YPG'NİN AFRİN'DE "EHVEN-İ ŞER" POLİTİKASI!
YPG’NİN AFRİN’DE «EHVEN-İ ŞER» POLİTİKASI!
Mehmet Müfit
«Rojava Kürdistani»nda işler iyice grift bir hal aldi; Türk devlet işgali 5. haftasina girmesine karşin ulusal direnişi kirip ilerleyemedi ama siyasi ve askeri yeni bir takim gelişmelere sebep oldu.
Bütün bir armadasiyla ve peşine taktiği kendisi gibi islamo-faşist katiller gruhunun saldirilariyla YPG’nin yiğit direniş sedini aşamadi. Fakat, Türk devletinin Afrin’i işgal icraati son derece ciddi bir tehlike oluşturmaktadir. Jeografik olarak izole olmuş olan Afrin’i savunmak ve işgali boşa çikarmak eldeki olanaklarla oldukça zordur.
Bu realiteden hareketle YPG, bir aydan beridir Suriye devletiyle bir takim kompromiler ve tavizler karşiliğinda antlaşma yapmaya çalişiyordu. Mahiyetini tam bilmemekle birlikte, uluslararasi basina yansidiği kadariyla, kabullenilmesi oldukça zor olan şartlarla iki taraf arasinda bir antlaşma sağlanmiştir. (bakiniz bu günkü «Le Figaro» gazetesi ve diğer fransiz haber ajanslarina). Buna göre; 1- YPG elindeki bütün agir silahlari Suriye askeri güçlerine teslim edecek, 2- Afrin yönetimi Suriye’ye teslim edilecek, 3- Afrin gençleri eskiden olduğu gibi Suriye ordusunda askerlik yapacak.
Bu koşullarin YPG tarafindan kabul edilip edilmediğine ilişkin bir bilgiye henüz sahip degiliz. Velevki bu doğrultuda bir uzlaşma sağlanmiş olsun, bu bana göre «Ehven-i Şer» siyasetidir... yani kötünün içinde kabul edilebilir olani seçmektir. Siyasette bu tür olağanüstü durumlar ve seçenekler bazen gündeme gelebilir ve size dayatilan ikilem içinde en uygun olanini seçmek zorunda kalabilirsiniz. Bu hadisede YPG’nin kabullenmesi zor ama doğru yaptiğini düşünüyorum.
Çünkü birincisi, Türk devlet işgali Afrin için daha büyük ve doğuracaği sonuçlari itibariyla geriye dönülmesi mümkün olmayan «irreversible» gelişmelere neden olacak. Her şeyden önce katliamlar yapilacak, halkimiz fiili olarak yok olmayla yüzyüze kalacak. İkincisi, Türk devleti Afrin’i ilhak etme amacini taşimaktadir, bunun için demografisini bozarak Kürdsüzleştirme yoluna gidecek. Onbinlerce Kürd Afrin’den sürülüp yerine iki-buçuk Türkmen ve Araplar yerleştirilerek islamo-faşist bir alan haline getirilecek.
Buna mukabil olarak, son derece zayif düşmüş bir Suriye devletiyle uzlaşmak her şeyden önce Türk devlet işgalini ve katliamlarini önleyip asil tehlike bosa çikarilabilir. Suriye’nin geleceği malum değildir, o bakima daha zayif bir düşmanla anlaşmak ve düşmanlari karşi karşiya getirmek siyaseti pekala izlenebilir. Daha sonraki aşamalarda Suriye devletinden Afrin’i geri almak olanaklidir. Fakat Türk devlet işgali ve ilhakindan kurtulmak belkide hiç mümkün olmayacaktir.
Afrin’e ve YPG’nin izlediği siyasete bu açidan yaklaşmak daha doğru olacaktir. Önyargilarla, müzminleşmiş karşitliklarla hadiseye yaklaşmak Kürdlük bilincimizle uyumlu olmayacaktir. Tekrarlayacak olursak, YPG’nin «Ehven-i Şer» siyaseti Afrin’e daha az zarar verecek olan bir siyasettir ve desteklemek doğru olacaktir. 20.02.2018
M. Müfit