Ortadoğu’da yeni politik oyunlar
Çiya Artos
ABD son yıllarda Ortadoğu’da stratejik amaçlarına darbe vuran eski müttefiki Türkiye’yi karşısına alabilirmi sorusuna genel bir analiz yaparsak, aslında bunun süresi çoktan geçti. Fakat ABD bölgede tüm devletleri karşısına alarak, Rusya’yı öncü rol oynayan güç yapmak istemez. Aynı zamanda Iran’a karşı yapacağı yaptırımlar ve bölgedeki gücünü sınırlandırmak için Türkiyeyi bu süreçte karşısına almak istemiyor. Yoksa Erdoğan’ın Amerika karşıtı demeçlerine izin verilmezdi. Amerika’nın Ortadoğudaki bu durumunu bilen Türkiye devleti, bunu kendi lehine kullanmaktan kaçınmıyor. Rusya ve Iran’ın, Türkiye’yi ABD ve NATO’ya karşı kullanarak bölgedeki faaliyetlerini sınırlandırmak ve Suriye’den çıkmasını sağlama politikaları kısa vadeli başarılı olsa bile uzun vadede onlara zarar verecektir. Türkiye Kürtlerin kaybetmesi için bütün varlığından vazgeçebilir.
Türkiye’nin bölgede islamcı teröristlerle beraber Kürtlere saldırması, aynı zamanda ABD, Rusya ve Batı’ya saldırmasıdır. Rusya’nın Türkiye devletini kullanması, aynı zamanda Türkiye’ninde Rusyayı kullanmasıdır. Türkiye bölgede ordusuyda atını oynatması boşuna değil. Yeni osmanlı politikasini hayata geçirmek ve bazı bölgeleri kalıcı olarak işgal etmek niyetindedir. Bu yüzden Efrin saldırısını işgale dönüştürürse, bölgenin demografik yapısını degiştirerek, islamcılardan oluşan bir kukla devleti kurmak istemektedir.
Bu Rusya, İran ve Suriye’nin öngördükleri politikaya terstir. Aslında Türkiye’nin bölge politikası çoktan iflas etmiştir. Ancak Rusya kartını ABD‘ ye karşıymış gibi oynayarak bölgedeki güçler denkleminde söz sahibi olmak istiyor. İSİD, El Kaida ve ÖSO çapulcularıyla olan ilişkileri tüm dünya tarafından biliniyor. Fakat dünya devletleri kendi çıkarları gereği buna göz yumuyorlar. Herşeye karşın bu devletlerin bildiği bir gerçeği, ne zamana kadar sabredecekleri ve aktıf karşı çıkacakları bilinmiyor. Çünkü Türkiye’nin bölgedeki saldırıları ve faaliyetleri hiçbir sorunu çözmediği gibi, sorunları dahada çıkmaza sokan bir pozisyondadır. Rusya, Türkiye’nin Efrin’i uçaklarla bombalamaısna izin verdi, fakat bunuda balans ayarıyla yapıyor. Türkiye’nin Efrin’i tamamen işgal etmesini istemediği için son günlerde Suriye hava sahasını yine kapattı.
Rusya, Kürtlerin bu kadar çetin savaşacaklarını tahmin etmiyordu. Eger Kürtler Efrin’i Suriye devletine vermek istemeseler, Rusya belkide hava sahasını bir daha açmaz veya sınırlı açar. Yine Amerikalılar verdikleri demeçlerle, „Efril’e yardım etmiyoruz, koalisyonun sınırları dışındadır“ deselerde, Efrin’in Suriye devletinin egemenliğine girmesini hiçbir zaman istemezler. Bundan dolayı ABD ve AB sonuna kadar Türkiye’nin Efrin işgalini önlemek için diolomatik ve ekonomik baskılarını yoğunlaştıracaklardır. İstanbul kabadayısının Efrin politikası ta baştan iflas etmiştir. Türkiye devletinin her taraftan Kürtlere ve Kürt kazanımlarına karşı savaşmasının bir sonu vardır. Bu sonun başlangici belkı Efrin’deki yenilgiylen, artık önü alınmayan bir çıkmaza girecektir. ABD’nin son Suriye güçlerini bombalaması, aynı zamanda Türkiye’nin saldırgan tutumuna verilen bir mesajdır. Türkiye’nin Efrin’e saldırması, İSİD, ÖSU ve El Kaida’ya rahat bir nefes aldırmak ve güç kayanmalarını yeniden sağlamak olduğunu herkes biliyor. Rusya, Soçi’de başarrısız oldu. Başarısızlığının en büyük sebebi, Türkiye’ye verdiği tavizler olduğunu kısa sürede kavrayacaktır. Belki Idlib’de islamcı grupların satılması, Rusya’nın politikasına kısa sürede hizmet edecektir, fakat uzun bir süreçte zarar verecektir.
Türkiye’nin var gücü ile Efrin’e saldırmasındaki başka bir neden: Diktatörler savaşsız uzun süre ayakta duramazlar. Ülkede Milliyetçiliği olabildiğince körükleyerek, kitleleri arkasına alarak, iktidardaki ömrünü uzatmak niyetindedir. Yoksa Erdoğan ve Perinçek anti Emperyalist değil, aksine Emperyalistlerin kökten uşaklarıdırlar. Yoksa yeni Kuvay-ı milli’ci talan, hırsız, tecavüz ve katliamcı lümpen ordusunun komutanı Erdoğandan ancak Çerkez Ethem ve Perinçekten Topal Osman çıkar Türkiye’nin cihan imparatorluğu niyeti Erfin’de gömülecek ve zafer Kürt halkının olacaktır.
09.02.2018