Dema xwendinê
xulek
Kürdistan Kamuoyuna
Son günlerde devrimci ahlak ve siyasi dilden yoksun, insani değerlere sahip olmayan bir “ağız”la, sosyal medyada, birileri kişileri hedef alarak hakaretler, küfürler, iftiralar yağdırmaktadır. Aslında kamuoyu, geçmişte bir çok Kürdistani hareket ve şahsiyete, benzer bir dil kullandığından, bu kişiyi yakından tanıyor.
Daha açık konuşmak gerekirse HH şimdi de DK’u hedef alan peşpeşe yazılar yayımladı. Kuruluşundan beri sömürgecilerin saldırısıyla karşı karşıya olan hareketimizin illegal ve gizli yapısını, geçmişte yaşananları ihbar edercesine ifşa ediyor. Söylenecek şeyler var, söylenmeyecek şeyler var. Her siyasi harekette olduğu gib kendi gizli iç çalışmaları var, dışa yönelik açıklamaları var. Bu şahıs,yalan, yanlış, abartma, kurgularla, komplo teorileriyle kamuoyunu yanlış bilgilendirirken hareketimizin geçmişten gelen olumlu imajına gölge düşürmektedir. Bir çok arkadaşımız bu durumdan son derece rahatsız olmuş ve bunu bize yansıtmıştır. Karşı karşıya olduğumuz problem siyasal bir sorun veya örgütsel bir ayrılık değildir. Siyasi bir sorun konuşularak, tartışılarak, örgütsel bir sorun tüzüğe başvurularak bir çözüm aranır. Daha da olmazsa herkes yolunu çizer. Bu iş burada biter. İşin doğrusu “klinik bir vakıa” ile karşı karşıyayız. Doğru düşünme yetisini yitirmiş, kendi eski dava arkadaşlarına her türden iftira, hakaret, küfür, küçük düşürücü sıfatlar kullanmayı marifet sanıyor.
Uzun yıllardır KAWA Hareketi ile örgütsel ilişkisi olmayan, sadece kültürel ve tarih çalışmaları yapan, eski dava arkadaşlarını isim vererek, Türk devletine ihbar edecek kadar pusulayı şaşırmıştır. Bütün bunlarla siyaset yaptığını sanmaktadır. Ajanlık suçlaması rastgele yapılmaz, yapılmamalıdır. Bunun bir kuralı vardır. Ajanlık suçlaması yapıldığında ispat edilmeli ve bunun sonucu olarak da cezai müeyyideye gidilmelidir. Bunun dışında rastgele ulu orta hiç kimse ajanlıkla itham edilemez. Bir devrimciyi, yurtseveri zan altında bırakmak doğru değil. Bunun sonuçları çok ağırdır. Mit ajanlarının bir görevi de devrimci saflardaki kişileri ajanlıkla suçlayıp itibarsızlaştırmak, saflarda güvensizlik, dağınıklık yaratmak suretiyle kendini gizlemektir. Ülkemizde veya başka ülkelerde bunun örnekleri çoktur. Daha önceleri Kürdistan davasına büyük katkıları olan şahsiyetleri ve saflarımızda büyük fedakarlıklar yapan arkadaşları “mit ve ajan olmakla” ulu orta suçlayan bu kişi, bir kaç arkadaşımızı zan altında bırakınca, saflarımızı terketmelerine yol açmıştı. Birileri kendi dünyasına çekildi birileri de başka alanlarda çalıştı ve şimdi müebbet ceza alıp cezaevinde yatanlar bile var.
Daha önce Kürdistani güçlere, yurtsever şahsiyetlere, hareketimizin geleneğinde olmayan bir dille ve uslupla saldırması, bir çok kişiyi “mit ajanı” ilan etmesi, Kürdistanın yeterince ve belli düşmanı varken Kürdistan’daki hareketleri düşmanlaştırması, karşısında tavır aldığımız ve buna artık müsaade etmeyeceğimizi bildiğinden, hareketimizin saflarını terketti. İşin doğrusu biz bu adamın peşinde olmadığımız gibi muhatabımız da değildir. Kamuoyunun bilmesi açısından bu açıklamayı yapıyoruz, bundan sonra zorunlu kalmadıkça, buna cevap vermeyi de düşünmüyoruz. Ama verirsek de bütün boyutlarıyla dosyasını halka açıklayacağız. Ancak 68’den günümüze tüm yaşamını devrimci mücadele içinde geçirmiş hareketimizin kadrolarına yönelik çamur atmaları karşısında kamuoyunun yanlış bilgilenmesine müsaade etmeyeceğimiz de bilinmelidir. Genel toplantıda KAWA hareketinin kural ve ilkelerine riayet etmediğinden, KAWA saflarında Kürdistan davasına, Kürdistani güç ve şahsiyetlere hakaret edemeyeceğini, istediği gibi at oynatamayacağını anlayınca, ayrılıp çekip gitmiştir. Gidişine kimse engel oluşturmamış, önü de açık, hodri meydan, yolunu kesen de yok.
Dönüp KAWA kadrolarına saldıracağına sömürgeciler orada, meydan da orada, zamanını ve çabasını oraya harcasa, daha hayırlı bir iş yapmış olmaz mı? İşkencede kendisine diz çöktürüp, itirafçı düzeyine düşüren, onursuzlaştıran işkenceci cellatlarla, sömürgecilerle hesaplaşmak daha doğru yol ve yöntem değil midir? Ömrünün kalan bir kaç yılını da, Kürdistan’da sayılı devrimci kadrolara çamur atmakla geçirmenin bir siyasi kazanımı yok. Bu kimseyi yüceltmez. Ama “hastalık” başa bela, birilerinin doğru ve yanlış kendisinden bahsetmesi ve böylece “önemli biri olduğu kanısını edinmesi” ve bunu teşvik etmesi, düşüncesi bir açmazdır. KAWA HAREKETİ