MAM CELAL’I ANLAMAK!
MAM CELAL’I ANLAMAK!
Aso Zagrosi
Mam Celal’dan söz etmek ve anmak onu anlamak değildir. 71 yıl boyunca kesintisiz Kürdistan Ulusal Kurtuluş mücadele içinde oldu.
Bir ya da iki yıl boyunca aktif mücadele içinde olanların bir ömür boyu anılarını bitirmediği bir ülke de her halde Mam Celal yaşadıklarını anlatsaydı asırlara yayardı.
Aktüel olarak Mam Celal’ın anılarının bir kesimi elimizde bulunmaktadır. Ama, büyük bir kısmı hala yayınlanmış değildir. Mam Celal’ın yayınlanan anılarında da bir hayli oto sansür uygulanmış.
Yarın ya da öbür gün Kürd araştırmacıları Mam Celal’ın yaşamı ve farklı alanlarda yürüttüğü mücadeleyi kapsamlı eserlerle tarihe mal edecekleri kesin. Mam Celal’ın diplomatlığı, yazarlığı, askeri komutanlığı, gazeteciliği ve siyasi liderliği ayrı ayrı akademik eserlere konu edilmesi gerekir.
Mam Celal’ın en önemli özelliklerinde biri, farklı ideolojik, siyasal ve örgütsel yapıları tek bir üst çatı altında toplayarak ortak bir amaca doğru kanalize etmesiydi. Bu konuda YNK’nin tecrübesi çok bariz bir örnektir. Komela gibi Marksist-Leninist-Maoist bir yapı ile Sosyalistler ve Xeta Gişti denilen çok farklı yapıları bir araya getirmesiydi. Böyle bir yapıyı Kürdistan’da oluşturmak ve önderlik etmek kolay değildi. 1975-76’lı yıllarında hatta günümüzde kişisel çelişkilerini ya da en basit ideolojik ya da siyasal bir farklılığı öne sürerek örgütlerin param parça edildiğini biliyoruz. Geçmişte Kürdistan çapında örgütlerin parçalanmasından rol oynayan kadrolar sonraki süreçlerde yapılanların yanlışlığını kabul etmelerine rağmen, sonraki süreçlerde de aynı hataları tekrarlayarak örgütlerin tabutuna son çiviyi çakmaya kadar götürdüler.
Mam Celal’ı Mam Celal yapan, çok yönlü genel kültürü, farklı ideolojik odaklar hakkındaki bilgileri, sürekli ve sistemli olarak pratik içinde olması ve bir de Çin ve Sovyetler Birliğinden Batı Avrupa’ya ve oradan Ortadoğu’ya çok geniş bir alanda diplomatik nedenlerden dolayı doğrudan girdiği ilişkiler ona çok geniş bir vizyonla yaşanan gelişmelere bakmayı öğretti.
Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi süreci içinde Mam Celal özgürlükçü ve gerçek demokrat bir kişilik olarak şekillendi ve yerini aldı. Örneğin idam cezasına karşıydı. Güney Kürdistan’da Kürdlerin tüm soykırımlarına imza koyan Saddam Hüseyin’in idamı gündeme geldiği zaman Irak Cumhurbaşkanı olarak bu kararı imzalamayacağını söyledi ve imzalamadı. Saddam’ın idam kararını seve seve imzalayacak çok kişi vardı ve imzaladılar. Mam Celal sonuna kadar prensiplerinin arkasında durdu ve düşmanı da olsa idama karşı olduğunu deklere etti. Tabii ki Mam Celal’ın bu tutumu Kürd siyasi sınıfı içinde spekülasyonlara neden oldu ve halktan da tepkiler oldu.
Mam Celal’ın bu özgürlükçü ve demokrat tutumu, onu uluslararası bir kurum olan Sosyalist Enternasyonal’in Başkan yardımcılığına ve sonradan da manevi başkanlığına kadar götürdü.
Mam Celal eleştirilere açık bir kişilikti. Kendisini yazılı olarak eleştirenlere kendisi doğrudan yazılarla cevap verirdi. O savunduğu düşüncelere ve tezlere inanırdı.
1980’li yıllarda Muhammed Mukri bir hikâye yazarak YNK yönetimine çok sert ve suçlayıcı eleştirilerde bulunuyor. YNK’nin bazı kadroları ve Peşmergeleri bu eleştirilerden çok rahatsız oluyor ve Mukri’yi cezalandırmak istiyor. Bu kararlarını Mam Celal’a açıyorlar. Mam Celal kendilerine: “M. Mukri ne yapmış?” diye soruyor. Onlarda “bir hikaye yazmış YNK’ye hakaret ediyor” diyor. Mam Celal’da onlara “sizin okuma yazmanız yok mu? Siz de yazın ona cevap verin” diyerek kesip atıyor.
Raperin sonrası yazar Ferhad Pirbal bir hikaye yazarak devrim sürecine dair suçlayıcı bir dizi eleştirilerde bulunuyor. Eski Peşmergeler Ferhad Pirbal’ın bu tutumuna karşı çok rahatsızlar. Mam Celal eski Peşmergelerin var olan rahatsızlığı duyunca Ferhad Pirbal’ı savunan bir makale yazıyor. Mam Celal’ın amacı tartışma ve eleştirilerin yolunu kapatmamaktı. O dönem Hawlati gazetesinde çalışan Nebez Goran Ferhad Pirbal’e telofon açarak Mam Celal’ın kendisini savunan bir makale yazdığını söylüyor. Ferhad Pirbal cevaben “Mam Celal dağda da böyleydi. O kitab adamıdır ve eleştiriden anlar” diyor.
buna benzer bir şey gazeteci Asos Herdi’nin başına geliyor. Asos Herdi’nin anlatımlarına göre babası şair Ahmed Herdi 2004 yılında Londra’dan Kürdistana geri dönüyor. Mam Celal, şair Ahmed Herdi’nin ülkeye dönüşünü vesile bilerek büyük şair Herdi’yi onurlandırmak amacıyla bir yemek veriyor. Mam Celal Güney Kürdistanlı bir dizi aydını, gazeteciyi ve siyasal kadroyu da yemeğe davet ediyor.
Yemek esnasında YNK yöneticilerinden biri Asos Herdi’ye dönerek” sizin gazeteniz KDP’yi değil hep YNK’yi eleştiriyor “diyor. (Asos Herdi o dönem haftalık çıkan Hawlati gazetesinin başındadır. Asos ve Rebin Herdi, Ahmed Herdi’nin çocuklarıdır)
Asos Herdi: “KDP de aynı şeyi söylüyor. Onlarda YNK’yi değil KDP’yi çok eleştirdiğimizi söylüyorlar” diyor.
YNK yöneticisi ile Asos Herdi arasındaki sohbet derinleşerek devam ederken, konuşmaları dinleyen Mam Celal YNK yöneticisine dönerek: “ Ehh eğer onlar senin gönlüne göre yazarlarsa özgür basın nerede kalır? diyor.
Bu arada Mam Celal Asos Herdi’ye dönerek: “Senin tüfeng’in varmı?”
Asos Herdi: “Hayır” diyor.
Mam Celal: “Senin doşkaların var mı?”
Asos Herdi: “Hayır” diyor.
Mam Celal: “Neyin var”
Asos Herdi: “kalemim var” diyor.
Bu arada Mam Celal YNK yöneticisine dönerek “ Asos doğmadan önce sen yazardın ve yazıyordun. Onun haftalık gazetesi varsa, senin elinde günlük gazeteler, radyo, Tv vs vs var. Eğer doğru eleştiriler yapmışsa ellerine sağlık. Yok eğer yanlış eleştiriler yapıyorsa cevap veriniz. Tüfengi de yoktur” diyor.
Mam Celal kendisini sürekli olarak Kürdistan’daki gelişmelere ilişkin eleştirin bir dizi gazeteci ve aydını davet ediyor ve onlarla bir toplantı yapıyor. Bu toplantıda Mam Celal kendilerine :”sizin bana yönelttiğiniz tüm eleştirilerinizi okuyorum. Fakat, size cevap vermek için gerekli zamanım yok. Bundan dolayı sizleri davet ettim. Eleştirilerinizi bana yöneltin ve benim de size vereceğim cevaplara kulak veriniz” diyor.
Mam Celal en sert tartışmaların ve çelişkilerin olduğu dönemler dahi mutlaka atmosferi yumuşatmak için espriler yapar ve uygun ortam yaramaya çalışır. Raperin sonrası Newşirwan Mustafa belli yöneticilerin kısa süre içinde zenginleşmelerinden rahatsızdır.
O dönem Güney Kürdistan’da anlatılan bu hikayelerden biri şöyleydi..
YNK 2. Kongresinden önce parti içindeki tartışmalarda Nawşirwan Mustafa „ben hırsızlara şeflik yapamam“ diye bir laf sarfediyor.
Kongre günü Nawşirwan Mustafa’da dahil YNK kongre delegelerinin hepsi kongre salonundan toplanıyorlar.
Bu arada halktan bir içeri giriyor „arabasının çalındığını“ söylüyor. Mam Celal hemen atılıyor ve böyle bir şeyin asla olamayacağını söylüyor.
Herkes pür dikkat Mam Celal’a bakıyor.
Bu arada Mam Celal parmağıyla Nawşirwan Mustafa’yı göstererek „Hırsızların şefi burada“ ve yönünü delegelere de çevirerek „tüm hırsızlarda burada“ bundan dolayı böyle bir hırsızlığın mümkün olamayacağını söylüyor.
Salonda bulunanların hepsi kahkahlarla gülüyorlar.
Mam Celal’ın çeşitli yerli ve yabancı şahsiyetlerle yaptığı toplantılar sonrası dışarıya çıktıklarında herkesin güldüğünü gördüğüm zaman, hemen aklıma Mam Celal’ın mutlaka bir espri yaptığı gelir.
Eğer birileri bir gün „MAM CELAL’IN SOFRASI ve ESPRİLER“ diye bir çalışma yaparsa değerli Kürd edebiyatçısı Aladdin Sucadi’nin „Rîştey Mîrwarî“ gibi dev bir eser ortaya çıkar.
Aso Zagrosi
06.10.2017