye  sahip oldu.    Binbaşı Noel   Kürd  aşiretlerini   tek   bir çatı altında   toplamanın zor  olduğunu  düşünerek   bir   Kürd  konfederasyonu   projesini    geliştiriyor.     Suleymaniye,   Musul  ve Amed  merkezli     3  yapı  oluşturarak    bir  konfedere  yapı  temelinde  birleştirerek   Bağımsız  Kürdistan Devleti oluşturma  düşüncesindeydi.

Bağımsız  Kürdistan devletini  Sykes-Picot  Antlaşmasının 100.yılında   kaçırdık..   1001.  Yıldönümü   geliyor!!!!

02  Ekim 2016

Aso Zagrosi

Şîroveyeke nû binivisêne

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category