Barzaniler ve Irak PDK’nin samimiyet Testi
Dünkü yazıda dile getirdiğim Barzaniler ve PDK gerçeğini, Irak PDK ve Barzani Ailesi Kürd millet lehine tersine çevirebilir mi? Şüphesiz bu imkansız değildir. Ancak bunun için samimi olarak yapılması gereken şeyler vardır.
Mevcut yaklaşım ve konumlanışı itibariyle ben pek de Irak PDK ve Barzani Ailesi’nin bunun gereklerini yerine getirebileceğini düşünmüyorum. Nedenlerine gelince; sayılacak o kadar çok neden var ki, ben iyisi mi hepsini sayma çabasından ziyade başlıca ve temel olanlarını biraz sıralayayım. Bu belirteceğim konular aynı zamanda Barzaniler ve Irak PDK’nin samimiyet testi niteliğinde olacak olan en temel ve hayati konulardır Kürd millet geleceği açısından.
Barzaniler dün belirttiğim konularda Kürd millet çıkarına uygun şekilde gereklerini yerine getiremez diyorum çünkü; bunu yapabilmelerinin olmazsa olmaz koşullarının başında gelen şartı, başta sömürgeci Türk devleti ile olan açık-gizli ve oldukça kirli ilişkilerine son vermesi gerekiyor. Türk devletinin Kürdistan’ın üçte birinin işgalcisi ve sömürgecisi bir güç olduğunu tüm dünyaya ilan etmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra faşist Türk devleti ile yaptığı tüm gizli anlaşmaları açıklayarak deşifre etmesi ve lağvetmesi gerekiyor. Yine Türk devleti ile yaptığı 50 yıllık ve içeriğini Barzani ailesinin birkaç ferdi dışında kimsenin bilmediği ve Kürd millet servetini sömürgeci Türk devletine peşkeş çeken petrol anlaşmasını bir an önce tek taraflı olarak fes ettiğini açıklamalıdır. Bunlarla birlikte 1992’de Güney Kürdistan’a davet ettiği ve orada kurumlaşmasına önayak olduğu sömürgeci Türk devletinin ordusunu çıkarması gerekiyor. Aynı şekilde geçen yıl yetkisinde olmamasına ve Irak merkezi hükümetinin tüm sert karşı çıkışlarına rağmen Musul’un Başika bölgesine çektiği Türk askerini de çıkarmalıdır.
Ayrıca Barzaniler kendi güdümlerinde hareket eden PDK-S / ENKS gibi oluşum ve örgütlerin merkezlerini ve merkez üyelerini sömürgeci Türk devletinin başta başkenti Ankara’dan olmak üzere diğer tüm kentlerinden geri çekmelidir. Bir an önce sömürgeci devletin başkentini terketmelerini ve tüm ilişkilerine son vermelerini söylemelidir. Tıpkı YNK Merkez üyesinin sömürgeci Türk devletinin resmi haber ajansının muhabirine verdiği cevapta olduğu gibi Türk Devleti’nin terörist bir devlet olduğunu söylemelidir. Güneybatı Kürdistan konusunda İKİ ZON dayatmayacağının açık ve net garantisini vermelidir. Bunun için de Güneybatı Kürdistan için kendi bölgesinde ve yine kendisine bağlı örgütlediği alternatif askeri örgütlülüğe ve bunları Güneybatı Kürdistan’a yerleştirme çabasından vazgeçmelidir. Askeri olarak eğittiği Pêşmergelere Güneybatı Kürdistan’daki mevcut askeri yapılanmaya katılmalarını emretmelidir. Ve eğer olacaksa da bir değişim, değiştirme çabası, bunu bizzat cephede kol kola savaşarak yapmalarını emretmelidir. Barzaniler, Irak PDK bunları yaptıkları takdirde ancak Güneybatı Kürdistan’ı da tıpkı Güney Kürdistan gibi faşist Türk devletinin yolgeçen hanına çevirmeyeceklerini kanıtlayabilirler…
Yine benzer biçimde Kuzey Kürdistan açısından “çözüm süreci” denen ve hiçbir ulusal talep içermeyen 2. Lozan’ı da aşan ihanete önayak olmaktan vazgeçmelidir. Türk askerini Güney Kürdistan’dan defetmedikleri, Güneybatı Kürdistan’a İKİLİ ZON dayatmaktan vazgeçmedikleri sürece Barzanilerin pratiklerinden anlaşılması gereken şudur: Güney ve Güneybatı Kürdistan’ı TC’ye dahil ederek Türklerin tarihsel rüyaları olan Misakı Milli’ye hizmet etmeyi kendilerine görev edinmek olacaktır. Benim anladığım budur. Çünkü TC’nin rüyası budur. Barzaniler de mevcut ilişki ve pratikleriyle buna hizmet etmektedirler.
Yine Barzaniler, Irak PDK tüm bunlarla birlikte Güney Kürdistan’daki ulusal kurumlaşmanın önündeki tüm engelleri kaldırmak zorundadırlar. Başta Kürdistan Parlamento’suna yaptıkları darbeye son vermelidirler. Ekonomiyi şeffaflaştırmalı ve aynı zamanda diğer siyasi güçler ile birlikte Güney’deki tüm halkımızın eşitçe yararlanabileceği şekilde bir kurumsallaşmaya doğru gitmelidir. Aynı şekilde parti ve ailelere bağlı tüm askeri-istihbari-asayış ve bürokratik yapıyı tasfiye etmelidir. Tüm bu temel kurumların her birini ayrı ayrı biçimde partilerden aile ve aşiretlerden tamamen bağımsız örgütlendirilmesinin önünü açmalıdır. Devleti devlet yapan veya devletleşmenin olmazsa olmaz önkoşulu olan bu temel kurumlaşmalarda aileciliğe, aşiretçiliğe ve partizancılığa bir an önce son vermelidir. Tek başlılığın sağlanmasını kayıtsız şartsız kabul etmelidir. Ve bugüne dek tüm bu suç teşkil eden pratiklerinden ötürü Kürd milletine çektirdiği acılardan dolayı Kürd milletinden tüm dünya kamuoyu önünde ve samimice özür dilemelidir…
Yapar mı tüm bunları Barzani ailesi ve Irak PDK?
Umalım da yapsın. Yapmasa ne mi olur? Onu da bekleyip göreceğiz. Sadece şunu söylemek mümkündür: Yapmasa eğer Kürdler millet olarak normal koşullarda ödeyecekleri bedelin daha ağırını ödemek zorunda kalacaktır…
18 Eylül 2016