Skip to main content
Time to read
4 minutes
Read so far

Kürtler diplomasi ve lobi faaliyetlerine ağırlık vermeli

Tue, 01/08/2019 - 20:06
0 comments

Çiya Artos - Kürtler hep kahramanalık yaparak devlet kuramazlar. Yeryüzünde Kürtler kadar savaşkan ve yiğit milletler azdır. Fakat bu devlet kurmaya yetmiyor.
Geçen hafta Salih Müslim ANF’ye verdiği demeçte: “Efrîn (Afrin)’e ilişkin yeterli bir diplomasi yürüttüğümüzü söyleyemeyiz. Bu anlamda öz eleştirimizi veriyoruz. Diplomasi ve siyasi anlamda daha iyi bir çalışma yürütebilseydik, öngörülü ve hazırlıklı olabilseydik belki daha iyi şeyler yapabilirdik” dedi. 
Aslında sadece Efrîn için degil genelde diplomasi ve lobi çalışması yürütüklerini söylemek zor. YPG cephede İŞİD’e karşı savaşırken onlarda şehirlerde Kürt muhaliflerini tutuklama, bürolarını kapatma, muhalif halkı sürgün etme, Roj Pêşmerge‘lerinin gelişini engeleme ile meşguldular. Ne zaman Türk barbarları ve onları talancı akıncıları olan islamcı teröristler Rojava’yı işgal etmek için sınıra dayandılar, o zaman bu konuda özeleştiri yaptılar. Son günlerde Kürt partileriyle yaptıkları toplantıda aldıkları bazı kararları yerine gerireceklerine inanmak için, apocu mantığı iyi kavramak gerekiyor. Apocu mantık ile bunları yerine getirilmesi çok zor. Ancak pragmatik bir taktik ile geçici bir süre muhaliflere bazı tavizler verebilirler. Kendilerini iyi hisettikleri an yine eski duruma dönerler. Kürtler dışında herkes ile çalışan ve kendilerinden olmayan bütün Kürtleri ajan ve işbirlikçi ilan eden bir mantığın, Kürt birliğini sağlayacağını zannetmek saflıktır. Diktatörlükle yönetilen bir ülkede ne demokrasiden nede birlikten sözedilebilinir. 
Bunu karşısında 8 Rojavalı Kürt partisinden oluşan „Suriye Ulusal Konseyi ENKS’nin“ politik çizgiside net değil. TEV-DEM’den daha fazla diplomasi faaliyetleri var, ancak bir gün Türkiye’de, bir gün Rusya’da, Bir gün ABD’dedirler. Yani hergün bir yere demir atıyorlar. ÖSO içindeki faaliyetlerde doğru değildi. ÖSO baştan beri Kürt düşmanı bir oluşumdu. Sonunda ÖSO Kütlere karşı tamamen Türkiye’nin güdümüne girdi. Aslında ENKS’yi ÖSO’ya sürekleyende, Rojava’daki Apocu mantık oldu. Kürt birliği sağlansaydı onlarda ÖSO‘ya gitmezlerdi. Yıllar önce yaptıkalrı Hewlêr toplantısında aldıkları kararlar uygulansaydı, zaten Kürtleri birliği sağlanacaktı. Bugün karşılaştığımız manzarada olmayacaktı. 
Geçen yıl bir Rus dişişlerinden bir yetkili yaptığı söyleşide: „Doğrusu biz kimin Suriye’de Kürtlerin temsilcisi olduğunu bilmiyoruz“ derken haklıydı. Çünkü her iki taraf ayrı ayrı diplomasi faaliyeti içindeydiler. Bunların birliği olmadığı için yıllarca enerjilerini boşuna harcadılar. Sonuda gördük ki, sıfır kere sıfır elde var sıfır.
Türklerin bütün dünyada sağcıyle, solcusuyle, islamcısıyla yürütükleri anti Kürt lobi ve diplomatik faaliyetleri çoğu zaman işe yarıyor. Bütün dünya, Türkiye’nin islamcı teröristlerin en önemli finasmanı olduğunu ve Kürtlere karşı haksız olduğunu bildiği halde, yürütükleri lobi faaliyetlerinde başarı elde edebiliyorlarsa, Kürtler haklı olmalarına rağmeni lobi ve diploması faaliyeti yürütemediklerinden başarı elde edemiyorlar. Dünya başkentlerinde yıllardır hala ellerinde sadece Öcalan’ın posterleri ve “bijî serok Apo” veya “bijî Kawa, bijî PSK, bijî PDK, bijî ENKS” sloganlarını atarak başarı elde etmeleri imkansızdır. Kürtler elbette ki miting yapacaklar. Fakat senin dostların yoksa ve seni kimse dinlemiyorsa, aynı şeyleri tekrarlamanın bir gereği yok. Bunu yanında başka kanallarda aramak gerekiyor. Mitinglerde atılan sloganlar bazılarında Kürdistanî değil ve birliği çağrıştırmıyor. Mitinglerde Kürdistan bayrağının taşınmasını yasaklayan bir mantığın yabancı dostları olamaz. Neden hepsi beraber “Bijî Kurdistan’a Serbixwe” demiyorlar? Biraraya gelip bunu dedikleri ve partiğe uyguladıkları an kurtuluş kapıdadır. Kürtler dünyaya ayak uydurmak zorundadırlar. Eski klasik, parçalı ve tekli mücadele biçimlerini esas almak, yenilmek demektir. 
Bugün Kürtlerin yurtdışındaki nüfusları milyonu aşmıştır. Bulundukları her ülkede, dil bilen, meslek yapan, üniversite giden, parlamentolarda milletvekili olan, ticaret yapıp zenginleşen yüzbinlerce Kürt vardır. Neden bunlar her ülkede biraraya gelip bir komite ve insiyatif oluşturarak, lobi ve diplomasi yürütmüyorlar? Kürtler hala yurtdışında yaptıkları toplantılarda, kendi örgüt ve parti çıkarlarını esas alıyorlar. Farklı örgütlerden on kişiyi biraraya getirmek için aylarca uğraşmak gerekiyor. İnsanların görüşü farklı olabilir, ama mesela Kürdistan olunca farklı görüşler tali planda olmalıdır. Diasporanın akılıca kullanılması durumunda, Kürtler hem yeni imkanlar hemde yeni dostlar kazancaktır. 
Yahudiler 29 Ağustos 1897 yılında Therdor Herz liderliğinde İsviçre’nin Basel kentinde yaptıkları Siyonist kongrede, İsrail devletinin temelini attılar. Kongrede aldıkları kararları hep birlikte uyguladılar. Yoğun bir lobi ve diplomasi faaliyeti içine girdiler ve 14 Mayıs 1948’de İsrail devletini kurdular. 1935 – 1945’e kadar Hitler Almanya’sı tarafından 6 milyon Yahudi öldürülmesine rağmen bunu başardılar. Kürtlerin şartları ile yahudilerin şartları aynı olmayabilir. Fakat Kürtleri bu yönde atacakları bir adım bağımsız Kürdistan kurulmasında büyük katkıları olacaktır. Bu konuda Kürtlerde eksik olan milli duygulardır. Cellatlarını tanımamadır. Güney Kürdistan’ın Bagımsızlık Referandumunda Kürtleri yoğun bir lobi ve diplomasi faaliyeti olabilseydi, Kürt düşmanları ortalıkta bu kadar serbestçe Kürtlere saldırmaz ve hakaret edemezlerdi. 
Bugün Kürtler için diplomasi ve lobi çalışmasını yapanların çoğu yabancılardır. Bunlar Amerikalı veya Avrupalı bilim adamları ve politikacılardır. Fakat bunların sayılarıda yeterli değil. Bugün Kürtler için en çok diplomasi ve propoganda yapanlardan biriside sayın İsmail Beçikçi’dir. Diplomasi ve lobi çalışmasını yapacak daha çok Kürt şahsiyet ve kuruluşlara ihtiyaç vardır. İnternette siyaset yapan binlerce Kürt vardır. Neden bu konuda herhangi bir çağrı yapılmıyor, bir adım atılmıyor? Böyle bir çalışma partilerüstü olmalı, yoksa başarı şansı yoktur. 
Her askeri zafer sonuçta masa başında siyasal bir anlaşmayla belgelenmese, savaş kaybedilmiş demektir. Bununda tek yolu diplomasi, lobi ve siyasal mücadeledir. Kürtler diplomatisiz  ve lobisiz bir mücadelede dost edinemezler. Bizim daha çok dosta ihtiyacımız var. Danielle Mitterrand’ın Kürtler için diplomatik uğraşını hatırlayalım. Kürtlerin sorununu tüm dünyaya taşıdı. 40 yıl dağda verdiğin bir savaşta bu kadar büyük bir kamuoyu oluşturamıyorsun. Unutmayalım ki, savaş yalnızca siyasetin bir biçimidir. Savaş bir yerde tıkanır ve siyasetin başka araçları hazırlanmamışsa ve devrede giremiyorsa yenilgi kaçınılmazdır. Aynı zamanda savaş siyasetin önünü tıkadığı an, yenilgi için geri sayım başlıyor demektir. Kürdistan’ın dört parçasında, Kürtlerin siyaset yapmalarının önünde engel teşkil eden, diplomasi ve lobi çalışmasını sadece kendi insiyatifinde gören tüm parti ve örgütler, kendilerini gözden geçirmelidirler.

08. Çilê 2019

Add new comment

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category