Pasif ve demokratik mücadel biçimlerinin önemini küçümsememek gerekiyor
Çiya Artos - Bir halk Pasif Mücadeleyi birlik içinde tam olarak uygularsa, düşmanın ekonomisini batıracak ve dünyadan izole edecek bir rol oynayabilir. Elimizden birşey gelmiyor, birşey yapamıyoruz demek doğru değildir. Bunun için her Kürk neferi sorumlu davranmalı ve bulunduğu alanda bişeyler yapmalıdır.
Bu mücadele biçimleri nedir:
- Sürekli olarak barışçıl gösteriler yapmak. (Özellikle yolları kapatmak, lastik yakmak ve dükkanlara molotof kocktail atmak bizim mücadelemize gölge düşüreceği gibi, Kürt davasını uluslararası alanda teröristlikle damgalar. Mücadelmize zarar verecek bu tür eylemlerden eylemlerden kaçınmamız gerekiyor. Çünkü biz haklıyız)
- Diplomasi yürütmek
- Türk Mallarını baykot etmek
- Türkiye’de ev, arsa ve mülk almamak
- Türkiye bankalarınında hesap açmamak varsa iptal etmek
- Türkiye Turizmini baltalamak
- Türkiye’nin uçaklarına binmemek
- Türk askerliğini reddetmek ve gitmemek
- Türkiye‘nin Fabrikalarına zarar vermek
- Yoğun bir anti faşist Türk propogandası yapmak
- Terör ve mafya yuvası heline gelen Türk camilerine gitmemek. (Kürtler Namaz‘ı her yerde kılınabilirler)
- Türklerin açtığı ve yönetiği dil kurları ve kuran kurlarına gitmemek. Çünkü buralarda çocuklarımız hem asimilasyona uğramakta, hemde beyinleri yıkanıp islamcı terörist yapılmaktadır.
- Kürdistan’lı sanatçılar, aydınlar, yazarlar ve şahsiyetler sürekli olarak Avrupa ve bütün dış ülkelerde halka ve yabacılara yönelik toplantılar ve panneler düzenlemelidirler. Bu toplantılara Kürt doştu yabancı politikacılar ve hahsiyetler çağrılmalıdır.
- Sosyal media iyi kullanılmalı, önemli yazı, video ve resimler yabancı dillere (İngilizce, Almanca, fransızca ve ispanyolca gibi önemli dillere) çavrilmelidir. Çünkü dünyaya derdimizi daha iyi anlatma imkanımız olabilir.
- İyi dil bilen Kürtler, yabancı dillerde Kürdistan’ı tanıtmalı ve Türkiye‘nin Kürtler üzerindeki baskı ve katliamlarını teşir etmelidirler.
- Türkiye’nin yasal bir devlet olmadığı, islamcı teröristlerin devleti olduğu bütün dünyaya anlatılmalıdır. İŞİD, El Kaida ve ÖSO gibi terör örgütlerinin finasmanı ve kurucusunun Türkiye olduğunu tüm dünya’ya anlatılmalıdır.
- Türkiye’nin gerçekleştirdiği bütün Kürt, Ermeni, Rum, Yahudi, ve azınlıkların katliamını resim ve belgelerle yabancılara ve Kürt halkına anlatmak gerekiyor. Böylece Türkiye devletinin tüm dünya için ne kadar tehlikeli olduğu işlenmelidir. Yani Türklerin hala barbarlıktan vazgeçmedikleri ispatlamalıdır.
- Türkiye’nin Rojava’da kimyasal kullandığını ispatlanmalı ve Türkiye’nin uluslararası mahkemede yargılanması için bir kampanya başlatılmalıdır.
- Türkiye’nin bin yıldan beridir her zaman Kürtlere katliam ve düşmanlık yaptığı ve bu nedenle Türkiye’nin Kürtlerin baş düşmanı tespiti yapılmalı ve bu yönde yoğun bir propoganda yapılmalıdır.
- „Halkların kardeşliği“ propogandasının yalan olduğu, Kürtleri kandırmak ve sömürge statüsünde tutmak için devleti bir propogandası olduğunu belirtilmelidir. Özellikle „Türkleşme“ proğramını önüne koyan Kütlerin bundan vazgeçmesi ve Kürt halkından özür dilemeleri gerekiyor.
- Türk devletiyle beraber çalışan ve destek veren, özellikle dindar Kürtleri Kürdistan mücadelesine kazandırmak için yoğun ve inandırıcı bir çalışma yapılmalıdır.
- Türk devletiyle kesin bir kopuşun temelleri atılmalıdır.
- Birbirimize karşı hakaret ve küfür dilini bir tarafa bırakıp, birlik için zemin hazırlamalıyız.
Cotmeh 2019