Skip to main content
Time to read
3 minutes
Read so far

Neden Kürtçe öğrenme motivasyonumuz zayıftır?

Wed, 03/04/2020 - 20:27
0 comments

Çiya Artos - Bir dili öğrenmenin esas temeli dili günlük yaşamda kullanılmasına bağlıdır. Özelikle dilin, ekonomik, siyasal ve kültürel alanda kulanılması gerekiyor. Dil, bir topluluğa kendini dahil etmek için insanların kendini ifade etmeleri aracıdır. Fakat insanlar kendini özgürce ifade etmedikleri zaman, dil bir canlı varlık gibi yok almayla karşı karşıya kalıyor. Devletleşmeyen ulusların dili her zaman baskı altındadır. Sömürgeci güçler bir ulusu asimilasyan vasıtasıyla yok etmek istediklerinde, ilk yapacakları iş, halkın kullandığı dili yasaklayarak kendi sömürgeci dilini onlara dayatmasıdır. Bugün Kürtlerin dili Kürtçenin içinde bulunduğu olumsuz durum bu baskıların sonucudur. 
Kürtçenin etimolojik kökenin dil bilimcilere bırakalım. Bunun yanında her Kürt bireyinin Kürtçeyi öğrenmek açısından belli bir çaba içine girmesi zorunludur. Çok eski bir uygarlık tarihine sahip olan Kürtlerin dili olan Kürtçe’de o kadar eski ve zengin bir dildir. Yüzyıllardır her türlü baskıya maruz kalan Kürtçenin yok olmaması bu zenginliğin bir sonucudur. Çünkü Kürtçe Ortadoğu’da bütün dileri etkilemiş ve kültür çalıntısı sayesinde bütün bu dillerin içinde Kürtçe kelimeler eklenmiştir. Avrupa dillerinde özellikle, Almanca, Fransızca, İngilizce, İspanyolca ve İtalyaca dillerinde Kürtçeye benzer veya yakın olan birçok sözcük mevcuttur. İnsan göçleri doğudan batıya doğru olmuşsa, belkide Kürtçe ve Asya’daki öbür Hint-Avrupa dilleri, bu dillerin ana kökenidir. 
Kürtçenin özgürleşmesi Kürdistan’ın devletleşmeyle mümkündür. Ancak Kürtler devletleşmeyi gerçekleştirene kadar, kendi dil ve kültürlerine sahip çıkmak zorundadırlar. Yoksa bunların yok olmalarını önleyemezler. Kürtlerin kendi ana dillerinden koparak yabancılaşmaları, artık Kürtlük benliklerinin yok olması ve ulusalcılığın en önemli özelliklerinden biri olan dilin yok alması anlamına gelmektedir. Sömürgelerde sömürü ve talan esas olsa bile, daha sonra kültürel istila ve asimilasyonda bu talanın bir devamı olarak kendini dayatmaktadır. Kürtçenin yok alması, Kürtler açısından öznenin nesneleşmesidir! Geçmişte Türk, Arap ve Fars solunun sol söylemlerinin etkisi altında 1980 öncesinde Kürt milliyetçiliğini reddettiğimizden, kendi dilimizide reddetttiğimizin farkına varmadık.  Farkına vardığımızdada bu konuda ne yapacağımız konusunda hala bir bocalama içindeyiz. Kürt aydınları ve yurtseverleri bugün dünyanın her tarafında yaşıyorlar. Gittikleri her ülkenin dilini öğrendiler fakat çoğu hala kendi anadilleri olan Kürtçeyi öğrenmedi. Çünkü günlük yaşamlarında (iş yerinde, kursta, okulda, pazarda) kendilerine lazım olmadığından, öğrenmek için özel bir çaba içersine girmiyorlar. “Öğrensem bile bana lazım değil! Nerde kullanacağım?” düşüncesi içersindedirler. Burada özel bir noktaya parmak basmak zorundayım. Kürt dilini öğrenen ve katkı sunan yüzlerce Kürt aydını vardır. Ancak bu hala yeterli değildir. Kürtler bulundukları her yerde çeşitli dernekler veya insiatifler kurup, Kürt dilinin ve kültürünün yaşatılması ve geliştirilmesi için birbirleriyle dayanışma içine girmek zorundadırlar. Avrupa’da bu konuda hiçbir baskı olmamasına rağmen insanlarımızın  bu konuda belli yetmezlik ve   aldırmazlık içinde yüzmeleri, kürtler açısından iç açıcı bir durumdur. Bu konuda geç kalmış değiliz. Karar alarak yaşamızın her alanında Kürtçe kullanmak zorunluluğunu önümüze koyarsak, bu tür yazıları artık Türkçe (Zimanê dagirkeran) olarak yazmak zorunda değiliz. Dilimizi bir araç olarak değil, bir amaç olarak kulanmamız gerekiyor. Birçok Kürt örgüt ve partisi için Kürtçe bir amaç değil bir araçtır. Asıl olan bunun tersidir. Sosyal Medyada Kürtçe yazılan yazılara ilgi azdır. Kürt aydınlarının Türkçe yazdığı bir yazıyı 100 kişi okuyorsa,  Kürtçeyi 20 veya 30 kişi okuyor. İşte bizim en büyük zaafımız burdadır. Hangi dil bize rahat geliyorsa onu okuyoruz. Halbuki Kürçeyi okumamız, Kürtçeyi daha rahat öğrenmemizi kolaylaştıracaktır. 
Kürt dilindeki lehçeler bir dil zenginliğidir. Bütün lehçeler geliştirilmeli kurunmalı ve konuşulmalıdır. Ancak bu lehçelerden bir tanesi öne çıkarılmalı veya bütün lehçelerin sentezinden, uluslalarasında tanınan diplomaside kulanılacak bir dil ortaya çıkarılmalıdır. İsviçre, Almanya ve Austurya’da geçerli olan yazılı almancadır. Ancak her eyalet veya kanton kendi lehçesini kuruyarak konuşuyor. Bu konuda bir sorun yok. Kürt dil bilimcileri bu konuyu iyi incelemeli ve bir kalıcı çözüm bulmalıdırlar. Çok lehçenin okullarda öğretilmesi bazı zorlukları beraberinde getireceği gibi dil birliği konusunda Kürtlerin birbirlerini iyice anlamalarını zorlaştıracaktır. 
Dilin Manyetik alanı
Dilin öğrenilmesi ve kullanılması bir Manyetik alan çizgilerine çok benzemektedir. Bir mıknatısın N (Kuzey) kutbundan çıkan manyetik güç S (Güney) kutbuna geri döner. Bu hareket bir kısır göngü şeklinde devam ederken, bu üretilen gücün belli bir manyetik sınırı vardır. Bu sınırın içine giren bütün demir metalleri hızla kendisine doğru çeker. Bu mıknatısı dil olarak kabul edersek, dilin insanları kendisine doğru çekme gücü tahrip edilmişse, o zaman dilin manyetik alan gücü çok zayıflamış demektir. Kürt düşmanları tarafından tahrip edilen bu alanı yeniden tamir etmek için, Kürtlerin inadına dili öğrenmeleri şarttır. İnsanları dile yönelmeleri beka sorunu haline getirilmeli ve Kürtçenin her alanda kullanılması şart koşulmalıdır.  
Adar 2020

Add new comment

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category