Skip to main content
Dema xwendinê
xulek
te xwendî ye.

Kamışlı Katliamı Öncesi ve Sonrası

Ykş, 12/09/2018 - 20:44
Şîrove

12 Aralık’ı 13 Aralık’a bağlayan gece yarısı 1980 tarihinde, Sömürgeci Faşist Türk devleti,  sınırlarını aşarak, Kamışlı’da, Suriye devletinin gözyumması ya da zımni anlaşmasıyla bir katliam yaptı. Silahsız insanları, erkek, kadın ve çocuk ayrımı gözetmeksizin toptan imha etti.
Katliamın hedefinde KAWA hareketi vardı. KAWA Merkez Komite üyelerinin içinde yer aldığı KAWA önder kadroları ve taraftarı aile üyeleriyle birlikte 15 kişi hunharca hiç bir ahlaki, insani ve hukuki koşul gözetmeksizin vahşice katledildiler. Savaşta bile sivil insanları, çocuk ve kadınları kasten öldürmek, insanlık suçudur. KAWA’nın ne bir savaş kararı vardı ne de gerilla savaşı yürütüyordu.  Bu da TC’nin sömürgeci faşist bir terörist devlet olduğunun açık bir göstergesidir.
Etnik arındırma, soykırım ve katliamlar üzerine suni (yapay) bir “ulus” oluşturarak, faşist bir çete biçiminde şekillenen Türk Devleti, varolabilmek için içeride katliamlarını sürekli kılmıştır. Fakat Kamışlo Katliamı TC tarihinde ilk yurtdışı operasyondur. Yıllar sonra  TC özel Kuvvetleri (Kontr-Gerilla timleri)  daha sonra Jitem’de komutanlık yapan Cem Ersever de bazı ayrıntılar vererek katliamda yer aldığını açıklamıştır.  Bu  katliam TC merkezinden Genel Kurmay’ın emri ve bir plan dahilinde yürütülmüş, yerel işbirlikçi hainlerin de katılımıyla yapılmıştır.
KAWA’nın önder kadrolarını katletmeyi, Suriye vatandaşı Qabraz Ramazan  ailesini birlikte imha etmeyi göze alan canice bir katliamın arkasında nasıl bir kin, düşmanlık, karanlık kirli bir amaç  güdüldüğü tasavvur edilemez. O dönemde hemen hemen Kuzey Kürdistan’dan Kürd hareketlerinden ve Türk solundan çok sayıda örgütün lider ve kadrosunun  12 Eylül askeri faşist cuntasından kaçarak Suriyede kaldığı bilinen bir gerçektir. Ama her nedense(!) böyle bir katliamla sadece KAWA hareketi hedef alınmıştır. Bu katliamın sonuçlarından Sadece KAWA hareketi değil, dolayısıyla Kürdistan Ulusal Kurtuluş Hareketi derin bir şekilde etkilenmiştir. 
Burada olayın detayına girmeyeceğiz. Bu konuda kitaplar, broşürler, olayın birinci derece tanıklarından röportajlar yayımlandı. Kamışlo şehitleri şahsında Kürdistan devrim şehitlerini anarken bu olay vesilesiyle geçmişten günümüze Kürdistan milli kurtuluş mücadelesinin gidişatına, özelde ise hareketimizin durumuna ve rolüne değineceğiz.

TC sınırlarının bir kaç kilometre uzağında Suriyenin (Rojava Kürdistanı’nın) Kamışlı Kentinde Çirniki köyünde bir Kürd yurtseveri Qabraz Ramazan’ın evinde, vahşice katledilen 15 kişi şunlardı: Hüseyin Arslan (KAWA MK üyesi), Mehmet Emin Mutlu (KAWA Askeri Konsey Üyesi ve bölge sorumlusu), Necla Baksi (KAWA Kadınlar Komitesi Sorumlusu, öldürüldüğünde 22 yaşında ve dört aylık hamileydi), Mehmet Dursun, Müslüm Yıldız, Hasan Ateş, Qabraz Ramazan, Azad Ramazan, Hanife Ramazan, Şükrü Ramazan, Xweşnav Ramazan, Emine Ramazan, Abdulkerim Ramazan, Ferhat Kerim, Kawa Kerim. Sağ çıkmayı başarabilmiş Heybet Açıkgöz, Yusuf Dursun, Brindar(1,5yaşında) Newroz (9 yaşında).  (Fazla bilgi için Kürdistan Tarihinde Kamışlı Katliamı / Mahmut Baksi, Med Yayınları, İstanbul 1993)

TC sınırlarının bir kaç kilometre uzağında Suriyenin (Rojava Kürdistanı’nın) Kamışlı Kentinde Çirniki köyünde bir Kürd yurtseveri Qabraz Ramazan’ın evinde, vahşice katledilen 15 kişi şunlardı: Hüseyin Arslan (KAWA MK üyesi), Mehmet Emin Mutlu (KAWA Askeri Konsey Üyesi ve bölge sorumlusu), Necla Baksi (KAWA Kadınlar Komitesi Sorumlusu, öldürüldüğünde 22 yaşında ve dört aylık hamileydi), Mehmet Dursun, Müslüm Yıldız, Hasan Ateş, Qabraz Ramazan, Azad Ramazan, Hanife Ramazan, Şükrü Ramazan, Xweşnav Ramazan, Emine Ramazan, Abdulkerim Ramazan, Ferhat Kerim, Kawa Kerim. Sağ çıkmayı başarabilmiş Heybet Açıkgöz, Yusuf Dursun, Brindar(1,5yaşında) Newroz (9 yaşında).  (Fazla bilgi için Kürdistan Tarihinde Kamışlı Katliamı / Mahmut Baksi, Med Yayınları, İstanbul 1993)

 

Osmanlı mirası üzerine kurulan TC, soykırımcı  ve pro-faşist İttihat ve  Terakki ve devamı olan Kemalist hareket Kürdistanı sömürgeleştirmekle kalmadı inkar, imha ve assimilasyon politikasıyla Kürd varlığını tamamen ortadan kaldırmaya girişmiştir. Cinayetlerle  birlikte zamana yayılmış bir Kürt soykırımı yapmaktadır. Koçgiri ile başladı, Şeyh Sait, Ağrı ve en son Dersimle tamamladı. Bu politikaya karşı direnen Kürd ulusal hareketlerini ve toplumsal yapısını zorla bastırdı ve en küçük nüveyi dağıtması sonucu 1940 -60 arası Kürdistan tarihinde “sessizlik yılları” denilen süreç yaşandı. Kürd ulusal hareketi sonra yeniden dirilmeye ve mayalanmaya başladı. Kürdistan milli hareketlerini miras alan KAWA hareketinin önceli DR. Şıvan hareketidir. 60’lı yılların sonunda Kürd Ulusal Hareketi yeniden hareketlendi. Legal ve illegal çok sayıda demokratik kitle dernekleri ve  örgütler oluşmaya başladı. Bazı siyasi çevreler, sömürgecilere karşı uzlaşma çizgisi sürdürüyor, asgari bazı talepler ileri sürüyor, TC icazeti içine hapsoluyor, onların çizdiği sınırlar içinde mücadele biçim ve yöntemleri esas alıyor ve otonomi gibi kısır bir döngüye saplanıyordu. Buna karşı oluşumuyla beraber, Bağımsız Birleşik Demokratik Kürdistan şiarıyla ortaya çıkan KAWA hareketi dünyanın değişik yerlerinde gelişen anti- sömürgeci bağımsızlık mücadelelerini örnek alarak, ulusal kurtuluş ve halk demokrasisi stratejisini ortaya koydu. Bağımsız, birleşik ve demokratik bir Kürdistanı asgari program olarak belirledi.  Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesinin gelişmesi sömürgecilerin uykusunu kaçırdı. Kendi varlığını Kürdistanın yokluğu üzerine kuran TC, Kürdistan’ın varlığıyla dağılıp, parçalanıp yokolacağı sendromuyla yaşamaktadır. Bugün de,  dillerinden düşürmedikleri  Kürdistan meselesini “beka” sorunu olarak görmektedir. 12 Eylül askeri faşist cuntasının birincil hedefi Kürdistan Ulusal Kurtuluş mücadelesini bastırmaktı. Kürdistani örgütleri birinci derecede hedef seçti. Örgütlülüğü sömürgeciler kendisi için esas tehlike olarak görüyor.  Çünkü örgütsüz bir halk hiçbir şeydir. Örgüt mücadelede sürecinde yakalanması gereken birincil halkadır, kilit noktadır. Örgüt olmadan ne taktik, ne strateji ne de politik bir adım atılabilir. Onun için sömürgeciler örgütlülüğü birincil düşman  hedefine koymuş, yurtsever devrimci hareketleri “bölücü terörist” olarak damgalamıştır. Geçmişten günümüze sömürgeci güçler öncelikle Kürdistani örgütleri öncelikle hedef seçmiş ve siyasi önderleri komplocu tarzda yokederek mücadeleyi bastıracağını hesaplamaktadır. KAWA önder ve kadrolarının hedeflenmesi bu kirli hesaba dayanmaktadır.

Image removed.


Üniversite öğrenci gençlik saflarında başlayan hareketimiz, kısa bir sürede Kürdistan’ın her tarafında taraftar buldu ve  geniş Kürd kitlelerinin  desteğini aldı.. Sömürgeci Türk devleti medyası aracılığıyla (Hürriyet gazetesi) bir kaç kez haftalarca yayın yaparak harekete geçti. Bu tür yayınlardan bir sonuç alamadı.
12 Eylül faşist darbesinden hemen sonra Kongresini toplayan hareketimiz önemli kararlar aldı, Sömürgecilerin topyekün saldırısına karşı koyacak, savaşı göze alacak eğitimli güç ve donanıma sahip hiç bir güç yoktu.  Bu koşullarda gücünü aşan, gücüyle orantılı olmayan bir mücadele içine girmek, kazanımı olmayan öncü kadroların, taraftarların imhası, telafisi mümkün olmayan bir yenilgi demekti. Dönemsel olarak geri çekilmenin doğru bir taktik olacağı tespitini yaptı. Aranan kadroları güvenli alanlara taşımak Doğu  ve Güney Kürdistan’da kurtarılmış alanlara çekme kararı aldı. Üslerde gerekli eğitim ve hazırlık yapıldıktan sonra uygun bulduğu ortam ve koşullarda gerilla savaşı başlatmayı doğru bir tavır olarak benimsedi. Aranmayan  kadrolar hücre biçiminde yeraltına çekilecek, ajitasyon ve propaganda ve örgütlenme faaliyeti yürütecek. Gizli yayın faaliyeti yürütülecekti.
Öz itibariyle ifade ettiğimiz ,Kongrede alınan bu kararlar doğrultusunda hareket edildi. Türkiye’de arananlar  ilk fırsatta yakın olan sınırın ötesine, Nuseybindekiler  Rojawa Kürdistanına geçtiler. Doğu ve Güney Kürdistana da birkaç ekip geçti. Kamışlı katliamı bu gidişatı sekteye uğrattı ise de önemli kayıplara rağmen faaliyet devam etti.Kuzey Kürdistan’da ve metropollerde başlayan operasyonla KAWA hareketi yeni darbeler yedi. Yine de diğer siyasi oluşumlarla kıyaslandığında önemli kadro ve taraftarları dışarıda kaldı. Ancak dışarıdaki  kadrolar beklenen rolü oynayamadılar. Bireysel yaşam kaygıları ulusal mücadelenin, örgüt mücadelesinin önüne geçti. Gerilla üstlerini terkederek Avrupaya çekildiler. Alınan kararlar, yapılan plan ve projeler boşa düştü. Daha sonra yeniden reorganizasyon ve toparlanma girişimleri oldu. Yurtdışında Kongreler yapıldı. Hareketin birliği yeniden sağlandı. Güney Kürdistan’da üsler oluştu. 92 Kongresiyle yeniden atılım hazırlıkları yapıldı. İçeride sömürgecilerin operasyonları bu çabayı darbeledi. İstenilen sonuçlara ulaşılamadı. 
Çok doğru bir teoriye, fikirlere  ve kararlara sahip olabilirsiniz. Eğer bunları harekete geçirecek örgüt ve kadolara sahip değilseniz bunların hepsi kağıt üstünde cansız kalmaya  mahkumdur.
Kürdistan’ın dört parçasında mücadele yükseldiği halde 12 Eylül’le gelen darbeden sonra KAWA hareketi siyasi mücadeledeki rolünü oynayamadı sürekli güç kaybetti, kadrolarını yitirdi. Yitirilen kadroların yerini  mücadele alanında saflarına katılacak gençlikle doldurulamadı. Çünkü dönemin getirdiği  mücadelenin içinde değildi ve atıl kalmıştı.
Hiç kuşkusuz Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesi diğer devrimlerde olduğu gibi düz bir çizgi izlemiyor. Dağılıllp toparlanmalarla ilerleyen bir süreç. Siyasette ve siyasi hareketler de düz bir çizgi izlemez. Sürekli büyüyen bir eğilim  içinde değil, dengesiz ve sıçramalı gelişimlerle kendini ortaya koyar.
Gelinen aşamada Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesi yeni bir gelişim evresine girmiştir. Büyük riskler ve fırsatları bir arada barındırıyor. Bunu birbirini tetikleyen ve besleyen günümüz koşullarında içiçe geçmiş iç ve dış koşullardan kaynaklanmaktadır.
Doğu blokunun çökmesi ile iki süper devlete dayalı  dünya güç dengelerinin değişmesi dünyanın her alanına yansıdı. İçten içe kaynayan önasya (yakındoğu) en çok değişime gebe olan bölge..Bölgede lider kültüne dayanan diktatörlükler, tek partiye dayanan diktatörler, askeri darbe yönetimleri, “Tanrı devletleri”, soya dayanan krallıklar bir bir çökmektedir.
İkinci Dünya Savaşından sonra çözülen ve çöken sömürgecilik yakındoğu’da tarihi haksızlıklar, coğrafik koşulları nedeniyle dört sömürgeci devlet tarafından Kürdistan’da  terörle, cinayetlerle, ve soykırımlarla sürdürülmek istenmektedir. Meşruiyet zemini açısından bizzat kendilerinin yapamadığı noktada islami faşist terör örgütlerini devreye sokmaktadırlar. İslami Devlet (IŞİD) veya Haşdi Şabi  cihadist gruplarıyla vekalet savaşı yürütmektedirler.
Dün tamamen görünmeyen Kürdler ve Kürdistan bugün artık inkar edilemez aşamaya gelmiştir. Güney Kürdistan Federasyondan bağımsızlık aşamasına dayanmıştır. Rojawa Kürdistanı ve Kürdleri artık bölgelerinde iktidar olmuş federal bir yapıya doğru gitmekteler.  Doğu Kürdistan yeni gelişmelere gebedir. Hem nüfus ve hem de coğrafik olarak en büyük parçamız Kuzey Kürdistana gelince, büyük bir fedakarlık ve ulusal uyanışa karşın inkar ve imha politikasnı aşamadılar.
Kuzey Kürdistan’da ulusal hareket üzerine hegemonya kuran PKK bugün gelinen noktada her ulusal hareketin olmazsa olmazı olan bağımsızlık hedefini terketmiş. Sömürgecilerin dayatmasıyla pratikte gerçekleşmesi mümkün olmayan “fantazi toplum” modelleri ileri sürmektedir. Kırk yıldır devam eden mücadelenin seyri açısından son hendek savaşı provakasyonu ile bu mücadeleyi daha ileriye taşıyamacağı açığa çıkmış durumda. Mücadeleyi yeni bir anlayış üzerinden taşıyacak alternatif bir oluşum zaruri hale gelmiştir. En azından Türkiyelileşme ve TC’ye entegrasyon süreciyle eksen kayması yaşayan Kürdistan bağımsızlık hareketini anadoğrultusunda yürütecek alternatif bir oluşumla sürece müdahale günün kaçınılmaz görevidir. Kürdistan milli bağımsızlık hattında, bedeli ağır da olsa yılmadan ve  bıkmadan ısrar etmek, bir adım ileri taşımak, sürekli kılmak bir gerekliliktir.
 Bugüne kadar sömürgeciler Kürdistan’da yüzlerce önderi, binlerce yurtsever devrimci kadroyu ve milyonlarca Kürd halkını cinayetlerle, idamlarla ve toplu kırımlarla katlettiler. Ama asla hedefine ulaşamadılar. Kürdistan Ulusal Hareketi her gün yeni boyutlar kazanarak büyümeye devam ediyor.
Kamışlı Şehitleri yolumuzu aydınlatıyor.
Kahrolsun sömürgecilik.
Yaşasın Bağımsız Birleşik Bağımsız Kürdistan.
KAWA Hareketi

Şîroveyeke nû binivisêne

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category