Skip to main content
Time to read
2 minutes
Read so far

Türkiye ekonomisi dibe vuruyor

Sun, 06/09/2019 - 20:34
0 comments

Çiya Artos - Türkiye ekonomisindeki kötü gidişat gittikçe derinleşiyor. 2016’da başlayan bu derinleşmenin kötü aşaması önümüzdeki aylarda kendini tamamen gösterecektir. Çöküş seanslar biçiminde kendini gösteriyor. Seçimden sonra devlet bankalarının kredilerini genişletmesi, AKP döneminde en önemli yatırım sektörü olan inşaat sektörü bilançolarının yapay şişirilmesi, sorunlarının büyüklüğünü ortaya çıkaracaktır.  Türkiye’de eskiden firmalar veya bankalar, KDV’sinden sonra, naylon faturalarla sermayelerini düşük göstererek daha az vergi veriyorlardı.  2000’lerden sonra ise bilanço şişirilmesi gündeme oturdu, ama buda artık iflas noktasına dayanmış. Bilanço şişkinliği fazla şişirilen balon gibidir. Bir gün patladığı zaman ekonomiyi büyük istikrarsızlığa sürüklüyor. Bilançolardaki şişkinlik borsa yatırımcılarını ürkütüyor. Türkiye’nin düşük ölçekli ekonomisinin dibe vurması: yabancı sermayenin uzaklaşması veya Türkiye ekonomisine olan güvensizliğin bir üst seviyeye çıkması demektir. 
2018’in Mart ayında cari işlemler dengesi, 589 milyon dolar açık verdi. Türk ekonomistlerinin 960 milyon dolar yerine 589 milyon dolar açık vermesine sevinmeleri, Türk ekonomisinin rayında olduğu anlamına gelmez. Merkez Bankasının bazı müdahaleleri ile bunun gerçekleşmesi, aynı zamanda döviz reservlerinin erimesinide beraberinde getirdi. Enflasyon ve liranın büyük değer kaybıydan dolayı, Merkez Bankası 40 milyar yedek paranın bütçeye aktarılması için yasal çalışmalara başladı. MB’nın bu hamlesinden sonra devlet bankaları 4,5 milyar dolar döviz satışını gerçekleştirdiler. Bununla TL biraz değer kazandı. Bunun yanında yedek paranın bütçeye aktarılması rezervin bitmesi olduğundan, bunun yerini doldurmak amacyla vergilerin yükseltilmesi gerekiyor. Ancak seçimden dolayı bunu ertelendiği görülüyor. Sadece YSK’nun İstanbul seçimlerini iptal etmesiyle yükselişe geçen döviz kurların sonucu, Türkiye’nin dış borcu aniden 300 milyar Lira artmıştır. Liradaki değer kaybı sonucu, enflasyon yükselecek ve hayat pahalılığı dahada artacaktır. 
Türkiye’nin ekonomisi, iç siyaseti ve dış politikası kaos dönemini yaşıyor. AKP hükümetinin uyguladığı bu politikalara TÜSİAD bile karşıdır. Önümüzdeki dönemde büyük sarmaye ile hükümet arasında çalişkiler derinleşirse, devletin çatısı sallanmaya başlayacaktır. Devlet vergilerden aldığı parayı yıllardır Suriye savaşına (Kürt düşmanı islamcı teröristlerin finasmanı), Kuzey Kürdistan’da şehir, ilçe ve köylerin bombalanması, yokedilmesi ve seçimlere yatırdığından, Türkiye ekonomisi bir nevi „savaş ve seçim ekonomisi“ dönemini yaşıyor. Hiç kimse halkın yoksullaşmasını arzu etmez. Fakat Türkiye’de devletin Kürt halkına karşı yürüttüğü faşist propogandanın deşirfe edilmesinin tek yolu, ekonominin felç olması ve halkın dahada yoksulaşmasıyla mümkündür. Böylece halk devletin gerçek yüzünüde tanıyacaktır. 
Kronik Kürt düşmanlığından körleşen devlet aygıtı, artık bu gidişatı derinleştirmek için her yola başvuruyor. Kürtlerin devlet sahibi olmamaları için kendisini intiharara sürüklemekten bir dakika bile geri durmayacaktır. Yüzyıla yakındır uyguladığı savaş ekonomisi politikası, artık başaşağı doğru yol almıştır. Türkiye sömürgeci devletinin Kürtlere karşı dört parçada başlattığı savaşı, eninde sonunda kaybedecektir. 
05. Hizîran 2019

Add new comment

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category