Skip to main content
Time to read
4 minutes
Read so far

Terörist TC Seri Bir Katildir

Thu, 01/05/2017 - 23:19
0 comments

 

 

Terörist TC Seri Bir Katildir

Brahim Ziravav

 Son dönemde  “Türkiye”’ye ve Kuzey Kürdistan’a bakıldığında  bombalar, suikastler, toplu katliamlar ve faili meçhul cinayetlerin hızlı bir artış eğilimi içinde olduğunu görürüz. Uzun yıllara dayanan  büyük bir devlet tecrübesi, diploması geleneği olan TC henüz devlet otoritesini yitirmese de yanı başında bir iç savaş yaşayan Irak ve Suriyeden çok az farkı kaldı.  En son Reina katliamı TC’nin yeni yıl mesajı oldu. Bu gidişat nereye?  Amaç ne?

TC devleti  “etnik arındırma” üzerine kuruldu. Türk-İslam olmayanlara kadim vatanlarında yaşam hakkı tanımadı ve sahadan sildi. Buna “İstiklal savaşı” veya “ulusal kurtuluş savaşı” dediler. Erdoğan şimdi yine İstiklal savaşı verdiğini söylüyor. Peki kime karşı? 90’lı yıllarda Çiller “İkinci Ulusal Kurtuluş Savaşı” diyerek Kürdleri katletti. Her “ aykırı” olanı (dini veya milli etnisite,  seküler, sol vs.) öldürerek “ulusal kurtuluş savaşı verdiklerini söylüyorlar. Kendi dışında gördükleri kesimleri, kendi gibi düşünmeyenleri , yaşama tarzları farklı olan herkesi düşman görüyorlar.  Bunları katletmeyi kendi geleceklerinin güvencesi olarak görüyorlar. Onun için “saha  temizliği” yapıyorlar.

TC’de her şey “yerli ve milli” olacak. “Türk-İslam toplumunu” “aykırı”  gördüklerinden temizlenmesi temel amaçtır.

Algı Operasyonu

Devletin kendisi önce katlediyor. Sonra devlet yetkilileri ve medyası devreye giriyor. Soyut bir “terörizm”den söz ediyor.”Terörün dini ideolojisi” vs. olmaz , diyorlar. Sonra bilinen Kürd ve sol örgütleri sayıyorlar. Bütün bu terör eylemlerinin “ülkenin birliğine ve bütünlüğüne”karşı yapıldığını dile getiriyorlar. Sonra yarım ağızla “Daeş” diyorlar. Onun da“İslam olmadığını “ söylüyorlar. Sonra dönüp bütün bu terör eylemlerinin arkasındaki dünya güçleri olduğunu,  ABD, Avrupa, daha önceleri Rusya, arada bir İran, Yahudileri gösteriyorlar. İslamofobi den sözediyorlar.  Ama son dönemlerde “üst akıl” diye sürekli ABD’yi suçluyorlar, olayların asıl müsebbibi olarak gösteriyorlar. En sonunda hem dış kamuoyuna ve hem iç kamuoyuna terör saldırılarına maruz kalmış,”mağdur” rolünü oynuyorlar. Suçladıkları dünya güçlerinin terör karşısında kendilerini desteklemelerini istiyorlar. Tam bir çelişki yumağı..

İşin garip tarafı bütün dünya güçleri prosedür  gereği,  katile başsağlığı diliyor. TC böylece iç ve dış kamuyonu şekillendiriyor ya da şekillendirmeye çalışıyor.

Madem TC devleti  ya da koruduğu “Türk-İslam toplumu” “mağdur” ise o katliama maruz kalıyorsa, “dış bir saldırı altında” ise olayların serisine bakalım. Bu katliamlarda kimler hedeflendi:

HDP Diyarbakır mitinginde, Kürdler

Suruç katliamında, Kürdler ve Kürdlerin yanında yer alan demokrat, sol eğilimli insanlar

Ankara katliamında,  Kürdler ve demokrat kesimler

Sultanahmet katliamında, Alman turistler

Beyoğlunda, Yahudi turistler

Son bir yıl içinde 7-10 bin arası Kürdü hendek bahanesi ile  katletti ve 13 Kürdistan kentini yerle bir etti.

Gaziantep de bir Kürd düğününde patlama 56  Kürdün  ölümü.

Rusya’nın Ankara Büyük Elçisi Andrey Karlov’un bir çevik kuvvet polisi tarafından öldürülmesi

Reina katliamı 39 ölü 65 yaralı, 26 ölü yabancı uyruklu, Diyanetin yılbaşını kutlamayın çağrılarına rağmen yılbaşını kutlayan başka yaşam tarzına sahip insanlar.

Her nedense bu Türk-İslam kesimine yönelik hiç bir “terör eylemi” olmuyor. Toplu halde bir Cuma namazında kitleye yönelik bir bomba ya da bir AKP mitinginde katliama yol açan bir bomba patlamıyor. Acaba neden?  Hani TC’nin birliğine ve dirliğine “dış mihraklar” ve onların içerdeki uzantıları saldırıyor. Bunlar neden kendilerini ve “Türkiye’deki uzantılarını” katlediyorlar? Bunu hangi akıl ve mantık kabul eder.

Psikanalizde bir kişilik incelendiğinde bunun geçmişine çocukluk yıllarını da incelerler. TC’nin geçmişine kısaca baktığımızda bugün artık tamamen açığa çıkmış soykırımlardan seri cinayetlere varan terörist bir cinayet şebekesiyle karşı karşıya olduğumuzu görürüz.

Birinci,” istiklal savaşı” veya “ulusal kurtuluş savaşı” dedikleri, müslüman olmayan etnisiteleri (halkları) katlettiler. Peşinden müslüman olan etnisiteler yani Kürdler, ya da “sapkın” ve “katledilmesi caiz” gördükleri, Aleviler, Ezidiler vs.katletmek de ikinci “ulusal kurtuluş savaşı” oluyor.

Rum ve Ermeni soykırımlarından sonra Kürd soykırımı yaptılar. Şeyh Sait, Ağrı, Dersim vs. Mustafa Kemal’in  kendisine muhalif gördüğü tek tek kişi veya gruplarla insanı “vatan hainliği” yaftasıyla öldürtmesi bir tarafa, Mustafa Suphi’yle beraber 15 kişiyi komplo kurarak karadenizde katletmesi..

Sabahattin Ali’nin sınırda MİT tarafından katledilmesi. 33 Kürd köylüsünün kaçakçılık bahanesiyle sınırda kurşuna dizilmesi. 1956 Rum Pogromu. Maraş Katliamı. Kürd olduğu için Malatya Belediye Başkanı Hamido Fendoğlu’nun Ankara Atom Merkezinde imal edilen bir paketli bir bombayla kendisi, gelini ve torununun kadledilmesi. Peşinden derin devletin kuvvetleri Malatya’daki Sunni Kürdleri de kışkırtarak Kürd Alevilerin mahallelerine saldırtması. 1 Mayıs Katliamı, Sivas’ta Madımak Otel’inde Alevileri yakmaları, Hrant Dink’in öldürülmesi, TC’nin hemen hemen yer yerinde Kürdlere yönelik linç  olayları, 17 bin faili meçhul . Köy yakmalar ve üç milyon Kürdün yerlerinden edilerek batı metropollerine sürülmesi.. Say say bitmez. Ateşkes dediği dönemde Roboski katliamı. TC devleti sadece içeride değil dışarıda da katliamlara ve cinayetlere girişti. Sürekli gerillaya karadan ve havadan operasyonların yanısıra Güney ve Batı Kürdistana yönelik operasyonları bitmek bilmiyor. 12 Eylül döneminde Kamışlo’da Kawa önderlerine yönelik katliam.  Sakine’yle beraber üç Kürd yurtsever kadının Paris’te katledilmesi. Bu arada devlet kendi sadık adamlarını da katletti. Uğur Mumcu, Bahriye üçok vs. Varmak istediğimiz yer bu devletin terörist, seri bir katil olması.

Sonuç

Daha önce faşist olan devlet , AKP iktidarıyla islami-faşist bir biçime evrildi. Şimdi artık her şey “yerli ve milli” olacak.

En son Reina katliamında olduğu gibi her katliamdan sonra tahlil yapan, sistemdeki dengeleri koruyan iç muhalifler TC’ye terörist ve seri katil vasfını yakıştırmıyorlar. Acaba bu eylemleri kim hangi amaçla yaptı arayışına girerken sistemin algı operasyonuna yandan destek oluyorlar.

Erdoğan, 33. Muhtarlar toplantısında: “Bugün Türkiye yeni bir İstiklal mücadelesi içindedir. Bu mücadeleyi kazanırsak, 2023 hedeflerimize de ulaşacağız. 2053 ve 2071 vizyonlarımızı da şekillendireceğiz. Kaybedersek, 100 yıl önce başarılamayan bir Sevr tezgahı  yeniden önümüze getirilecek”dedi. Bu ne anlama geliyor? Burada düşman kim? TC bir savunma içinde değil hedefini belirlemiş, henüz hedef seçtikleri uykudayken yoketmeye, sindirmeye çalışıyor.

TC geçmişte yaptığı soykırım, toplu katliam ve cinayetlerden yargılanıp cezalandırılmadı. Tam tersine bu katil şebekesine bir devlet verilerek mükafatlandırıldı.  Bütün dünya yeni soykırımlar ve katliamlar istemiyorsa buna artık dur demeli ve hakkettiği cezayı vermelidir.

Add new comment

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category