Kürdistan Bayrağına Dair Bazı Yanlış Bilgiler Üzerine!!!!
Aso Zagrosi
Ben burada Kürdistan Bayrağı’nın oluşum sürecine, tarihine, parçalanmış ve devletsiz olan Kürd milleti için “Ulusal Bayrak” ve “Ulusal Marş” gibi sembollerin önemi üzerine durmayacağım.
Bu semboller bir milletin olmasa olmazlarıdır. Kürdlerin ulusal birliği ve ulusal ortak refleks göstermesi içinde “EY REQİB” ve mevcut olan “Kürdistan Bayrağı” Kürdleri birleştirici çimento görevini görüyorlar.
Fakat, bazı Kürd çevrelerinin mevcut olan Kürdistan bayrağı üzerine yaptıkları spekülasyonlar ve verdikleri bilgiler doğru değildir. Bu tip yanlış bilgiler ve spekülasyonlar hem aktüel olarak Kürd toplumu üzerine negatif etki yapıyor ve hem de gelecek Kürd kuşaklarının üzerine de kötü etkileri olacaktır.
Kürdler, tüm konularda olduğu gibi Kürdistan Bayrağı konusunda da somut, reel ve belgelere dayalı ortak bir konsept oluşturmak zorundalar.
Kürdistani renkler olan kırmızı, sarı, beyaz ve yeşil renklerinin tarihçesi çok eskilere dayanıyor. Bu renkleri İrani halklara hatta Aryanlara kadar götürebiliriz. Çünkü bu konuda bir hayli veriler var. Fakat, konumuz olmadığından dolayı geçiyorum.
Geçenlerde Rudaw gazetesi Kürdistan Bayrağı üzerine Sayın Ali Qazî ile röportaj yapmıştı. Sayın Ali Qazî röportajında : “Evet şüphesiz bu bayrak 17 Aralık 1945’te kulanıldı ve Kürdistan’ın her yerinde gururla taşındı. Bazıları bu bayrağın kendilerinin olduğunu söylüyor, bazıları da bunun Xoybun Hareketine ait olduğunu söylüyor. Ama bu bayrak o bayrak değil, bu bayrak sadece Kürdistan Cumhuriyetine aittir, başkasına değil.” diyor. (http://rudaw.net/turkish/interview/171220151 )
Acaba gerçekten bugün sahip olduğumuz bayrak Pêşewa Qazi Muhammed’in başkanlığı yaptığı Demokratik Kürdistan Cumhuriyet’in bayrağı mı?
Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti sırasında Mehabad’ı ziyaret eden gözlemciler, Kürdistan Cumhuriyeti üzerine çalışma yapan akademisyenler ve Demokratik Kürdistan Cumhuriyetinin basını “Kürdistan Bayrağı” üzerine duruyorlar.
Mukriyan Yayınları tarafından çıkarılan “Pêşeway Rabûn, Bîrewerîkanî Saîd Humayun” adlı eserde Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti sırasında kullanılan bayrak üzerine duruluyor ve şöyle yazıyor: “Bu bayrak kırmızı, beyaz ve yeşil zemine sahip ortasında güneş, kalem ve iki buğday başağından oluşuyordu”
“Mahabad Kürd Cumhuriyeti” yazarı ve Doğu Kürdistan’daki gelişmeleri yakından yaşamış olan William Aegleton Komelay Jiyanewey Kurd’ün Irak Kürdlerinin yardımıyla bu bayrağı 1944 yılında hazırladığını yazıyor. William Aegleton Kürdistan Bayrağını şöyle tanımlıyor: “Bu bayrak 3 bölümden oluşuyordu, her biri ayrı bir renge sahipti. Yukarıda kırmızı renk, ortada beyaz ve alt tarafta ise yeşil renk vardı. İran bayrağının renklerini tersine çevirerek yapmışlardı. Bayrağın ortasında bir güney vardı.(Güneş Kürdlerin semboludur) Güneşin kenarlarında iki buğday başağı, arkada bir dağ ve kalem vardı”
Kendisi Kuzey Kürdlerinden olan ve aynı zamanda “Kürd Ulusal Ligası- Xoybûn” ün yöneticilerinden Qedrî Cemîl Paşa Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti sırasında Doğu Kürdistan’da bulunuyordu. Qedrî Cemîl Paşa Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti’nin bayrağı hakkında şöyle yazıyor: “ Mahabad Cumhuriyeti Hükümeti, Kürdistan Bayrağını 1919’da Teskilatii Içtima’i Cemiyeti tarafından hazırlanan bayraktan aldı. Güneşin kenarına iki buğday başağı, arkaya bir dağ ve bir çam ağacını eklediler…………. Ve Cumhuriyetin bağrağı olarak kabul ettiler”
Bu konuda daha bir çok alıntı verile bilinir. Fakat, bu meseleyi daha fazla dağıtmadan Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti’nin basınından hiç kimsenin karşı çıkamayacağı ve yorumlamayacağı bir aktarma yapmak istiyorum.
Bilindiği gibi Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti sırasında yayınlanan dergilerden biri de “Kurdistan” dır. Kürdistan Dergisi “Hilgirtina Alayê li Nexede” başlığı altında Nexede’de yapılan Bayrak töreninde hazır bulunan bir çok Kürd şahsiyetinin konuşmalarını aktarıyor. Bu konuşmacılardan biri de Güney Kürdistan’da faalîyet gösteren HÎWA örgütünün üyelerinden, Irak ordusundan subay arkadaşlarıyla birlikte firar eden Barzan Devrimine katılan ve devrimin yenilgisinden sonra Doğu Kürdistan’a geçen Muhammed Qudisidir.(bilindiği gibi Muhammed Qudisi, Demokratik Kürdistan Cumhuriyetinin yenilgisinden sonra Irak’a dönen ve 3 subay arkadaşıyla beraber Irak devleti tarafından alçakça katledilen Kürd subayıdır)
Muhammed Qudisi’nin Nexede bayram törenindendeki diskursu Diyarbekir, Dersim, Amedi, Barzan, Sulemani vs devrimleri de konu alan tam bir bağımsız ve birleşik Kürdistan manifestosu gibidir. Konumuz olmadığından dolayı geçiyorum. Qudisi bu konuşmasında dinleyicilere Kürdistan Bayrağınının anlamını şöyle tarif ediyor: “Kırmızı renk, Kürd halkının yiğitliği ve kahramanlığının semboludur. Beyaz renk Kürd halkının doğru ve temizliğinin ifadesidir. Yeşil renk, Kürdistan topraklarının yeraltı ve yer üstü zenginlikleri ve doğal güzelliklerini ifade ediyor.. ……….. Buğday başakları sizlerin eliyle bu ülkenin ilerletmesinin ifadesidir.” Ardından Güneş üzerine duruyor.(N. Mustafa Emin Hukumetî Kurdistan, sayfa 101)
Tüm verdiğim bu alıntılarda açık bir şekilde görülüyor, ki Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti sırasında kullanılan Kürdistan bayrağı ile bugün kullandığımız Kürdistan bayrağı aynı değil. Güneşin kenarına iki başak, arkaya dağ, kalem yada çam konulmuştur. Ayrıca o dönem çekilen resimlere de var, bakma ve bayrakları karşılaştırma imkanımız da var.
Açık bir şekilde görülüyor, ki mevcut olan Kürdistan bayrağı ile Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti’nin bayrağı aynı değildir. Çünkü DKC’nin bayrağında başka semboller de var.
Bir başka sorunda bundan 10 yıl önce Hewler’de „Pêşewa Qazi Mehemed’in anısına“ bir kaç günlük bir konferans yapıldı. Bu konferansa bir çok yerli ve yabancı akademisyenler katılmış, Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti ve Pêşewa Qazi Muhammed’in üzerine tebliğler sunmuşlardı.
Bu konferans esnasında Sayın Neçirvan Barzani, Sayın Ali Qazi’ye bir Kürdistan Bayrağını teslim etti.. Biri ölümsüz Barzani’nin torunu ve diğeri ise ölümsüz Pêşewa Qazi Muhammed’nin oğlu ve Kürdistan Bayrağı…. Neçirvan Barzani söz konusu olan Kürdistan Bayrağının Pêşewa Qazi Muhammed’in İran askerlerine teslim olmadan önce korumak amacıyla Mela Mustafa Barzani’ye teslim ettiğini söylüyordu. Bu sahne beni bir hayli duygulandırmıştı ve anlatığım insanlarıda … Bu gördüğüm sahne karşısında duygusal bir yazı kaleme aldım.( http://aso-zagrosi.over-blog.com/article-30476707.html )
Sayın Neçirvan Barzani’nin Sayın Ali Qazi’ye ekranlar karşısında teslim ettiği Kürdistan Bayrağı aktüel olarak kullandığımız Kürdistan Bayrağıydı. Yani yukarı da tanımlamaya çalıştığım Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti’nin bayrağı değildi. Şimdi ortada çözülmesi gereken bir sorun var. Eğer Neçirvan Barzani’nin söylediği gibi o bayrak Pêşewa Qazî Muhammed tarafından Ölümsüz Barzani’ye teslim edilmiş ise Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti’nin iki bayrağı vardı demektir. Fakat bugüne kadar bu konuda tek bir belge ile karşılaşmadım.
Sayın Ali Qazi Rudaw gazetesine verdiği röportajda gazetecinin
“Kürdistan Cumhuriyeti kurulduğunda bu bayrak kullanıldı… ”
söylemi üzerine “Evet, şüphesiz bu bayrak 17 Aralık 1945’te kullanıldı ve Kürdistan’ın heryerinde gururla taşındı. Bazıları bu bayrağın kendilerinin olduğunu söylüyor, bazıları da bunun Hoybun hareketine ait olduğunu söylüyorlar ama bu o bayrak değil. Bu bayrak sadece Kürdistan Cumhuriyeti’ne aittir, başkasına değil.” diyor.
Demokratik Kürdistan Cumhuriyeti sırasında kullanılan bayrağın şimdi ki bayrak olmadığı açıktır. Bu yazının ilk bölümünde çürütülmesi imkansız tarihi kaynakları verdim.
Sayın Ali Qazi’nin bu röportajında başka sorunlu iddialar daha vardır. Bunlardan biri de “bazıları da bunun Hoybun hareketine ait olduğunu söylüyorlar ama bu o bayrak değil. Bu bayrak sadece Kürdistan Cumhuriyeti’ne aittir, başkasına değil.” diyor.
GERÇEKTEN ŞİMDİKİ KÜRDİSTAN BAYRAĞININ XOYBUN İLE İLİŞKİSİ YOKMUDUR?
Sayın Ali Qazi’nin bu iddiasının tersini doğrulayan bir hayli tartışmasız belge vardır. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse mevcut olan Kürdistan Bayrağını Kürd toplumuna mal eden motor güç “Kürd Ulusal Ligası” Xoybundur.
Xoybûn’un mücadele tarihine yakından bakıldığı zaman, o döneme kadar yapılanan Kürd siyasal oluşumları içinde Xoybûn doruk sayılır. Hatta Xoybûn’un “Ararat Devrimi“(1927-1931) boyunca yürütüğü faaliyetlerin bir sentezi yapıldığı zaman 20.yüzyıl’ın son son dönemlerinde oluşan Kürd siyasi yapılanmaların çok ilerisindeydi. Söz konusu yapılanmalar propaganda, diplomasi, kadro birikimi ve “ulusal motifler“ konusunda Xoybûn’a göre zayıf kaldılar ve onu aşamadılar.
Xoybun farklı dillerde propaganda araçlarını seferber ediyor, film ve müzik araçlarını kullanıyor ve ciddi bir diplomatik çalışma içine giriyor.
“Kürdistan Bayrağı” da Xoybun’un çalışmalarında önemli bir rol oynuyor.
Yukarıda sözünü ettiğim gibi Xoybun farklı dillerde yayınlar yapıyor. Sureya Bedirxan’ın kaleme aldığı ve 1928 yılında Kahire’de Paul Barbey yayınları tarafından çıkarılan 41 sayfalık “ Les Massacres Kurdes en Turquie” adlı kitabın kapağında Kürdistan Bayrağı var.(kapağına bakınız)
Yine Sureya Bedirxan’ın kaleminden çıkan Xoybun’un propaganda bröşürü olan ve 1928 yılında Amerika’da basılan “The Case of Kurdistan Against Turkey, By authority of Hoyboon, Philadelphila, 1928” adlı eserin kapağında Kürdistan Bayrağı var.(bröşürün kapağına bakınız)
1927 yılında Kürd kadroları Xoybun’u oluştururken Kürdistan Bağrağına ilişkin 1919 yılından itibaren yapılan tartışma ve girişimleri de güncelleştiriyorlar. Kürdistan Bayrağını o dönem bir ulusal sembol olarak çalışmalarından kullanıyorlar. Bu tarihsel bir gerçektir.
Yine “Ararat Kürdistan Cumhuriyeti”nin yıkılışında sonra ve onlarca yıl Demokratik Kürdistan Cumhuriyetinden önce Kürd Ulusal Ligası-Xoybun’un başkanı Mîr Celadet Bedirxan ve diğer kurucuları Kürd basınında Kürdistan Bayrağından söz etmişlerdir.
Bu açıdan Hawar Dergisine bakmak lazım. Mîr Celadet Bedirxan 1932 yılının 30 Eylül’ünde çıkan Hawar Dergisinin 9. Sayısında “Welat, Welatînî û Al” adlı baş yazısında Bayrağın önemi üzerine durduktan sonra Kürdistan Bayrağını şöyle tanımlıyor: “Ala qurdan, ji jor ber bi jêr ve, ser hev, sor, sipî, qesk e, din ava wê de roj diçirise”
Yanı kısacası “Kürd Bayrağı yukarıdan aşağıya doğru birlikte kırmızı, beyaz ve yeşil ve ortasında güneş parlıyor” diyor.
Mîr Celadet Bedirxan 20 Temmuz 1932 yılında çıkan Hawar dergisinde Hereqol Azizan ismiyle “ALÊ KURDAN” başlığı altında bir şiir yayınlıyor.(şiire bakınız) Mîr Celadet Bedirxan 1932 yılının 10 kasımında yayınladığı Hawar Dergisinin 11. Sayısında Şeyh Abdirehmanê Garisî ölümü üzerine yayınladığı makalede Kürdistan Bayrağın yeniden gündeme getiriyor.. Bir şehid üzerine bundan daha güzel ve Kürdistani bir makale yazılamaz.( makaleye bakınız)
Ayrıca Celadet Bedirxan Hawar’ın söz konusu sayısına, yani 11. sayısına Kürdistan Bayrağını kapak yapıyor. Hawar’da Mir Celadet’in Kürdistan Bayrağını konu alan başka yazılarıda var..
Ayrıca Celadet’in dışında Mir Kamuran ve daha başka Hawar yazarlarıda Kürdistan Bayağı üzerine yazmışlar.
Bunların tümünü burada vermeyi anlamsız buluyorum. Çünkü “Kürd Ulusal Ligası” olan Xoybun’un ve Bedirxanilerin bu bayrağın oluşumunda oynadıkları rol açıktır.
Kuzey Kürdistan’da ulusal bilinci zayıf olan, Kürdistan tarihi ve Kürdistan’da geçmişte yaşanan gelişmeleri bilmeyen ve ilgilenmeyen kesimler parti ve gurup çıkarlarından dolayı Kürdistan Bayrağını “Güney Kürdlerinin” hatta daha darlaştırarak “KDP Bayrağı” diye adlandırıyorlar. Bundan hareket ile Kürdistan Bayrağına düşmanlık yapıyorlar.
Eğer gerçekten Kürdistan parçalarının mevcut olan Kürdistan Bayrağının oluşumundaki rollerini irdelersek aslan payı Kuzey Kürdistanlılara düşüyor.
Xoybun sadece Kuzey Kürdleri tarafından oluşulan bir yapılanma değil, Güney Kürdistan’da da ciddi bir örgütlenmesi vardı.(Merak edenler benim İhsan Nuri Paşa ve Xoybun üzerine kaleme aldığım yazılara bakabilirler) Ayrıca bu bayrağın ilk girişimleri 1919-1920 yıllarında İstanbul’da faaliyet içinde olan Kürd kadrolarına aittir. O dönemlerde Kuzey ve Güney diye ayrılıkta yoktu.
Bugün Güney Kürdlerin Kürdistan Parlamentosu kararıyla bu bayrağı “ Ulusal Bir Sembol” olarak kabul etmeleri Kürdistani bir tavırdır. Doğu Kürd partilerinin bu bayrağa sahip çıkmaları da ulusal ve gurur duyulacak bir tavırdır. Kuzeyli bazı Kürdlerin handikaplarını aşıp bu ulusal sembole sahip çıkmaları gerekir.
Sonuç olarak Kürdistan Bayrağı hepimizin ve tüm dünya Kürdlerinin bayrağıdır. Bu bayrak konusunda ve oluşumu hususunda yanlış, spekülatif ve efsanevi bilgiler yarardan ziyade zarar veriyor.