Skip to main content
Dema xwendinê
xulek
te xwendî ye.

Hayır, Evet, Boykot Denklemi

Sşm, 02/07/2017 - 12:25
Şîrove

Hayır, Evet, Boykot Denklemi
Brahim Ziravav
AKP  ve MHP ortaklığıyla TC anayasasında bazı değişiklikler için referanduma gidiyor. Anayasa özcesi bir  devletin biçimini belirler. Eski Anayasa 12 Eylül darbesinin getirdiği faşist bir Anayasa idi. O zamanki  eleştirilere bakıldığında şu net söyleniyordu: “Bu anayasa ile kurulsa kurulsa faşizm kurulur”  Sol, demokrat, liberal çevrelerin eleştirilerinin toplamı bunu ifade ediyordu.  “Askeri darbe” adeta kurumlaşarak yerini sivillere bıraktı, yani  “faşizm kuruldu” . Her nedense bu kez bu çevreler  12 Eylül anayasasıyla oluşan devlet biçimine faşist dememeye başladılar. Gelen “sivil hükümetler”  bütün dünyada darbeciler yargılandığı halde 12 Eylül faşist darbecileri yargılamadıkları gibi anayasayı da korumaya aldılar. TC ‘de sistem içi siyasi partiler vatandaşın hak ve özgürlüklerini koruyacaklarına-ki demokrasilerde anayasa devlet karşısında vatandaşın hak ve özgürlüklerini korur- devleti korumaya çalıştılar. Kürdistan’da ulusal kurtuluş mücadelesinin yükselmesi karşısında “ terörle mücadele” adı altında yeni yasalar çıkardılar. Yeri geldiğinde anayasa imiş, yasalar imiş tamamen bir tarafa bırakılarak “babayasa” uygulamalarına giriştiler.
İşin aslı 1920’lerde suni bir biçimde oluşturulan TC’nin üzerine bina edildiği kemalist paradigma iflas etti.  Kürdistan meselesinden dolayı devlet yapısal bir kriz içinde. Devleti korumak ve kollamak için yapılan darbeler, anayasalar, yasalar yetmedi. Doğanın kanunu toplumda da geçerli . Her şeyin bir ömrü var. Dünya genelinde benzeri sistemler çöktü.  Bütün hamaset nutuklarına rağmen TC devleti paradigmasıyla birlikte, hasta yatağında can çekişiyor. “Kaderin tecellisi” diyelim. TC devleti çare olur diye “ilacın” yan etkilerini göze alarak, islam ülkelerinde yükselen arkaik olan  “siyasal islama” sarıldı.  AKP projesi bu maksatla devreye sokuldu.
TC  militarist güçlerin siyaset üzerindeki “vesayeti” ile AKP üzerine kontrol  kurarak yürütmeyi düşündüğü süreci , AKP tersinden bu “vesayeti” kırmak kendi yolunu açmak için değişik manevralar yaptı. Bu arada “liberal” ve “demokrat” geçinen bazı çevreler kendilerinin yapamadığını iktidardan beklenti içine girdiler. AKP vaad ve vaazlarıyla “oyununu” iyi oynadı. İktidarını sağlamlaştırınca bu çevrelerin bır kısmı cezaevlerinde  “ hatalarının” bedelini ödüyorlar ama tek başına değil topluma da ödeterek.
İktidar şansını yakalayan siyasal islam kendiliğinden çıktı, kendisi için olmaya başladı. Yani faşist olan eski devlet biçimi islami faşizme doğru  bir dönüşüm içinde, epey mesafe aldı. İslami faşizm giderek  yasama, yürütme, yargı erkinin tek kişide toplandığı, aradaki pürüzlerin ortadan kalktığı “reis ”(führer)in hükmettiği “başkanlık” sistemini getirmek için değişimler yapıyor. Anayasa’da değişim bu maksatla gündeme geliyor.
Eski statüyü savunanlar ile  yeni anayasayı getirmek isteyenlerin ikisi de savunulacak ve kabul edilecek noktada değil. İkisi de Kürdistan faktörünün nasıl bir biçim alacağı noktasında kararsızlıklar geçiriyor.CHP, Ergenekoncular, Ulusalcılar ve MHP’nin bir kanadı eski anayasa ile mevcut statüyü koruyacağını düşünüyor. AKP ile MHP’nin bir kanadı yeni anayasa ile hiç bir engele takılmadan hızlı hareket edeceğini “doğru”, “yanlış” politikalarının sonucunu kimseye hesap vermeden yürütmek istiyor.
Biz Kürdler açısından ne eski ne de yeni değişiklikler ile düşünülen yeni Anayasa taraf olacağımız bir gerekçe sunmuyor. “Evet “ cephesi AKP’nin islami faşist cephesi, “hayır”cephesi eski statükonun devamını isteyen faşist cephe.
Tanıdığım ve arkadaşlarımın büyük bir kısmı “boykot” tavrını takınıyor. Boykot tavrı ile bu iki cephenin ve sistemin dışında üçüncü bir yol arayışı içinde. Ama boykot tavrının böyle bir özelliği yok. Boykot evet cephesinden çıkmayacağına göre hayır diyenlerin oranını düşürecek dolaylı olarak evetçilerin işine yarıyacak.  Ortadaki matematiksel denklem bu.
Biz boykota istediğimiz anlamı yükleyelim ve en “radikal” “sistem dışı” cümlelerle süsleyelim. Bizi sistemin dışına ve Kürdistan’ın bağımsızlık  yoluna ya da sömürgeci sistemin ideolojik ve siyasi hegemonyasının dışında bağımsız bir çizgiye kavuşturmayacaktır.
Son yılların seçim sonuçlarının genel eğilimine baktığımızda, Kürdleri ayrı tutarsak, “Türkiye” kesiminde  “evet” ve “hayır” cepheleri eşittir. Seçim sonuçlarında eşitliği bozan, AKP’ye kazandıran AKP’nin “din kardeşliği” ile Kürdlerden aldığı oy sayesindedir. CHP ile MHP Kürdistan’da adeta silindi. AKP’yi Kürdistan’dan silmek sömürgeciliğin Kürdistan’daki kitle tabanını ortadan kaldırmaktır. Son dönemde AKP’nin Kürdlere oyun oynayarak(birileri sayesinde) “barış süreci” aldatması ve peşinden on bine varan sivil kürdü öldürmesi, 13 şehri yıkması yani soykırım uygulaması karşısında,  AKP projesine “evet” demek TC ve AKP’yi aynı politikanın devamında cesaretlendirecek ve teşvik edecektir.  Hayır diyerek bu polikaya takoz koymak, Kürd kitleleri AKP’den koparmak doğrultusunda propaganda yapmak bana daha doğru geliyor.
Anayasa değişiminin sebep ve sonuçları Kürdler üzerinden hesaplanıyor. Ayrıca Kürdler evet ve hayır oylarında kilit rolünde. Hangi eğilime meylederse sonuç ona göre değişecektir. Kürdler ise henüz ortak hareket edecek “bilince”  “ortak akla” sahip değil . Sistem dışı düşünen  muhalif Kürd kitlesi “boykot” derse sonuç evetçilere yarayacaktır. Kürdlerin tarih bilinciyle hareket etmeleri, ulusal strateji ve TC sömürgeci sistemin dolaylı ve dolaysız politik hegemonyasının dışında bağımsız politika geliştirmesi her zamanki görevdir. Adım adım basitten karmaşığa mücadele yol ve biçimlerini geliştirirken, bu politik kampanyaları bir eğitim ve öğrenme sürecine dönüştürmelidir.
Evet veya hayırın dışında başka bir sonuç yok. Bence Kürdler şu bakış açısıyla bakmalı evet veya hayır durumunda sonuçları açısından devleti  istikrarsızlığa sürükleyecek, yönetememe krizini derinleştirecek,  Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesinin koşulları hangi zeminde daha iyi gelişecektir. Belirleyici soru budur.
Toparlayacak olursak, evet çıkarsa AKP içerde ve dışarıda Kürdlere karşı savaşa dolu dizgin devam edecek. Hayır çıktığında sistem içi ve sistem dışı AKP’ye muhalif güçler iktidara karşı direnişi  geliştirecek zemini bulacak. Bu da AKP iktidarının sonunu hazırlayacaktır. TC istikrarsızlığa sürüklenecek, sistem içinde değişik cepheler  arasında çatlak büyüyecek,  Kürdistandaki ulusal kurtuluş mücadelesi ve Türkiyede demokrasi mücadelesi için daha uygun bir zemin oluşacağı kanısını taşıyorum.
Politika güçle yapılır. Biz Kürdler dağınık, örgütsüz, iradesi elinden alınmış bir halkız. Bugün kendisine Türküm diyen toplum ekseriyetle teba olmuş, popülist politikalarla sisteme bağlanmış durumda. Erdoğan’ı Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisi olarak görüyor. Biz Kuzey Kürdistan’daki güçler öyle “süper” güçler değiliz ki başkan olsa da sonradan alaşağı ederiz diyelim. TC’de iktidar değişikliği dünya güçleriyle birlikte ele alınması gereken bir noktadadır. Giderek “kökleşen” bu islami faşizmin kolayca yıkılamayacağını İran’daki mollalar rejimine bakarak görebiliriz. Bu bizi ilgilendirmez. “Türk toplumunu” sevdikleriyle başbaşa bırakalım” diyebiliriz. Ama bunu TC’nin Kürdistan’daki siyasi ve ekonomik egemenliğini kırdığımız noktada geçerliliği var. 
Yukarıda değinmekle beraber bir noktaya daha açıklık getirmek istiyorum. Boykot demekle sömürgeci sistemin dışına çıkılmıyor. “Sömürgeci sistemin dışında” demek onların siyasi ve ekonomik egemenliğinin olmadığı bir alandır. Burada daha doğru bir ifade ile sömürgeci sistemin ideolojik ve politik hegemonyası dışında bağımsız bir mücadele hattı inşa etmektir. Burada aynı görüşteyiz.

Şîroveyeke nû binivisêne

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category