İşgaline kılıf giydiren devlet

Çiya Artos

Efrin işgaline ‚ „Zeytin Dalı Harekatı“ dediler. Türkler tarih boyunca işgal ve çapul şavaşlarına hep barış kılıfı giydirmeye çalışmışlardır. Yunanlıların şu atasözünü hatırlatıyor: „Eğer Türkler barış istiyoruz diyorlarsa, siz bilinki savaş yoldadır.“ Zeytin Dalı harekatı tamda bunun bir ispatıdır. Barışın sembolü olan zeytini, çapul savası için kullanıyorlar. Mezopotamya’nın bereketli topraklarını çöle çeviren Türkler, bu topraklarda kana doymadılar.

Geldiklerinde Şamanizm dinine inanan Türkler, bölgede egemen olan İslam dinini zamanla ele geçirip kendi Türklük emeleri için kullanarak, bu topraklarda taş üstünde taş bırakmadılar. Türkler için önce Türklük, sonra İslam dini gelir, Kürtler için önce İslam dini sonra Kürtlük geliyordu. Bundan dolayı Kürtler „ümmet ve din kardeşliği“ propogandasına hep kandılar ve kaybettiler. 1000 yıldır bu topraklarda savaş dinmedi. Anadolu topraklarını ele geçiren bu barbarlar, Viyana kapılarından Afrikaya kadar kan kusturdular. Bu savaşların çogunda Kürtleri din vasıtasıyla kendi amaçları için kullandılar.Tarihleri fetih çapul ve işgalcilikle geçen bu çadır kabilesi, Efrindeki Kürt direnişçilerini „kıçı boklu 5 çapulcu“ olarak adlandırmaktadırlar. İşgal ettikleri yerlerden aldıkları devşirme kültürü 100 yıldır Kürtleri asimile etmede kulanıyorlar. Artık yolun sonuna geldiler. Kürtler onlara direniş silahını duğrultu, bunu sonunuda getirecekler. Kürtler, atalar Medler’in zalim Asur’u yendiği gibi, zalim Türkleride yenecektir. Dünya‘nın her tarafında topladıkları çapulcu, ipsiz, lümpen ve baş kesen (ÖSO, El Kaide, İSİD ve başkaları) varsa Kürtlerin üzerine saldırttılar.

Kann kusturan Osmanlı Türkleri, 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde yenildiler ve bu yenilginin intikamını Ermenileri yok ederek aldılar. Sonra Kürtlere yöneldiler fakat güçleri bugüne kadar yetmedi. Kürtleri din kardeşliği kılıfı altında kandırarak 1920’de yeniden kendilerine yeni bir devlet kurdular. Bugünlerde kendi çapul orduları için 90 bin camide „Fetih Suresi’ni“ okutup dua ediyorlar. Yüzbinlerce Türk’te, bu faşist milliyetçi duygularla buna kanaraki üzerlerinde farzmış gibi, bu vazifeyi yerine getiriyorlar. Humeyni’de aynısını yapmıştı. Yine Saddam Kuran’daki „Enfal suresi’ni“ adını verdigi operasyonunda yüzbinlerce Kürt katletti. Sanki Kuran Kürtleri yok etmek için geldiği imajını veriyorlar. Burada İslam dinini kendi amaçları için nasıl kullandıkları apacıktır. Fetih‘ i kullanmadaki amaçları: Başkalarının topraklarını ele geçirmek, mallarını çalmak, yakmak, yıkmak, insanlarını başını keserek katletmek ve insanları köleleştirmektir. Türkler tarih boyunda fethetikleri yerlerde ne yapmışlarsa, Erfin’nede onu yapmak istiyorlar. Ama bu kursaklarında kalacak.

ABD, AB, ve bütün dünya şunu bilmelidirki, güçlü bir Türkiye bütün dünyanın başına beladır. Bunu için parçalanması gerekiyor. Sorma lazım, ağzınızda sakız gibi çignediğiniz „Müslüman kardeşlik“ yaygarası ne oldu? Yoksa Erfin sınırında bittimi? Türkiye’de devletin ideolojisi siyasal İslamdır. Bütün devlet aygıtlarını kulanarak savaşı ideolojik bir raya oturturuyorlar. Türkiye kendisini Kürtlere karşi uzun süreli bir savaşa hazırlıyorsa, Kürtlerin buna seyirci kalmasını beklemek aptallıktır. Erdoğan, Erfin savaşının 3.üncü gününde gazi ilan edildi. Fakat aceleye getirdilerki gaziliği Erfin sınırında geri tepti.

Bunu hazmetmediği için sınıra kadar gidip savaşı kontrol etme gereğini duydu. „3, 5 çapulcu“ dediği cengaverler, binlerce işgal ordusu mensubu, tanklarıyla, toplarıyla, uçaklarıyla, ÖSO ve İSİD’çileriyle bir metre içeri giremediler. Öyle görünüyorki, kendi kazdıkları kuyuda can verecekler. Nasılki Enver Paşa 90 bin kişi ordusu ile sarıkamış daglarında yok olduysa, Erdoğan’ın ordusuda Kürt dağında yok olacaktır. Esas olarak Müslümanların bunu için dua etmesi gerekiyor.

26.01.2018