Ulusal Birlik ve Ulusal Kongre
Ulusal Birlik ve Ulusal Kongre
Brahim Ziravav
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı tüm Kürd parti ve örgütlerine Ulusal Kongre ve birlik için çağrı niteliğinde bir açıklama yaptı. Peşinden Özgür Politika gazetesi ise “KCK’nın Kürdistan Ulusal Kongresi için yaptığı açıklamanın ardından Kürtler arası ulusal ittifak tartışılıyor. Tartışmaya katılan bütün Kürt siyasetçiler, ulusal birliğin, ortak stratejinin ve bunun kurumlaşmasının öneminde mutabık.” (15 Aralık 2016)demesi gerçeği yansıtmıyor. Ancak bu çağrı havada kaldı. Zira diğer Kürdistani parti ve örgütler geçmişte yaşanan tecrübelerden PKK’ya “güvenilmez bir müttefik” olarak bakmanın yanısıra, PKK/ KCK nın ideolojik ve politik hattına bakarak yaklaşımı ciddi görmemiş olacaklar ki cevap verme gereği görmediler. Özgür Politika PKK/KCK nın çağrısının rağbet gördüğü havası yaratmanın yanında , sözkonusu ettiği örgütler ise PKK çatısı altındaki yan kuruluşlarıdır. Sorun bunların birliği ise bunlar zaten birliktedirler. O zaman bu çağrıya ne gerek var? Biz burada PKK/KCK çağrısı ve bu vesilesiyle birlik ve Ulusal Kongre’nin şartları üzerinde duracağız.
Şimdi üzerinde durulması gereken PKK/KCK neden bu dönemde ulusal birlik ve Ulusal Kongre çağrısı yaptı? Bölgede eski dengelerin yıkıldığı yeni denge ve statükonun kurulmak istendiği, dönemin getirdiği fırsatları kaçırmamak vs. içinden geçtiğimiz dönemsel özelliklere bağlasa da bizce farklı nedenleri olmalı.
PKK Kuzey Kürdistan’da 1984 çıkışından sonra ulusal hareket içinde hegemon bir roldedir. PKK/ KCK tek kişi kültü etrafında örgütlendiği alanlarda kendisinden başka hiç bir Kürdistani örgüte izin vermemektedir. Gerekli gördüğünde zor kullanarak başka bir güce hayat hakkı tanımamaktadır. Dört parçada Kürt siyasi parti ve örgütleri arasında Ulusal Kongre tartışması olmuş, PKK burada alfabenin bütün harflerini kullanarak oluşturduğu sayısı hayli kabarık yan örgütlerinin temsilciliğini gündeme getirmiş, delegelerin %50den fazla çoğunluğunu kendi elinde tutarak kendi inisiyatifinde bir ulusal Kongre dayatmasında bulunmuştur. Bu da Ulasal Kongrenin oluşumunu çıkmaza sokmuştur. Şimdi neden ulusal birlik ve Ulusal Kongre çağrısı yapmaktadır? Bunun birden fazla nedeni sıralanabilir.
En başta, PKK Kuzey Kürdistan’da izlediği yanlış politikalar sonucu kitle desteğini kaybetmekle yüzyüze geldi. PKK’nın hegemonyasında uzun yıllara dayanan mücadele şunu gösterdi ki uluslararası koşullar uygun ve halkın büyük desteğine rağmen, PKK önderliği bu davayı zafere taşıyacak kapasite ve yeteneğe sahip olmadığı gibi ne yaptığını bilmeyen, onarılması mümkün olmayan büyük tahribatlara yol açıyor. Son bir yıl içinde “hendek,barikat “ taktikleleriyle 7 -10 bin arası kitleyi sömürgeci TC devletine kurban etti. 13 Kürd kenti yerle bir edildi. Hiç kuşkusuz bu TC’nin planlayarak hayata geçirdiği bir soykırımdı. Ama PKK TC sömürgecilerinin plan ve politikalarını boşa çıkaracağı yerde buna “çanak” tuttu. Ulusal uyanış içindeki Kürd halk kitleleri artık yeni bir arayış içine girdiler. PKK/KCK bunun yolunu ulusal Kongre ve birlik talebi ile kesmek istiyor. Diğer bir olgu ise Kürd halk kitlelerinin birlikten yana eğilimini “politik bir söylem”le kendine bağlamak istiyor. Pragmatik bir hesapla birlikten ve Ulusal Kongreden yana görünüyor. Ama özünde ulusal birliğe karşıdır. Geçmişte dediği gibi ulusal birliği “diğer güçleri tasfiye etmenin bir yöntemi” olarak düşünüyor.
Gelinen noktada PKK siyasetinin ulusal bir hat üzerinde olup olmadığı tartışma konusudur: 1.PKK Kürdistani değerlere sahip çıkmıyor. Geçmişteki Kürd ulusal hareketlerini inkar ediyor. Ya da” yerel halk hareketleri”, bazen de egemen sömürgeci ideolojisi ile yaklaşıyor. Kürdistan ulusal hareketinin mirasına sahip çıkmıyor.2. Kürdistan’ın ulusal simgesi, dört parçadaki Kürdlerin kabul ettiği, tarih içinde şekillenerek günümüze gelen Ala rengine sahip çıkmayı bir tarafa bırak düşmanca saldırıyor. 3. PKK/KCK Kürd ulusal kurtuluş zeminini terketmiştir. Her ulusal kurtuluş hareketinin hedefi ülkeyi işgalden ve sömürgeci boyunduruktan kurtarmak bağımsız bir devlet kurmaktır. Öcalan’nın İmralı süreciyle PKK değişik “fantazi “ toplum modellerini(eko-toplum, komünal toplum) önüne hedef koymuştur. PKK ne için mücadele ediyor? Bu sorunun cevabı havada kalıyor. Peki gelelim asıl konuya , PKK/KCK neden Ulusal Kongre istiyor? Çağrı niteliğindeki metinde şu: “özgür ve demokratik yaşama dayalı statü”. Bu neyi ifade eder? Kürdistan’da ortak bağımsızlık stratejisi dışında her anlama gelebilir. Bunun üzerine “ortak strateji” , “ulusal birlik” “ulusal kongre” inşa edilemez. Olsa olsa sömürgeci statüko içinde kalan muğlak bir ifade tarzıdır. Bir dönem PKK sözcüleri biz “ Kürdistana statü istiyoruz “ diyorlardı. “Statü” ama ne? Sömürge de bir statüdür. İnsan bir şaşmaya görsün. Yolunu kaybederse nereye gideceği belli olmaz.
PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, “Kürtler arasındaki bir birlik olmamasından utanıyoruz.” Diyor. O zaman önce Rojava Kürdistan’ından başlayalım. Rojava Kürdistan’ı kendi içinde neden birlik olmuyor? Hiç kendi politikanızı sorguladınız mı? Utanacağına Rojava Kürdistan’ında ulusal birliği neden gerçekleştirmediğinin üzerine biraz düşünse! Buradaki Kürdlerin parçalanmasının bir numaralı sorumlusu PYD değil mi? Rojava Kürdistan’ındaki diğer Kürdistani partileri karşına alacağına yanınıza almak daha akılcı değil mi? Onlara iktidarda ya da muhalefette söz hakkı vermiyorsunuz. Kendi dışınızda diğer Kürd parti ve örgütlerini yasaklıyor, siyasi faaliyetlerini zor kullanarak engelliyorsunuz. Caddede yürüyüş yapanlara şiddet uyguluyor ya da tutuklayıp içeri atıyorsunuz. Burada olayları tek tek tarih vererek sıralarsak sabıkanız oldukça kabarık. Her diktatör iktidarın yaptığı gibi muhaliflerinizi “yabancılara ajanlıkla” suçlayarak işin içinden sıyrılmaya çalışmak sizi haklı kılmaz ve temize çıkarmaz.
Salih Müslim, “Barzani dahil bütün Kürtlerin birlik olması gerekir.” Diyor. Barzani’nin Rojava’ya ne kadar yardım ettiğini siz daha iyi bilirsiniz. Barzani de “dahil” derken Barzani’nin Rojava’ya yaptığı yardımları inkar ve uç noktaya koyarken Batı Kürdistan’da kendi dışınızda her hangi bir sese ve örgütlülüğe izin vermezseniz, dışınızdaki kürdü nasıl kucaklayacaksınız ? Batı Kürdistan Partileri benim basından izlediğim kadarıyla iki kez protokol imzaladınız. Bu protokollar ve uzlaşma noktaları yanlış ise neden imzaladınız, doğru ise neden bağlı kalarak hayata uygulamadınız? Bu da gösteriyor ki İD gibi islami faşist gruplara karşı can bedeli fedarlık ve kahramanlıkla sürdürülen direniş ve ülkeyi dış işgalden arındırma hareketi, yarın kazanımlarla taçlanmazsa tarih karşısında politik önderlik olarak büyük bir vebal altında kalacaksınız. Başka bir yerde suçlu ya da sebep aramanız gerekmiyor. Sorun “utanmak”la kalmıyor çok daha ötesinde.
Önasya ya da Ortadoğu’da yüzyıl önce kurulan statü, dünyadaki güç dengelerinin değişimine bağlı olarak dağılıyor ve çözülüyor. Dünya ve yerel güçlerin oluşmasına bağlı olarak yeniden şekilleniyor. Bölgedeki bu değişimin temelini Kürdistan sorunu oluşturuyor. Kürdler önüne gelmiş bu tarihsel fırsatı kaçırmak istemiyorsa, birlik olmalıdır. İçeriden ve dışarıdan enbaşta Kürd halkı, aydınlar, siyasi güçler, dışarıdaki Kürd dostları, müttefikleri Kürdlerin zaferinin birliğe bağlı olduğuna vurgu yapıyor. Birliğin önündeki engeller kimler? Kürdistan’daki siyasi parti ve örgütler. Her bir partinin ve örgütün birliğin oluşmamasında payı olmakla beraber, en büyük engeli en güçlü partiler oluşturmaktadır. Güçlü derken ekonomik, askeri, kadro ve kitle taraftarı kastediyorum. Her biri, “modern bir prens” gibi kendi gücünü ve sınırlarını genişletmekle meşgul. Birliğin önündeki esas engel bu partilerin milli bir politikaya sahip olmaması. Parti çıkarları gözleri kör etmiş, göremedikleri birlikte ulusal bir devlet oluşturmadıkça, sömürgecilerin yarın tek tek bunların varlığına son verecekleri..Daha da ötesi bunları birbiriyle çatıştırarak Kürd kanı dökmesi..
Kürdistan’ın bütün parçalarındaki ulusal güçleri “ulusal Kongre “ gibi bir çatı altında toplamak istenen ve arzu edilendir. Ancak dörtbaşı mamur bir Ulusal Kongre, ideal olmakla birlikte bu parti ve örgütlerin konumlanışı ve uluslararasında ve bölgede içerisine girdikleri ilişkiler düşünüldüğünde şimdilik gerçekleşmesi mümkün görünmemektedir. İran ve Türkiye dış faktörü bunun önündeki başlıca engellerdir. Mümkün olmayanda diretmek bu” birlik”ten yana olmamaktır.
Politika, mümkün olanı gerçekleştirme sanatıdır. Kürdistandaki güçler arasındaki birlik, bizce her parçanın güçleri önce kendi aralarında bir çatı altında bir araya gelmelidirler. Uzun vadeli programlarını pazarlık masasına yatırmadan, asgari pratikte ortak projeler üzerinde hareket etmelidir. Güney Kürdistan önde gidiyor. Çok partinin olması yanlış değildir. Bu güçler ortak bir bağımsız devlet çatısı altında bir araya gelmelidir. Diğer parçalardaki Kürdistani güçler destek ve dayanışma içinde bulunmalı. Pratikte atılacak bir adım uzun vadeli bir düzine programdan daha iyidir.