Benim temsilcim: Kürd Çobanı
Aso Zagrosi
Son dönemlerde Türkiye'de Kürd meselesinin çözümü için yoğun bir tartışma var. Herkes bir şeyler söylüyor. Türk Genelkurmayı tavrını net bir şekilde ortaya koydu. Türkiye “ulus devleti ve üniter devlet olarak kalacak“ diyor. ”Gurup hakları ve toplumsal haklarda olmaz” diye ekliyor.
Kürdler adına konuşanlarda Kürd meselesini yaşamını Kürdlere düşmanlıkla geçiren eski diplomat ve MHP milletvekili adayı İ.Türkmen'e havale ettiler. “Kürd Dostu“ geçinen bazı Türk çevreleri teşvikiyle, Genelkurmay'ın Demokles Kılıcı altında, İmralı aracılığı ile Kürdler adına konuşanlara attırdıkları geri adımlar neticesinde Kürdlerin tüm ulusal talepleri sulandırıldı. Kürdler adına konuşanlar süreç içinde geri adım ata ata uçurumun kenarına geldiler ve dipsiz bir kuyuya yuvarlandılar. Şimdi de kuyudan çıkmak için umudu İ.Türkmen'e bağlamışlar.
Nereden nereye?
Bu son savaşta yüzbine yaklaşan ölü, milyonlarca göç ve 4000 cıvarında yerleşim biriminin yıkımının karşılığı İ.Türkmen'in hakemliği ...
Allah Kürde akıl versin!! Eğer akıl olsaydı İ.Türkmeni “akil adamı“ olarak çağırmazlardı yada onu çağıranlara teneke bağlarlardı. Bu son savaşta Kürdlerin verdiği kayıplardan daha az nufüsa sahip bir dizi devlet var. Kürdler adına konuşanlar Kürdlerin ulusal taleplerini hiçleştirdiler. Kimsenin sesi çıkmıyor. Aslında Kürdler Türklerle görüşmeleri sürdürmek için bir Kürd Çobanını temsilci olarak seçseydiler, halimiz bu olmazdı.
Kürd Çobanı Türklerden ne istiyecekti? Talepleri ne olacaktı?
Çok basit.. Toplarınızı, tanklarınızı, askerinizi, mayınlarınızı dağlarımızdan, ovalarımızdan ve zozanlarımızdan çekin!!!
Sürülerimize koyduğunuz tüm yasakları kaldırın!! Uçaklarınızla doğamıza yönelik yaptığınız tüm saldırılarınızı durdurun ve Türke ait ne varsa hepsini alın ve defolun!!!
Ben bu dağlarda sürülerimi özgür bir şekilde otlatmak istiyorum.. Halkımız yazın bu dağlarda rengareng çatırlarını kuracaklar ve özgür bir şekilde zozanlara yerleşecekler. Koyunlarım, keçilerim ve yani hayvan sürülerim benim kavalımın Kürdçe ezgilerine hasret kaldılar. Bu ülke de her şivan bir dengbêj idi. Türklerin vahşetinden dolayı Şivanlarımız stran söylemiyorlar. Sürülerimiz ezgilerimizi unutuverdiler. Şivanımız son sözünü şöyle bağlayacaktı:
Bu toprakları terkedin ve defolun!!! Tüm aklınızı kendinize saklayın sizden hiç bir şey istemiyoruz! Yeterki defolun!!!! Kürd Çobanın bu sade talepleri beni yıllar önce Molla Mustafa Barzani döneminde Şêxan sorumluğunu yapmış eski bir KDP kadrosunun anlatımlarına götürdü. Onun anlatımlarına göre Irak Hükümetiyle Kürdistan Devrim Önderliği arasında Otonomi Antlaşması imzalanmıştı. Kürdler Kürdistan'ın büyük bir kesimini kontrol altında tutuyorlardı. Bir gün Araplardan biri Şêxan'daki KDP Liq'ına geliyor ve ona “Kürdler benim evimi işgal etmişler, ben evimi geri istiyorum“ diyor. O esnada KDP Liq sorumlusunun kaldığı evin ikinci katında Miho adlı eski bir Peşmerge bu konuşmalara tanık oluyor. Miho KDP sorumlusunun gözleri önünde Arabı yakalıyor ve ikinci kattan aşağı fırlatıyor. Arabın ayağı kırılıyor ve ağır yaralı bir şekilde hastaneye götürülüyor. KDP Şêxan sorumlusu Irak Merkezi Hükümetiyle yapılan antlaşma gereği Miho'yu tutukluyor ve bu arada Miho'ya niçin bu işi yaptığını soruyor. Miho savunmasında “Araplar bize ait olan her şeye el koyuyorlardı, bunun için dağa çıktım. Amacım Arapları bu topraklardan kovmaktı. Biz bunu başardık. Şimde adam gelmiş daha önce işgal ettiği Kürdlerin evini geri istiyor. Bende bunu duyar duymaz, sinirlerime hakim olmadım ve onu pencereden dışarı atım“ diyor. Daha sonra Miho'nun mahkemeye çıkarılması gerekiyor. Fakat, mahkeme Arapların bölgesinde.. Miho Kürd yetkilerine “ beni burada öldürün, ama Arapların mahkemesine göndermeyin“ diye dayatıyor. 1975 yenilgisinden sonra yurtdışına çıkan bu KDP sorumlusu bana “Miho haklı çıktı“ demişti. Kürd Şivanlarının ve Mihoların sade ve yerinde talepleri tüm Kürdlerin talepleridir.
Not: 2009’da yayınladığım bir makale
Aso Zagrosi