Skip to main content
okuma zamanı
dakika
okunmuş

Gerekli Bir Hatırlatma

Thu, 12/08/2016 - 19:55
1 comment


Brahim Ziravav

Sıkça anlatılan ...bir hikayeye göre körlerin fili tanımlamaları istenmiş. Bacağına dokunan fil sütun gibi, hortumuna dokunan fil hortum gibi, gövdesine dokunan ise fiil duvar gibi vs demiş. Yaşadığımız informasyon çağında, sosyal medyada bazı çevreler, KAWA’yı bu fil örneğindeki gibi tanımlamaya başladılar. Sözkonusu bu kişiler siyasetçi, aydın, yazar vs.. Her biri KAWA’yı başka biçimde tanımlıyor. KAWA’nın böyle algılandığını hiç düşünmemiştim. Basındaki dezinformasyondan dolayı algının gerçeğin önüne geçtiği günümüz koşullarında bu kadarı da fazla…
KAWA’nın çevresinde biri olmakla birlikte ben de KAWA’yı eleştiriyorum. Ama bu fil hikayesindeki gibi değil. KAWA’ya biçtiğim misyonda görmediğim için ne kendimden, ne diğer Kawacı’lardan memnunum. Ülkemin ve halkımın durumunu gözönüne aldığımda bu hoşnutsuzluk aklımı kemirip duruyor. Neden bu kadar beceriksisiz. Kendimizi bile anlatamamışız.
Ama bu sosyal medyadaki yazar, çizer takımının KAWA’ya bakışıyla benim bakışım tam tersi. Onların her biri kendine göre bir KAWA tanımı yaptığı gibi, KAWA’da olmayan şeyleri yakıştırıyorlar. Sonra da o yakıştırdıklarıyla „mahkum“ ediyorlar(!) Bunu bilmemezliğe yoramayız. Çamur at izi kalsın veya gerçeği ifade etmekten öte algı oluşturmak.
Ben sömürgecileri KAWA düşmanı biliyordum. Meğer nefretle dolu ne kadar insan varmış. Sonuçta yine dönüp kendimizi suçluyorum. Ya kendimizi anlatamadık ya da ne anlatırsan anlat herkes bildiğini okuyor.
KAWA eleştirilmez bir tabu olmadığı gibi suçlanabilir de. Bunun için eyleminden ya da açıklamalarından yola çıkmak lazım.
Sosyal medyada birileri ileri, geri mesajlar yayımlıyor. Birileri de bunlara bakarak KAWA’ya saldırıyor. Bir siyasi hareket ya kendi imzasıyla bir açıklama yapar, ya da sözkonusu hareketin bir sözcüsü onun adına açıklama yapar. İnsanlar da bulunduğu noktadan doğru veya yanlış reaksiyonda bulunur. Peki burada böyle bir şey var mı? Yok. Sosyal medyada mesaj yayımlayan şahıslar bunu KAWA adına yayımladığını söylüyorlar mı? Hayır. Bu mesajlar her ne ise o kişilerin kendi düşüncesi. Doğru veya yanlış o onların görüşü. Birileri eleştirecekse o şahısları veya ileri sürdükleri düşünceleri eleştirmeli. KAWA’yı değil. KAWA’nın Kürd ulusal kurtuluş mücadelesinde onlarca şehidi var. KAWA’nın şimdiye kadar, yüzlerce, binlerce taraftarı üyesi ve çevresi oldu. 12 Eylül döneminde Diyarbakır’da 300- 400 civarı, Elazığ’da 80 kişi , Erzurum’da , Ankara’da , İstanbul’da , Adanada toplu davaları oldu bir de bunların aileleri, yakalanmayanlar, çevrelerini düşünün binlerce insan.. Sosyal medya kontrolsüz bir alan. KAWA üyeleri, taraftarları vs de var. Örgütle ilişkisi olan var olmayan var. Her söylenenden yola çıkarak KAWA’yı suçlamak yanlıştır.
Birisi de çıkmış, çok önemli şeyler soruyormuşçasına „nezaket edası“ takınarak kendince bir siyasi hareketi yok sayıyor ya da gözden düşürmeye çalışıyor. Sanki herkes aptal bir tek kendisi „ akıllı“. Bu şahısların hepsi istediği zaman KAWA’nın örgütlü bir insanına ulaşır ve istediği bilgiyi de sorar. Ama maksat bu değil. Madem yoksa o zaman olmayan bir şeyi eleştirmek ve suçlamak da doğru değil.
KAWA ilk ortaya çıktığında, Kürdistan parçalanmış sömürge bir ülkedir, tespitinden yola çıktı. Burada geçerli olan milli bağımsızlığın ön planda demokrasi mücadelesinin buna tabi , ikinci planda olduğu milli demokratik devrimdir. Stratejik hedef bağımsız, birleşik ve demokratik Kürdistan’dır.
Geçmişteki Kürd ve Kürdistan tarihini kendi milli mirası olarak sahiplendi. Modern Kürd ulusal hareketini Babanlardan bu yana, Bedirxan, Şeyh Ubeydullah, Berzenci, Simko, Koçgiri, Şeyh Said, Ağrı, Dersim , Mahabbat, Barzani vb.. geniş çaplı ya da yerel, günümüzde dört parçada gelişen her milli hareket ve direnişleri kendi ulusal mirası olarak görür. 70’li yıllarda günün koşullarında devrimci düşünceleri Marksizmde buldu. Marksist bir bakış açısıyla milli mücadeleyi ele aldı. Sovyetler Birliği’nin Kürdler karşısında BAAS iktidarını savunması karşısında Sovyetleri Sosyal Emperyalist olarak değerlendirdi. Ezilen dünya halklarından yana, ulusların kendi kaderini tayin hakkından yana olduğunu söyleyip de bu prensiplere Kürdistan özgülünde bağlı olmayan emperyal amaçlı devletleri ve sosyal şöven akımları teşhir etti.
Kim ne derse desin ister KAWA çevresinden biri, ister başkaları, „KAWA sınıf mücadelesini“ ve sosyalizmi günün görevi olarak önüne koymuş demek saçmadır. Bu arabayı atın önüne koşmaktır. Sömürge bir ülkede esas çelişki sömürgecilerle bir bütün olarak sömürge ulus arasındadır. Bu çelişki çözülmeksizin tek adım ileri atılamaz. Ne zaman ki ülke bağımsızlığına kavuşur o zaman toplumsal koşullara, güç dengelerine ve dünya sistemi içindeki yerine göre insanlar bir sistemi tercih eder. KAWA’nın öngörüsü ve tercihi çoğulcu demokratik bir sistemdir. Sosyalizm diye şu anda yeryüzünde bir sistem, bir devlet yok. Bunu sömürge bir toplumdan beklemek ve onun önüne günün görevi olarak koymak, boş bir hayaldir ve gerçeklikle bağdaşmaz.
Bugünden bakıldığında KAWA’nın stratejisi doğrulandı. Bunu sadece KAWA değil Kürdistani başka hareketler de savundu. Eksiklikleri, politik yetmezlikleri de oldu. Kendini ideolojik ve siyasi olarak yeniliyerek yanlış ve hatalarından arınarak yoluna devam ediyor. Dönem dönem düşmandan yediği darbelerle sarsıntılar, bölünmeler yaşasa da yaptığı kongrelerde iç birliğini sağladı. Birilerinin sözkonusu ettiği birden fazla değil tek KAWA var.
KAWA ulusal birlikten yanadır. Değişik dönemlerde güç birlikleri ve yakın gördüğü siyasi hareketlerle birlik girişimleri oldu. Burada PYSK(Partiya Yekitiya Sosyaliste Kurdistan) sürecine değinmek istiyorum. KAWA samimi bir şekilde birlikte yer aldı. Birlik dışında kalan Kürdistani hareketlerin örneğin Rızgarinin de yer almasını savundu. Ancak yanlışlıklarla örülen birlik yaşamadan dağıldı. Romanya’da yapılan PYSK birlik Kongresine katılan delegelerin isim listesi olduğu gibi TC’nin eline geçti. TC bu listedeki delegelerden bazılarını gözaltına aldı, içinden birkaç tanesini ajanlaştırdı. PYSK dağılmadan önce Kongre delegeleri içinde ismi geçmediği halde sadece Kawacılara operasyon yapıldı. Sokaktan kaçırıldılar, ölümle tehdit edildiler, işkence gördüler ve akabinde tutuklandılar. Hiç bir delil elde etmedikleri halde polis fezlekesinde „ Bu şahıslar PYSK yi yönetiyor, organize ediyorlar. Ancak emniyette konuşmayarak suçlarını itiraf etmediler.“ Yine de „bölücü çete“ yöneticiliğinden dava açtılar. Her nedense PYSK’de diğer örgütlerden gelen yönetici ve üyelere dokunmadılar. PYSK’de yer alan diğer örgütlerden gelenler , yakalandınız, tutuklandınız bu olayı en azından değerlendirelim bile demediler.

kawa


PYSK’nin dağılmasının hemen akabinde KAWA yeniden örgütlendi. Kongresini yaptı . Program ve tüzüğünü belirledi. Ancak ülkedeki örgütlenmesini faal duruma geçiremedi. Ülke dışında varlığını ve faaliyetlerini sürdürdü. Gerekli gördüğü değişik olaylar karşısında açıklamalar yaptı. İnternet sayfalarında bunları görmek mümkün. Ayrıca sosyal medya üzerinden bunlar yayımlandı. Ama fili tanımlayan körler gibi birileri bunları görmüyor. Bunları KAWA adına değil, kendi yaşadıklarımı ve tanık olduklarımı mevcut durum karşısında anlatma gereği gördüm.
Dost da düşman da şunu bilsin ki KAWA’nın Kürdistan halkının çıkarlarından başka hiç bir çıkarı yoktur. Her kim bağımsızlığı savunursa, Kürdistan’ın kurtuluşu için bir adım atarsa KAWA bütün çabasıyla buna destek olacaktır.

Yeni Yorum yaz

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category