Skip to main content
okuma zamanı
dakika
okunmuş

Kurdistan Bayrağı Trajedisi-2

Mon, 10/10/2016 - 18:44
1 comment

Ankara Semalarında Yükseltilip, Bağdat Semalarında Yere Düşürülen Kurdistan Bayrağı Trajedisi-2

PDK, Türk devleti ile olan ilişkilerini perdelemek amacıyla iki konuyu Kurdistan halkının gündemine taşıdı ‘’ Referandum- bağımsızlık ve YNK-GORRAN-İran ittifakının Bağımsız Kurdistan karşıtlığının temellinde PDK bağlantılı Güney Kurdistan’ ın Türk devleti ile gizli angajmanı, Askeri, Ekonomik, Kültürel ve Siyasi İşgalini gizlemek amaçlıdır.. Türkiye ziyaretleri ve basına verdikleri demeçler ; Türk devletinin Güney Kurdistan’ da bulunan Onlarca askeri ve istihbarat üsleri, Kurdistan Doğal Gaz ve Petrollerinin 50 yıllık gizli antlaşma ile Türk devletine peşkeş çekmesinin yanısıra Türk devletinin Kurdistan’ ın kuzeyinde ( PKK endeksli ) yaptığı katliam, Güney Batı Kurdistan’ ı işgal etme ve IŞID Türkiye ilişkilerini perdelemekle Türkiye’ nin Stratejik çıkarlarına hizmet ediyor. Bir yandan Türk devletinin IŞID’ la olan kirli ilişkilerini uluslararası alanda aklama, diğer yandan Kurdistan’ daki ulusal kurumları dağıtarak çok dillendirdiği ‘’ Bağımsız Kurdistan ‘’ olgusuna takoz koyma işlevini görmektedir.

 

Amca çocuklarının kontrolunda bulunan resmi ve siber yayınları sistemli bir şekilde, PKKvari bir tarzla kendilerine biat etmeyenleri ‘’ Referandum ve Bağımsız Kurdistan’’ ajitasyonları ile ‘’ Hain-İşbirlikçi ‘’ propağandasını yaparak, PDK yetkililerinin ulusal ve uluslararası alanda siyasi, ekonomik, diplomatik, askeri....vs  alanlardaki angajmanlarının Kurdistan üzerindeki negatif etkilerini Kurdistan halkından gizlemeye çalışıyorlar.  YNK ve GORRAN’ ı İran işbirlikçisi ve Referandum ve Bağımsız Kurdistan engellemekle suçlayan PDK ; Yeşil ve Sarı Zone arasındaki sınır kapısı olan Dêgele’ de  Kurdistan Parlamento başkanını silah zoru ile Parlamentoya gelmesini engelleyerek Kurdistan halkının en üst meşru korumunu ‘’ lağv ‘’ edip Bağımsız Kurdistan hayellerinin temellerine dinamitlemiştır.

 

Türk devletinin yönlendirmesi ile Şengale saldıran İslam Devleti- IŞID hiç bir engelle karşılaşmamaksızın Mağmuru alıp Başkent Hewlere 20-30 km yaklaşırken Türk devletinden yardım isteyen PDK’nin hiç  bir talebine yanıt vermemiştır. ABD ve İran’ ın yardımları ile IŞID Hewler’ e ilerleyişinin engellenmesinden dolayı Sömürgeci İran devletine yapılan ‘’ Şükran ‘’ açıklamaları ve Süleymaniye Ziyaret eden İran Heyetlerinin eş zamanlı Hewleri ziyaret etmeleri ile Amca çocuklarına bağlı basının iddialarının aksine PDK İran’la ilişki ve bağlarını kesmiş değiller.

 

PDK yetkililerinin ‘’ Güneylilerin ‘’ Dergayê Daxrawekan yada Jorên Tarîq’’ dedikleri kapalı kapılar arkasında verdikleri tavizleri, sahip oldukları basın karteli ile büyük bir askeri-diplomatik başarı diye lanse etmeye çalışıyorlar.

 

PDK-TC ilişki ve angajmanları TC yetkilileri tarafından kamuoyuna açıklamadıkça ‘’ Sır...! ‘’ olarak kalacaktır. Bir Arap şeyhinin deyimi ile ‘’ Türklerle dostluk ilişkisi sizin ne ölçüde onun çıkarlarına hizmet ettiğinize bağlıdır. Eğer çıkarları ile uyum içindeyseniz sırtınız sürekli sıvazlanır bu alanın dışına çıkarsanız ilk tepkileri arkanızdan sizi hançerlemek olacaktır’’

 

Türk devletinin PDK ilişkisi ‘’ Stratejik-Dostluk ‘’ ilişkileri olmayıp, Türk devletinin sömürgecilik çıkarlarına hizmet eden, iç dinamiği bölüp IŞID olayı ile Kurdistan halkının lehine ortaya çıkan olumlu zemini tahrip etme ilişkileri olarak görmek abartı olmayacaktır.

 

Güney Kurdistan yetkililerinin Ankara, Paris, Londra, Waşington, Tahran...vs Başkent ziyaretlerini büyük bir diplomatik başarı olarak nitelemek gerçeğin tümünü yansıtmamaktadır. Şüphesiz bu diplomatik temasların Güney Kurdistan yönetimine askeri, diplomatik...vs alanlar ve Oradoğunun yeniden şekillenmesinde  aktör olma, IŞID, Ortadoğu, Irak ve Suriye’ nin geleceği yatırıldığı pazarlık masalarına taraf olarak davet edilmesi durumunda ‘’ diplomatik başarı-zaferden’’ dem vurulabilinirdi. Suriye ve Irak’ ta IŞID’ la savaşın en büyük aktörü olan Kurdistan Peşmerge ve Şervanlarının Paris’ te gerçekleşen uluslararası IŞID konferansına Kurdlerin taraf olarak değil Irak delegesinin ‘’ zorunlu’’  bir üyesi olarak davet edilmesi, Kurdlerin IŞID’ la savaştaki gücüne orantılı bir durum değildır. İslam Devleti-IŞID savaşının temel büyük gücü olan Peşmerge-Şervanların IŞID’la savaş ilgili yapılan uluslararası görüşmelere aktör-taraf olarak alınmaması, yeniden şekillenecek Ortadoğunun kaderinin belirlenmesinde Kurd tarafının devre-dışı kalması bölge devletleri ve uluslararası güçlerin verecekleri karara bağlı olmasına neden olacaktır.

 

Kurdistan halkının yeniden şekillenecek Ortadoğuda söz sahibi olmamasının sorumluları  Türkiye-İran güdümlü politikalar yürüten PDK-YNK ve GORRAN’ dır.

 

Başta ABD olmak özere AB delegasyonlarının Güney Kurdistan’ ı ziyaretlerinın ana gündem maddesi, Türkiye İran kaynalı Güney Kurdistan’ da yaşanılan iç sorun, çelişki ve çatışmalar olmuştur. ABD-AB yetkilileri, Güney Kurdistan’ da yaşanılan iç sorunların dialog ve görüşme yolu ile çözülmesi İşlevsizleştirilen ulusal kurumların aktifleştirilmesi Kurdistan Peşmerge güçlerinin birleştirilmesi yolundaki çabaları sonuçsuz kalmıştır. Adı geçen ülke temsilcileri sürekli bir şekilde Kurdistani sorumlularını uyarmaları ve bundan sonuç almalarının bir bedelli olacaktır.  Kuşkusuz bu noktada sorumluluk ve vebal; Bağımsız Kurdistan’ ın önündeki engel ABD-AB olmayıp Türkiye-İran stratejik çıkarları doğrultusunda hareket eden PDK-GORRAN-YNK ‘ nin  hanesine yazılacaktır.

 

Bu olumsuzlukların İşaretleri Sayın Mesud Barzani’ nın apar-topar ( Bu ani ziyaret ABD’ nin empoze, organize ve denetimi altında gerçekleşmiştır ) Bağdat ziyareti ve Musul Operasyonu çerçevesinde ortaya çıkan planlar olmuştur. Her ne kadar Kurd tarafı Bağdat ziyaretini bir  ‘’ başarı ‘’ olarak lanse etmeye çalışsada Arap kesimi Bağdat Ziyaretini ‘’ Bağımsız Kurdistan Ajitasyon ve Propağanlarının sonlanması ve Irak toprak bütünlüğünün sağlanılmasının ilk adımları olarak ‘’ ifade ediyorlar.  Sayın Mesud Barzani’ nın Ammar Hakimle yaptığı basın toplantısında bir gazetecinin ‘’ Bağımsız Kurdistan ‘’ sorusuna ‘’ Bağımsız Kurdistanı ‘’ Bağdat yönetiminin ‘’ İznine ‘’ bağlaması bu yönde yapılan ilk açıklama değildir. Bu anlamda Kurdistan’ ın Güneyinde dönem dönem ‘’ Bağımsız Kurdistan, Bağımsız Kurdistan Hakkımız... vs söylemler dillendirililse de buna uygun adım atılmadığı gibi bağımsız Kurdistan için birleşik ulusal bir strateji de oluşturma özverisi de olmamıştır.

 

Kurdistan halkının dramı esas olarak Musul Operasyonu ve IŞID savaşının bitimiyle başlayacaktır.

 

Kurdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ferid Eseserd yazdığı bir makalede ‘’  Kurdistan Yönetimi temel istemi olan hiç bir siyasi antlaşma olmadan Musul operasyonuna katılma kararı aldı. Bu Kurd diplomasisinin zayıflığını ortaya koyuyor. Kurdistan yönetimi daha önce siyasi bir antlaşma olmadan Musul operasyonuna katılmak istemiyordu. Şimdi taleplerinden birer birer vazgeçmiş. Heşdi Şabii’ nin Musul Operasyonuna katılmama istemi kabul görmedi, Ortak Operasyon Merkezi oluşturma istemi de gerçekleşmedi, ABD- Kurdistan yönetiminin yaptığı antlaşmada Peşmerge güçlerinin savaş süreci içersinde ele geçirdiği topraklardan çekilme maddesi daha önce Kurdistan sorumlularının çekilmeyeceğiz demeçleri ile uyuşmamaktadır. Bu durum Şengal ve Şexan, Tilkif, Qerequş kazalarının Kurdistan’ a bağlanmasını engelleme tehlikesi de ortaya çıkaracaktır. Sadece, Musul oparasyonu çerçevesinde savaşa katılacak Peşmergelerin maaşları ödenecek.’’ Şeklinde bir belirlemede bulunmuş.

 

Sonuç itibarı ile Güney Kurdistani önder ve partilerin IŞID olayı Kurdistan halkı ve Kurdistan’ ın bağımsızlığına zemin hazırlayan süreci; Ulusal kazanımları geliştirme yerine kendi parti ve aile çıkarlarını esas alan politikalar geliştirerek, süreci heba ederek Türk ve Fars devletlerinin çıkarlarına hizmet etmektedir. Oysa, İslam Devleti-IŞID olayının Kurdistan ulusal bağımsızlık davasına sunduğu zemini Bağımsızlıkla sonuçlandırmak için ‘’ İç Çelişkileri ‘’ gidermek  ve ulusal stratejik bir plan oluşturmak iç ve dış politikaları bu eksende geliştirmek, Sömürgeci Türk ve İran devletlerini Bağımsız Kurdistan’ ı engellem politikalarını boşa çıkarak Bağımsız Birleşik Kurdistan’ a giden yolu Kurdistan halkına açacaktır.

 

Güney Kurdistan’ da bunun zeminini oluşturabilecek iki güçlü aktör Sayın Mesud Barzani ve Newşirvan Mustafa’ dır. Bunlardan birinin eksikliği ve aralarındaki çelişkilerin giderilmesi Bağımsız Kurdistan’ ı kurma şansını ortadan kaldıracaktır. İslam Devleti IŞID olayı sonsuza değin Ortadoğu ve Uluslararası gündemde kalmayacaktır. 1 yada 2 yıllık süreç içersinde bu sorun ortadan kalkacak, IŞID’ la savaş sürecinde Kurdistan’ i taraflara verilen değer verilen destek ve yardımların zemini ortadan kalkacak Kurd’ lerin  Kurdistan’ ı bölen Sykes-Picot antlaşmasını tarihe gömme şansı ortadan kalkacaktır. Kurdistan’ ın Bağımsızlığı için Sayın Newşirvan Mustafa ve Mesud Barzani’ nin birlikte hareket etme zeminin oluşturulması ve birlikte hareket etmeleri bir zorunluluktur.

 

Rojhat Badikî

Yeni Yorum yaz

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category