Skip to main content
Dema xwendinê
xulek
te xwendî ye.

ABD, ve Rusya‘nın Rojava Kürdistan’ında yeni hedefleri 

Şmî, 11/23/2019 - 12:23
Şîrove

Çiya Artos - Trump yönetiminin Türkiye’ye Rojava için yeşil ışık yakmasıyla başlayan Türk işgali, kısa sürede tüm dünyanın tepkisini çekti. Bu operasyonun, Kürtlerin birliğini pekiştirdiğini ve Kürtlerin tüm dünyada destek bulduklarını ve Türkiye’ninde tüm dünyada izalasyonunun başladığını ve İŞİD’in görevini devraldığı bir döneme girdik. Çünkü Bağdadi’nin İdlib’te ve Türkiye sınırında ABD tarafından bir operasyonla öldürülmesi sonucu ele geçen dökümanlardan, Türkiye’nin İŞİD ile ilişkileri net olarak anlaşılacaktır. Fakat eger ABD hasır altı yapmazsa ilişkileri net olarak ortaya çıkacaktır. Büyük bir ihtimalle, ABD bunu kolay kolay açıklamayacaktır. Bu sırları Türkiye’ye karşı şantaj olarak kullanacaktır. 
ABD’nin Rojava’dan çekilmesi süpriz değildi. Geçen Şubat ayında Trump bir gece içinde ani bir kararla Erdoğan’a, „burayı sana bırakıyorum“ dedi ve askerlerini çekmeye başladı. Birçok istifadan sonra ve gelen baskılar nedeniyle Trump geri adım atarak askerlerini orada tutmaya başladı. Ekim ayında Erdoğan’la yaptığı görüşmeden sonra yine aynı tavrı takındı. Türkiye ile „güvenli Bölge“ anlaşması yaptı ve askerlerini geri çekti. Bu durum tüm dünyayı ve Koalisyon Güçlerini şaşırttı ve tepkisini çekti. Trump yüzünden bir yıldır ABD askerleri Rojava’dan Başur’a ve tekrar Rojava’ya „yolunu şaşırmış kelebekler“ gibi deli divane dolaşıyorlar. Bundan dolayı tüm dünyada ABD’nin prestiji giderek düşmektedir.  Türkiye’nin Rusya ile yine „Güvenli Bölge“ ile ilgili bir anlaşma yapması, Amerikalıları şaşırttı. Bundan dolayı Trump „Petrolü seviyorum“ türküsünü söylemeye başladı. Sadece Trump değil Putin’de petrolü seviyor. Kendi aralarında nasıl anlaşacaklar ilerde göreceğiz.
Aslında Trump’un „Petrolü seviyorum“ demeci, Erdoğan’la yaptıkları gizli anlaşmayı deşirfre etti. Trump’un amacı tüm Rojava’yı Türkiye’ye işgal etirmek ve petrolü beraber dünya pazarına satmaktı. Fakat Kürtlerin Rojava’da Türk işgaline karşı Suriye ve Rusya ile işbirliği yapması ve Türkiye’ninde Rusya ile yaptığı anlaşma ile bu proje çöktü. ABD Kürtleri yüzüstü bıraktı, Türklerde ABD’yi kandırdılar. Bu projenin hayat bulmaması üzerine ABD petrol sahasını kurumak için yeniden Rojava’ya döndü. Aslında sadece petrol için döndüğü söylenemez. Çünkü kontrol ettiği bölge Rusya’nın denetimine geçti. Petrol sadece bir nedendir. Daha sonraki süreçte Trump’un bunu kendi insiyatifi ile yaptığı ve geri çekilmenin ABD’nin politikası olmadığı ortaya çıktı. ABD’deki Kürt dostları harekete geçtikten sonra ABD’nin yeniden Rojava’da yeni üstler açması ve yerleşmesi önümüzdeki süreçte Türkiye, Rusya ve Suriye ile nasıl bir politika izleyeceği ortaya çıkacak. Çünkü eskiden ABD ve YPG’nin kontrol etikleri Rojava‘da bugün, ABD, Türkiye, Rusya Suriye ve İran güçleride bulunmaktadır. Hatta Rusya kamışlo’da askeri üst kurmaya başladı.
Irak hükümeti, ABD güçlerinin (Rojava‘dan gelen) „iki ay içind Irak‘ı terketmeleri gerekiyor“ açıklamasından sonra, Uluslararası Koalisyon Sözcüsü Albay Myles B. Caggins, „yakın zamanda Peşmerge Güçleri’ne 100 Hummar ve tipi zırhlı araç ile bazı silah sistemlerini“ vereceklerini açıkladı. Bu açıklama ile Irak hükümetine dolaylı olarak „siz bizi istemeseniz, bir Kürdistan’a yerleşiriz ve Kürtlere daha fazla yardım yaparız“ demek istedi. Bölgede „güvenilmez müttefik“ olarak yanlızlaşan ABD’nin Kürtlere daha fazla muhtaç olacağı bir dönem başlıyor. Irak’taki gösteiler ülkenin daha uzun süre kaostan çıkmayacağını gösteriyor. Ülkedeki Sunni’lerin Bağdat’tan özerklik veya fedarasyon istemeleri, Kürdistan bağımsızlığının yolunu açacaktır. ABD’nin Peşmerge’ye ve PYD’ye daha fazla yardım yapmasınıda olanaklı kılacaktır. 
Trump’a rağmen, ABD Temsilciler Meclisi'nde Türkiye hakkında iki önemli tasarı kabul edildi. Ermeni Soykırımı'nı resmen tanıyan tasarının kabul edilmesinin ardından Temsilciler Meclisi'nde Türkiye’ye Rojava Kürdistan‘ına askeri müdahalesinden dolayı yaptırımlar öngören partilerüstü bir tasarıyi onaylamasına rağmen, Rojava Kürdistan’ın için herhangi bir siyasal çözümü dayatan veya öneren bir madde yok. ABD’nin bugüne kadar böyle bir girişimide olmadı. Zaten olsaydı belki bugün sömürgeci Türk ordusu Rojava‘nın bir kesimini işgal etmezdi. Fakat bu tasarıların kabulü Türkiye’ye bir uyarı nitelğindeydi. Türkiye’ye, „1915’te Ermeni katliamı yaptınız, fakat Kürt katliamı yapmanıza izin vermeyiz“ mesajı verilmek istendi. 
Türkiye’nin işgalinde Rojava Kürt yöneticilerinide hataları vardır. Yapılan muazzam yardım ve olanaklar iyi değerlendirilseydi, iyi bir diplomasi yapılsaydı ve Kürtler arası birlik sağlansaydı, belki bunlar yaşanmayacaktı. Son dönemde yapılan olumlu birlik açıklamaları önemlidir, ancak önemli olan bunun hayata geçirilmesidir. Türkiye kolay kolay işgalden vazgeçmezdi, ancak frenlenebilinirdi. Süper güçlerin seçimi sömürgeci devletlerden yana olduğu sürece, Kürtlerin kaderi muğlak kalacaktır. Çünkü çözümsüz bir Kürdistan sorunu, kullanılmaya müsait bir posisyonda kalmaya mahkumdur. ABD isteseydi, Rojava’da Kürtlerin federasyonu mümkündü. Veya en azından Türkiye’ye rağmen, Suriye Anayasa komisyonuna yeterli Kürt temsilcisinin girmesini sağlardı. Biz Kürtlerin süper güçlere vereceğimiz fazla bir şey yok, fakat sömürgeci devletlerin verebileceği olanaklar çoktur. Bundan dolayı tercihleri hep sömürgeci devletlerden yana olmuştur. 
Türkiye’nin Rusya, ABD ve AB’ne verdiği tavizler, Türk halkının cebinden çıkıyor. Bir gün ABD’de, öbür gün Rusya’da sadece „Kürtler hiçbir hak sahibi olmasın“ diye tavizli anlaşmalar yapıyor. Bu anlaşmalar sonunda Türkiye ekonomisini çöktürecektir. Bu devletlerin eteklerinin altında çıkmıyorlar. Onlarda Kürt kartını iyi oynayarak Türkiye’yi sonunda tuzağa çektiler. Türkiye Rojava tuzağından çok bedel ödeyerek çıkacaktır. Erdoğan pimi çekilmiş bir bomba gibidir. Kafasındaki Osmanlı hayaliyle, kendisini „zaferden zafere koşan ve dordurulamaz bir lider „olarak görüyor. Hitler, Mossolini, Saddam ve bütün diktatörlerde kendilerini öyle görüyorlardı. Hepsininde hayalinde eski imparatorluklarına yeniden sahip olma hayali mevcuttu. Çünkü bütün diktatörlerin ve faşistlerin gelişme ve beslenme kaynagı savaştır. Ta ki çekilen pimleri patlayınca ve yok oluncaya kadar. Türkiye’nin işgalini sadece Erdoğan’ın kaprislerine bağlamak doğru değildir. Türkiye’nin Kürt düşmanlığı kroniktir.
ABD Türkiye’ye yeşil ışık yaktığı doğru. Fakat Rusya bu konuda tamamen hem Türkiye hemde Suriye ile çalışıyor. Amaç, onları barıştırıp Kürtlerin haklarını arada tüketmektir. ABD’dede Kürt dostu çoktur, fakat Rusyada azdır. AB’yide arada mütefik olarak görmek gerekiyor. Trup’um Kürtleri yüzüstü bırakmasına rağmen, Kürtler ABD ile çalışmak zorundadırlar. Eğen bütün yomurtaları Rusya ve Suriye’nin sepetien koysalar, sonunda çok zararlı çıkarlar. ABD’nin yeniden Rojava‘ya dönmesi, Rusya Türkiye ve Suriye‘nin katlimalarını önleyeceği gibi bir denge unsuru olarak Kürt siyasetinin önününün açılmasına yardımcı olabilir.
Teşrîn 2019


 

Şîroveyeke nû binivisêne

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category