Skip to main content
okuma zamanı
dakika
okunmuş

Talan Edîlen Kürd Kültür Mirası: Sorewerdîler ve Şarezorîler(4)

Wed, 08/10/2016 - 20:06
1 comment

Aso Zagrosi

 

Sorewerdî’nin fiziki yapısı, giyim ve kuşamı hakkında   Şarezorî kismen bazi bilgiler veriyor. Bu bilgilere   göreSorewerdî’nin birbirleriyle tam uyum içinde olan bir fiziki görünümü vardı. Saçları ve sakalları kızıl sarıya çalıyordu.       O,   müziği ve özellikle SEMA’yı seviyordu.   Sorewerdi,   iktidar ve zenginliği gösteren dış görünüşleri   aşağılıyordu.   Kendisi   pek dış görünüşe önem vermiyordu,   bazen Sofistlerin yün ile yapılan   giysilerini, bazen renkli giysiler ve   baş sarığı taşıyordu.   Sorewerdi’nin sık sık taşıdığı   kırmızı bir sarığı vardı.

 

Fahreddîn Mardînî’nin   öğrencilerinden İbn Raqîqa olarak bilinen Sadidaldin Mahmud İbn Omer,   Sorewerdi ile Mardini arasında var olan dostluğu çok yakından bilen   ve aktaran biri olarak,   Sorewerdi’nin  Farqin/Mayafarqin/Silvan’da başından geçen bir anekdotu şöye anlatıyor:sohrewedi

 

“Bir gün   Şahab ile Farqin   Camisinde geziyorduk. Şahab’ın üzerinde yırtık, eskimiş ve mavi renkli bir pardösü vardı. Başında bir sarık ve ayaklarında uzun çorapları vardı. O esnada   benim dostlarımdan biri bana yaklaşarak ‘ eşekçilerle mi geziyorsun?’ diye sordu. Ben de kendisine : ‘ Fakir dostum!!!   Bu aktüel anın Hocası   Şahab Sorewerdidir’dir dedim. Benim verdiğim cevap   onu hayrette   düşürdü ve şoke olmuş bir halde   istikametini değiştirerek çekip gitti” diyor.(İbn Abi Uşaybia’dan aktaran Henry Corbin:1939, sayfa 8)

 

Sorewerdi,     toplumsal baskılara, geleneklere ve yerleşmiş kurallara bağlı olmayan,   ruhen ve düşünsel   olarak bağımsız ve özgür bir insandı.     Başkalarının düşüncelerine   düşüncelerini , başkalarının giyim ve kuşamlarına   kendi   giyim ve kuşamını     uydurmayacak   kadar bağımsız hareket eden bir kişilikti.

 

Farqin, Amed, Xarput ve Mardin     yani Kuzey Kürdistan   bölgesinde kendini   evinde   his eden Sorewerdi, uzun süre bu alanlarda   kaldı. Bir çok   tarihçi Sorewerdi’nin bu alanlarda   kendini   rahat hissetmesini   dil ve kültür olayına bağlıyorlar.

 

Sorewerdi belli bir dönem sonra   dostu Fahreddin Mardini’den Amed’ten ayrılarak Halep’e   gidiyor. Sorewerdi’nin   bu gidişinin hiç bir zaman dönüşü olmayacaktır.sohrewerdi3

 

Sorewerdi Halep’e   gittiği zaman,   o zaman   Halep  Selahaddin   Eyyubi’nin oğlu   Melik  Zahir tarafından yönetiliyordu.     Bilindiği gibi   o döneler   Kürd Eyyubi Hanedanlığı Mısır   ve Suriye   dahil   bir çok ülkeyi     Eyyubi Kürd Hanedanlığı adına   yönetiyordu.

 

Sorewerdi   Halep’e vardıktan sonra     kısa   bir süre içinde   Melik Zahir ile dost oluyorlar. Sorewerdi  Halep’te   din alimleri ve Feqilerle yaptığı tartışmalarda  tüm dikkatleri   üzerine topluyor. Sorewerdi   felsefe, tıp ve din alanlarında   sahip olduğu   kapsamlı ve   derin bilgilerle gösterdiği performans   neticesinden   bir yandan,   din ulema tabakasının   düşmanlığını kazanıyor, diğer yandan ise, onunlaMelik   Zahir arasında derin bir dostluk ilişkisi gelişiyor.   GençMelik Zahir ile   genç Sorewerdi arasında gelişen   bu dostluk   ilişkisinden dolayı Feqiler ve Ulema   sınıfı   ciddi bir kıskançlık içine düşüyor.

Din adamları   Melik Zahir’e giderek  Sorewerdi’den şikayetçi oluyorlar. Din adamlarının Sorewerdi’ye   yönelttikleri esas   suçlamalar,   “dine felsefe katması”,   “ İsmailli olmakla”,   “Mecusi”,   “Platonun   kral filozoflar tezini savunması” , “kendini peygamber olarak görmekle” ve   sonuç olarak “kafir” olduğu yönündeydi.   Sorewerdi Halep’te olduğu zaman şah eseri diyebileceğimiz   “Hikmeti El İşraq” (Aydınlık felsefesi) adlı   eserini yazıyor.

 

Mîr Zahîr din adamlarının dostu Sorewerdi’ye yönelik   suçlamaların   ciddiye almıyor ve hiç bir girişimde   bulunmuyor.

 

Din adamları Mîr Zahîr’den olumlu bir cevap almayınca   Şam’da   bulunan Selahaddin Eyyubi ile ilişkiye geçiyorlar.

 

Din adamları   Selahaddin Eyyubi’den   Sohrewerdi’yi   İslam’a   karşı olduğundan   dolayı öldürmesini   istiyorlar.  Selahaddin   Eyyubi oğlu Mir Zahir’e   gönderdiği mektupta     Sorewerdi’den   kurtulması gerektiğini   söylüyor.selahaddin kahire

Mîr Zahîr,   babasına   karşı     pasif direnişe   geçerek   Sorewerdi’ye karşı   hiç bir girişimde bulunmuyor.

 

Din ulemaları ve Feqiler   yeniden Sultan Selahaddin ile ilişkiye geçerek “ Eğer   Sorewerdi sağ kalsa   Melik Zahir’in dini inancını bozacak ve   eğer serbest bırakılsa tüm ülkenin insanlarını bozacak” diyor. (Henry Corbin: 1971, sayfa 17)

 

Sultan Selahaddin   oğlu   Mir Zahir’e   Sorewerdi’den kurtulması için yeniden yazıyor..   Fakat,   Mir Zahir   dostunu   korumaya çalışıyor.   Sultan Selahaddin   3 defa     oğluna   bir mektup yazarak ve   bu sefer   “Eğer   Sorewerdi’yi   yargılamasa   Halep Emirliğinden alınacağına   dair   tehditlerde bulunuyor”

Mir Zahir   babasının   son tehditlerine   boyun eğerek   Sorewerdi’yi     yargılamak için din ulemalarına ve feqilere teslim ediyor.

 

Din adamları bu yargılama esnasında   Sorewerdi’ye çok basit bir   soru soruyorlar.   Bu soru   “sen kitaplarında Allah   her   istediği zaman bir peygamber gönderme kudreti var..” diyorsun.

 

“Allah yeni bir peygamber gönderir mi?” Temelinde bir soru soruluyor.   Sorewerdi’nin buna cevabı  “Tanrı’nın iradesine   sınır koyamam”   şeklindedir.

 

Bilindiği gibi   Hz. Muhammed   İslam dinine göre   “son Peygamberdir”

 

Din adamları   Sorewerdi’yi   “kafir” ilan ediyor ve öldürülmesi kararını alıyorlar.

 

Sorewerdi 29 Temmuz 1191 tarihinde   Halep’te öldürülüyor. Fakat, bugüne kadar eserlerinde Halacî Mansur’a “kardeşim” diyen ve        Ronahî Felsefesinin   kurucusu Şahab Sorewerdi’nin nasıl ve hangi   yöntemlerle   öldürüldüğüne dair   net     ve   tarihçilerin birleştiği ortak bir   düşünce yok.

 

Sorewerdi’nin   öldürülmesinden sonra   Ronahi Felsefesini   sürdüren ve Sorewerdi’nin   biyografisini   yazan   Şarezori bu konuya   ilişin olarak: “ Bazıları Sorewerdi’ye hapiste hiç bir yiyecek ve içecek vermeden öldürdüler diyorlar. Bazıları ise   Sorewerdi’nin   bilinçli olarak hiç bir şey yemeden   ölümü tercih ettiğini söylüyorlar. Bazılarına göre ise   zindanda boğarak   öldürdüler. Bazıları   kılıçla, bazıları da   Kalenin surlarında atarak ve yakarak   öldürdüklerini söylüyorlar”(Muhammed Hicazi: 2012, sayfa 179)

Selahaddin ve Sorewerdi meselesi   üzerine Kürd çevreleri   fazla tartışmış değiller.   Bu konuya kafa   yoran araştırmacılar Selahaddin Eyyubi’nin tam   savaş ortamında   bulunduğu bir ortamda   din adamlarıyla   iyi geçinmek için Sorewerdi konusunda   yanlışta olsa siyasal bir karar aldığını söylüyorlar.selahaddin1

 

Mir Zahir’in   bilim ve bilim adamları dostu olarak     daha sonra   İbni Arabi ile çok   yakın dost olduğunu, Sorewerdi’yi   ihbar eden   din adamlarını cezalandırdığını, uzaklaştırdığını ve babasının ses çıkarmadığını söylüyorlar.

 

 

Bazıları da   cepheden sert eleştiriler yapıyorlar. Bu eğilimin “beyni” ve aynı zamanda hiç bir “sol” veya“islami” çevreye bulaşmayan ömrünü “Kürd milliyetçiliğine” adayan Prof. Dr. Cemal Nebezdir.. Dr. Nebez, Selahaddin Eyyubi döneminde büyük Kürd alimi feylesof Sohrewerdi’nin öldürülmesi meselesinde Selahaddin Eyyubi’yi “Cahş ve “hain” ilan edebilmektedir.

 

Devam edecek

 

02.05.2016

 

Aso Zagrosi

Yeni Yorum yaz

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category