Skip to main content
okuma zamanı
dakika
okunmuş

Rojava kazanımları korunmalıdır

Tue, 08/13/2019 - 21:43
1 comment

Çiya Artos - İdlib‘te başı derte olan Türkiye, bu aşamada Batı Kürdistan’a saldırma cesaretini kendisinde bulamaz. ABD ve Türkiye zaman kazanmak için içi boş olan bir anlaşma yaptılar. „Türkiye devletinin Rojava’yı tanıdı“ gibi politik bir açıklama yanlıştır. Türkiye kolay kolay Kürtlerin kazanımlarını kabul etmez. Bu yüzden sürekli tehdit ederek işgal için fırsat kolayacaktır.  
Esad rejiminin İdlib‘te ateşkesi bozarak operasyona başlaması sonucu, Türkiye’nin bölgedeki konumu dahada sarsılacaktır Rusların izniyle bölgeye giren Türkiye ordusunun, Suriye ordusuyla doğrudan bir çatışmaya girmesi zor. Son Astana görüşmelerinde Türkiye’nin İdlib durumunu diplomatik yolla çözmeye odalanması sonuç vermedi. Çünkü bölgede egemen olan El Kaida bu anlaşmaya karşı çıktı. İdlib’deki bu karmaşik duruma rağmen Türkiye’nin Rojava’yı işgale yönelmesi pek ciddi bir hareket olarak algılanmadı. Aslında ABD ile S- 400’ler pazarlığında masada elini güçlendirmek istiyordu. ABD’nin ekonomik yaptırımlarını engelemek girişiminde, ne kadar başarılı olduğu bilinmiyor. 
Batı Kürdistan işgal etme isteği, AK Parti iktidarının giderek zayıflaması sonucu, halkın demokrasi istemlerini savaşa odaklandırmak ve işgalden sonra „zafer kazandık“  propogandasıyla iktidarını sürdürmekti. ABD’nin operasyona izin vermemesi sonucu belli bir anlaşma sağlandı. Anlaşmanın içeriğine bakıldığında, iki tarafında zaman kazanmak amacıyla sorunu erteledikleri görünüyor. Kesin bir anlaşma olmamışsa bile, bu Kürt kazanımlarını Rojava’da kurumak için bir fırsat doğurmuştur. ABD ile „Ortak komisyon ve Komuta merkezi“ kurma girişimleri sonuç vermeyecektir. Türkiye yıllardır tüm dayatmalarına rağmen Menbiç‘e giremedi ve yaptıkları anlaşma uygulanmadı. Varılan anlaşmadan iki gün sonra, ABD yüzlerce tır savaş malzemesini Rojava’ya gönderdi.ABD burayı öyle kolay kolay ne terkeder nede Türkiye’nin işgal etmesine izin verir. Bunu Kürtler için değil kendi çıkarları için yapıyor. Kürtlerin görevide bundan yararlanmaktır. Sonuç olarak Tükiye’nin istediği gibi bir anlaşma olmadı. Türkiye’nin esas amacı olan Kürt katliamı ve bölgeyi tamamen araplaştırma stratejisi hüsrana uğradı. Türkiye’nin güvenli bölge oluşturmak için ne güçlü bir ekonomisi nede uzun süre orada tutunacak gücü vardır. Amaç, işgal, talan, yağma, tecavüz ve bölgeyi bir daha çöle çevirmek ve Kürt kazanımlarını yoketmektir Türklerin tarihi hep böyle örneklerle doludur. Asalak milletler, hep başkalarının ülkesini işgal etmek ve malını talan etmek amacını güderler.
Türkiye’nin Batı Kürdistan statüsünü tanıdığı söylemi doğru değildir. Türkiye, burayı işgal etmek için hep uygun zamanı kolayacaktır. Erdoğan anlaşmadan sonra yaptığı konuşmada: “Ağustos ayı, bizim tarihimizde zaferler ayı olarak geçer“ sözleri yeni bir tehdit olarak ele alınmalıdır. Her ne kadar anlaşmadaki hayal kırıklığını gidermek amacıyla söylense bile, sadece politik amaçlı bir propoganda olarak ele alınmamalıdır. Ankara’nın gerçek niyetini Kürtler iyi okumalı ve buna göre her an tetikte beklemeleri şart. TC büyük bir başarısızlık ve kaos yaşıyor. Nasıl bir hayvan yaralıyken daha saldırgan oluyorsa, Türkiye’de en büyük katliamlarını çöküş dönemlerinde yapmıştır. En büyük Ermeni ve Kürt katliamlarını Türkler, çöküş dönemlerinde yaptılar. Buna göre Kürtler, düşmanlarını çöküş dönemi yaşıyor diye küçümsememelidirler. Yine Saddam en büyük Kürt katliamlarını çöküş döneminde yaptı. Türkiye sömürgeci devleti çökmeden önce büyük bir Kürt katliamı yapacaktır. Bu böyle bilinsin ve ona göre önlem alınsın. 
Siyasetçi Hatip Dicle, Öcalan’ın Türkiye’ye can simidi attığını ve Türkiye bunun kıymetini bilirse bütün sıkıntılarından kurtulacağını kaydederek, “Türkiye Ortadoğu’da da bir demokratik cazibe merkezi haline gelir” dedi. Can simidi konusunda Hatip Dicle haklıdır. Çünkü Kürtler her zaman sömürgeci Türk devletinin can simidi olmuşlardır. Bu devletin zarar görmemesi ve yıkılmaması için Kürtlerin desteği için bir daha zemin hazırlanıyor. Devlet Rojava’yı şimdilik işgal edemeyeceğini anladığından, sınırda topladığı ordusunu Kuzey Kürdistan’da, hendek savaşı döneminde olduğu gibi büyük bir operasyona girişme olasılığı vardır. Her operasyından önce İmralıyı devreye sokar, bazı demeçler verilir, çözüm süreci denilen (çözümsüzlük ve katliam süreci) için insanlara umut verilir ve operasyonlarını başlatır. Çünkü her zaman iç başarısızlığının faturasını Kürtlerden çıkarmışlardır. Milliyetçillik dozunu biraz daha yükseltmek ve Ağustos ayında zafer kazanmak için Kürtlere yükleneceklerdir.

Yeni Yorum yaz

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category