Skip to main content
okuma zamanı
dakika
okunmuş

Sömürgecilerin Ortak Saldırısı: Kerkük`ten Efrine

Fri, 01/26/2018 - 22:51
1 comment

Sömürgecilerin Ortak Saldırısı: Kerkük’ten Efrine

Brahim Ziravav

 

Aylarca süren hazırlıktan ve yaklaşık bir haftadır karadan taciz ve saldırı girişimlerinden sonra sömürgeci - faşist TC’nin “zeytin dalı” adını verdiği Efrini işgal harekatı havadan ve karadan bugün (20. 01.2018) başladı. Efrini almakla kalmayacaklarını YPGnin kontrolünde olan Batı Kürdistanın tamamını işgal edeceklerini de deklare etti. Türklerde kayda değer bir muhalefet olmayacağına göre “ milli bir mutabakat” içinde hareket edeceklerinden kimse kuşku duymasın. Türk medyası askeri işgalden önce harekete geçmişti zaten.

TC nin yapısını yeterince tanımayan ve politik öngörüden yoksun iç ve dış çevreler neredeyse papatya falı açacaklardı. TC Efrine girer mi girmez mi? Aslında mesele şöyle tartışılmalıydı: TC’yi Efrine girmekten caydıracak karşıt bir güç var mı? Efrin’in direneceği ve kolay bir lokma olmadığı, TC’nin pikniğe gider gibi giremeyeceği açık olmakla beraber varolan potansiyel ve askeri gücüyle TC ile kıyaslanmaz. Bu tek başına caydırıcı bir güç değil. Geriye dış destek kalıyor. TC’yi caydıracak güç demek TC ile savaşı göze almaktır. Hiç bir devlet başka bir halk için, uluslararasında hukuki statüsü tanınmayan Kürdler için bedeli yüksek böyle bir savaşı göze alamayacağı açık. Rusya pazarlık sonucu hava sahasını açtı. Amerika ise caydırıcı bir tonla karşı çıkmadı. Bu durumu değerlendiren TC, Kıbrıs işgaline “barış harekatı” dediği gibi, savaşı şimdi de “zeytin dalı” yla sürdürüyor.

Öyle görünüyor ki, dört sömürgeci devlet “bir beka sorunu” olarak gördüğü Kürdistan meselesi karşısında anlaşmış durumda. Bunu dört devlet yetkililerinin konuşmalarından ve olayların seyrinden anlıyoruz. İD ve diğer islamcı faşist cihatçı grupları Güney ve Rojawa Kürdistanına saldırttılar. Bunlar eliyle soykırım yaparak Kürdistan’ın bütün kazanımlarını ortadan kaldırmak amacındaydılar. Şengal’de bu soykırımı kısmen başardılar. Hesaplayamadıkları dünya güçleri başta ABD yeni bir Kürd soykırımına izin vermedi. Müttefiklerin desteğiyle Peşmerge ve YPG’nin karadan kahramanca savaşması Kürdler yeni kazanımlar elde etti, uluslararasında kayda değer bir güç olarak hesaba katıldılar, diplomatik ilişkileri gelişti ve topraklarını geniş oranda işgalden kurtardılar.

Oluşan yeni dönemde, İD’nin yenilgisiyle bunu ileri bir aşamaya uluslararası kalıcı bir statüye, Güney’de bağımsızlık, Rojawa Kürdistan’ın da Federasyon hedefine yöneldiler. Bu hedef olması gereken hedefti. Ancak sömürgeci güçler daha önce İslamcı cihatçılar eliyle istediklerini başaramayınca devletlerin kendisi askeri güçleriyle savaş alanına indiler. Önce İran ve TC’nin desteğinde Irak sömürgeci güçleri Güney Kürdistan’a saldırdı. Kerkük başta olmak üzere Güney Kürdistan’ın topraklarının yarısı yeniden işgal edildi. Güney Kürdistan federasyonu kıskaca alınarak tümden ortadan kaldırılmak isteniyor. Bütün Kürd güçleri birlik halinde burada karşı koysalardı belki bugün Efrin işgaliyle karşı karşıya gelmiyeceklerdi.

Şimdi de TC yıllardır diline doladığı gibi Efrinden saldırıya başladı. Düşmanlarımızın bir plan dahilinde birleşerek saldırdığı bir dönemde Kürd güçleri bir körleşme içinde bilerek ya da bilmeyerek birbirine karşı muhalefeti, düşmanlık düzeyine çıkararak milli bir politika etrafında birleşemediler. Burada sömürgeci devletlerin rolü hala görülmüyor. Henüz milli kurtuluş sürecinde olan Kürdler sömürgecilerin baş düşman olduğunu unutur, kendi aralarında pozisyon kapma (iktidar demiyorum çünkü bu uluslararasında tanınan bir bağımsızlık statüsüyle mümkündür.) mücadelesine tutuşursa kazanımları tek tek kaybedecekleri açıktır. Sonuçta “parti çıkarı” ve “ parti devleti” peşinden koşanlar kendi müttefikleri olan diğer Kürdlerin desteğini yitirdikleri gibi dış desteklerini de yitirecekler. Sömürgecilerin saldırıları karşısında parça parça kazanımlarını yitirme tehlikesiyle yüzyüzeler.

Tehlikenin boyutları büyüktür. Zararın neresinden dönersek kardır. Bütün Kürdler birlik halinde TC işgaline karşı koymalıdır. Efrin yalnız değildir. Sömürgeciler arasındaki ittifak daha güçlü bir direniş ve Kürd birliğiyle dağıtılır. Dışarıdaki kararsız “seyircilerin “ tutumu uzun vaadeli direniş karşısında değişir. Haklı olanın yanında saf tutmasının yolunu açar. Kürdler İD ile savaşta hem Güney’de Peşmergenin direnişi hem de Kobani’de bunu yaşadılar. Kazanmak direnmek ve savaşmaktan geçiyor. Bu Kürdlerin varolma ve yokolma savaşıdır. Bütün Kürdler seferber olmalıdır. Dünya böyle bir saldırı karşısında ahlaki ve insani olarak seyirci kalamaz. 21.01.18

 

 

 

Yeni Yorum yaz

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category