Türkler gibi kardeşlerimiz olduktan sonra, düşmana ne gerek var....
Türkler gibi kardeşlerimiz olduktan sonra düşmana ne gerek var....
Aso Zagrosi
Geçenlerde Yaşar Kemal’ın açılış konuşmasını yaptıĝı Kürd sorununu konu alan „Türkiye Barışını Arıyor“ adlı bir konferans yapıldı..Bu konferansa ve Yaşar Kemal’ın konuşmasına ilişkin hem Türk ve hemde Kürd basınında bir çok deĝerlendirme yazıları çıktı..Yaşar Kemal’ın açılış konuşmasında saĝa sola serpiştirilmiş ve konuşma metnine yabancı duran „ Malazgirt savaşından Kurtuluş savaşına kadar Türk-Kürd Kardeşliĝi“ vurgusuydu. Ayrıca Yaşar KemalAyrıca Yaşar Kemal konuşmasında Türk çevrelerine çaĝrı yaparak „ Dünyada bir tane dostumuz varsa diyelim, o da güneyimizde petrol kuyuları üstünde oturan Irak Kürdleridir“ demişti..Radikal gazetesi yazarlarından Nuray Mert Yaşar Kemal’ın „petrol hesabını araya sıkıştırarak kardeşliĝe ikna etme“ meselesine karşı çıkarak „bundan Kürd veya Türk kime ne hayır gelecek?“ diye soruyor..Yaşar Kemal’ın Türkleri kardêşliĝe ikna etmek için ruşvet olarak petrol olayı beni Kürdlerle Türklerin ilk karşılaştıkları Malazgirt savaşı öncesine kadar götürdü.. Aslında Selçuklular Abasilerin Başkenti Baĝdat’tı ele geçirdikten sonra giriştikleri saldırılar esnasında Kürdler bugünkü Kürdistan’da ve hâtâ bugünkü Ermenistan ve Azerbeycan’da devletlere sahiptiler..O dönem, Kürdistan’ın savaş alanı dışında kalan bölgelerindeki Kürd Hükümetlerini saymasak, savaştan doĝrudan etkilenen ve o dönem siyasal aĝırlıĝı olan 4 Kürd Hükümetinden söz etmek gerekir..
1)Rewadi Kürd Hükümeti: Rewadi Hükümeti, Hazbini aşiretinin bir kolu olan Rewadi’lerin lideri, Muhamed Rewadi tarafından 893 yılında Tebriz ve çevresinde kuruldu... Rewadi Kürd Hükümeti Selçuklular tarafından 1070 yılında yıkıldı..
2)Şedadi Kürd Hükümet: Bu Hükümet, 951 yılında Aran bölgesinde kuruldu..... Gence ve Ani gibi şehirleri kendisine başkent olarak seçen Şedadiler, 1197 yılında iç çelişkiler ve dış saldırılar neticesinde yıkıldı..
3)Mervani Kürd Hükümeti: Bu hükümet ise 983 senesinde kuruldu ve 1096 tarihinde yıkıldı... Bu Kürd hükümetinin başkenti Meyafarqin di...
4)Salari Kürd Hükümeti: Bu Kürd Hükümeti Muhamed’in Salar tarafından 942 yılında bugün Batı Azerbeycan diye tabir edilen eski „Küçük Med“ de kurulmuştu... Bu hükümetin başkenti Erdebil di... Bu hükümet 1096 senesinde yıkıldı..Kısaca kuruluş ve yıkılış tarihlerini verdiĝim bu Kürd hükümetleri Rewadiler hariç(1070 yılında yıkıldı) diĝerleri Malazgirt savaşı sırasında varlıklarını sürdürüyorlardı..Şeddadi ve Mervani Kürd Hükümetleri o dönem ciddi siyasal ve askeri aĝırlıĝı olan yapılanmalardı... Bu iki Kürd hükümeti, tüm çevre güçler tarafından ciddiye alınan, güçler dengesini deĝiştirebilen siyasal aktörlerdi..Selçuklar alana gelmeden çok önce, bu Kürd hükümetleri kurulmuştu... Fakat, bu Kürd hükümetleri bir çok nedenin yanında dinsel nedenlerden dolayı Bizansların sürekli saldırıları altındaydılar... Abbasi devletinin merkezi otoritesinde ortaya çıkan sorunlardan dolayı, kendisiyle meşgul olan Baĝdat yönetiminin Kürdler için yapacaĝı bir şey yoktu... Kürdler, kendi baĝımsız otoritelerini kurarak,Bizans imparatorluĝu ve islam halifesi arasında tam bir tambon oluşturuyorlardı.... Selçuklular geldikleri zaman Kürdler alanda büyük bir güçtüler ve Kürdler olmadan hiç kimse başarı elde edemezdi..Bu durum yeni ortaya çıkmış bir olay deĝildi... Medler iktidarlarını Perslere kaptırdıktan sonra Perslerle Yunanlar, Sasanilerle Bizanslar arasında, daha sonra Islam Arap ordularıyla Bizanslar arasındaki savaşlarda Kürdler her zaman ciddi ve önemli roller oynadılar..Çünkü, Kürdistan hem bu büyük güçler arasındaki sınırı teşkil ediyordu ve hemde bu güçlerin üzerine kapıştıkları bir alandı.. Kürdler hep kendilerini savaşın ortasında buldular ve savaşmak zorunda kaldılar..Bundan dolayı alana gelmek istiyen ve gelen tüm güçler Kürdlerle bir antlaşmaya varmak zorundaydılar..
Türk çevrelerinin en çok övdükleri ve Türklere Malazgirt savaşından sonra Anadolu’nun kapısını açan Alparslan, büyük Kürd Miri Hezarhesp Kurê Benkir‘e bacısı Sefiye Hanımı eş olarak veriyor..Bazı kaynaklara göre Ahwaz, Kuzistan ve Basra’da cuma günü camilerde okunan hutbe bu Kürd Miri adına yapılıyordu..
Alparslan’ın kendisi Gence’yi ziyaret ettiĝi zaman ve Mir Fezlunla görüştüktükten sonra Ebxaz Kürd Paşasının yeĝeni Qiratla evleniyor. Ayrıca aynı Alparslan kendi öz kızını Ennaz Kürd Devletinin Kürd Miri Ebu Fewaris Serxab Kurê Bedir Kurê Muhelhil’e veriyor.
Biraz durumları iyileştikçe bu sefer var olan Kürd Hükümetlerini haraca baĝladılar..Rewadiler, Şeddadiler ve Merwanilerin Selçuklu Sultanlarına gönderdikleri hediyelerin dökümünü bir çok eski tarihçi yapıyor.((ibni El Hibiri, Ibni El Esiri, Qazi Reşid, Yezdi, Huseyni, Ebni El Cewaz vs...)Aslında o dönem Selçukluların güçleri Kürdlere ve Kürd Hükümetlerine yetmiyordu.. Bundan dolayi aldıkları haraçlarla yetinmeye çalışıyorlardı..Selçuklular biraz daha güçlenmeye başlayınca bu sefer Kürd Hükümetlerine yönelmeye ve onları tasfiye etmeye çalıştılar.. Bu süreç Alparslan döneminde başladı... Bundan dolayi Alparsan Kürd Yusuf tarafından öldürüldü( Aso Zagrosi’nin bu konuya ilişkin makalesine bakınız)...Ama aslına bakılırsa Kürdler olmadan Türklerin Anadolu’ya ve Kürdistan’a ayak basmaları hayal olurdu... Kürdleri Türklerle bu ilişkiye götüren olayda islamdı..Osmanlılar döneminde de aynı şeyi yaşadık.. Çaldıran Savaşı dönemini düşünün... Osmanlılar zayıftı.. Kürdler olmadan Sefavilere karşı o savaşı kazanma imkanları yoktu.. Yavuz Sultan Selim Idrisi Bitlisi’yi Kürd Mirlerini kazanmak için altına mühürünü vurduĝu boş ve beyaz sayfalarla gönderiyor.. Ne istiyorsanız kabulumdur anlamında...Dr. Cemal Nebez „ Idrisi Bitlisi gibi büyük bir alimin, siyaset ve diplomasi şahsiyetinin kendisi için deĝilde bir Türk aşiret reisi için çalışmasını “ anlamaktan zorlanma konusunda haksız deĝil..Zaten savaştan sonra Yavuz Sultan Selim tüm ordusunu geri çekiyor ve yine sınırları Kürd hükümetleri koruyorlar..Daha sonra Osmanlılar güçlendikleri oranda Kürd hükümetlerinin baĝımlılık ilişkileride artıyor ve yetkileri sınırlandırılıyor.. Bin sekiz yüzlerde ise artık ihtiyaç duyulmadıĝından dolayı birer birer tasfiye edildiler.
Cumhuriyet döneminde de aynı şeyler yaşandı.. Mustafa Kemal’ın elinde hiç bir şeyi yokken, Kürdlere sıĝındı.. Din, Kürd ve Türk kardeşliĝinden dem vurmaya başladı, kendisine Kürdistan’da Diyap Aĝalardan, Suleyman Aĝalara ve Haci Musalara kadar bir çok „manevi babalar“ buldu... Cemilê Cetolar gibi bir çok „kan kardeşi“....Aynı Mustafa Kemal, iktidarı ele geçirir geçirmez Kürdistana karşı tam 20 yıl boyunca savaştı hayatın tüm alanlarında Kürdleri soykırımdan geçirmeye başladı. Ne „manevi babaları“ ne de „kan kardeşleri“ kaldı..Diyarbekir’de „kan kardeşinden habersiz tutuklandıĝını sanan“ Cemilê Çeto idama giderken gerçeĝi anlıyor.. Ama iş işten geçmişti.. Bundan dolayı „Bana Cemilê Çeto demeyin Kerê de keto“ demişti..Aslında Kürdlerle Türklerin bin yıllık kardeşliĝi, Mustafa Kemal ile Cemilê Çeto’nun kardeşliĝidir.Devlet onların, ordu onların elinde, eĝitim ve öĝretim onların dilinde, Türkiye’de „tek bir millet, tek bir dil, tek bir bayrak var“. Bunların hepsi onlara ait.. Bize ait olan her şey yasak ve yok ediliyor..Onlar cellat biz kurban..Ama, her ne hikmet ise „biz bin yıldan beri kardeş kardeş bir arada yaşıyoruz“ diyorlar.Eĝer kardeşlik buysa, içine tüküreyim ve alın başınıza çalın...E. Kazan’ın „Amerika-Amerika“ adlı filmini seyretmiştim.. Bir Yunan asılı vatandaş Istanbul’da geziyor.. Bir Türk kendisine yaklaşıyor: „Kardeş!! Kardeş!!“ diye sesleniyor.. Yunanlı hemen paniĝe kapılıyor ve kendi kendisine bu benim başıma bir şey getirir diye korkmaya başlıyor.Aslında o filmde gösterilmek istenen asırlar boyunca yaşanan tarihi tecrubenin küçük bir senteziydi..
Güney Kürdleri yıllardan beri tüm kapılarını Türklere ve Türk firmalarına açtılar... Türk firmaları, Güney Kürdistan’ın yeni yapılanmasında var olan ihalelerin aslan payını aldılar. Şimdi 400 cıvarında Türk şirketi bu alanda aktif durumdadır. Temel gıda maddelerinden beyaz eşyaya, inşaat malzemelerinden suya kadar Türkiye’den gidiyor..Türkler milyarlarca dollar kazanıyorlar..Güney Kürdleri onları susturmak için tüm bu olanakları haraç veya ruşvet olarak onlara sunuyorlar..Ama, Türkler doymuyor.. Onlar, daha fazlasını ve hâtâ „Kerkük, Hewler, Telafer, Musul, Tuz Xurmatu vs..vs. Türk yurdudur“ diye heziyana gelmişler..Bugün Türklerin zere kadar imkanı olmuş olsaydı, Kürdleri soykırımdan geçirir ve Güney Kürdistan’ın 1000 yıllık Türk yurdu olduĝunu dünyaya ilan ederlerdi.Işte Türklerle Kürdlerin kardeşliĝi böyle bir şey..Türk devlet yöneticileri ve bizim bazı Kürd çevreleri her gün „Kürd-Türk kardeşliĝi“ adlı bin yıllık yalanı sakız gibi çiĝniyorlar..Türk devleti bizi Kuzey Kürdistan’da köle olarak kullanıyor.. Aslında kölelerden daha kötü durumdayız.. Çünkü, kölerin köle olarak hakları vardı.. Bizim Türkiye’de Kürd olarak hiç bir hakkımız yok... Birde kimse kölenin diline ve kültürüne de karışmazdı. Birde her gün Türk devlet yetkilileri „ kardeşlerimizin akrabaları“ dedikleri Güney Kürdlerine tehditler yaĝdırıyorlar.. Çünkü onların „kardeşlerinin akrabaları“ onların „kardeşlerini“ yok edecekmiş...Bunun ismi açıkçası sahtekarlıktır...Eĝer Kürdlerle Türkler arasında zere kadar insani bir ilişki ve baĝ olsaydı, yüz binlerce asker sınıra yıĝdırılmazdı, yüzbine varan koruyucu para karşılıĝında kendi kardeşine karşı suça zorlanmazdı..Türk Parlamentosu 23 Ocak’ta Güney Kürdistan’a karşı düşmanlık yapmak ve Kürdleri yok etmek için hain planlar yapmak amacıyla gizli oturum yapmazdı..
Sonuç olarak, Türkler gibi kardeşlerimiz olduktan sonra, düşmana ne gerek var....
21.01.07
Aso Zagrosi