Skip to main content
Time to read
5 minutes
Read so far

BATILI BİR SAVAŞ MUHABİRİ İLE BİR KAHVE İÇİMİ SOHBET

Tue, 12/20/2016 - 12:14
0 comments

Zaman zaman Orta Doğu’da savaş muhabirliği yapan Batılı bir gazeteci ile sohbet ederiz. Dünya politikasına hakim olduğu gibi Kürdleride izliyor, tanıyor. Her gelişinde mutlaka görüşürüz. Gelişmeleri kendisinden alırız. Gözlemleri objektif. Bugüne kadar dedikleri harfiyen vücut bulmuş.

Sohbet Halep’in düşmesiyle başlıyor. Halep düştü, ne olacak bundan sonra diye soruyoruz.

Gülüyor. “Halep düştü ama maç devam ediyor,“ diye cevaplıyor.

“Halep düştü. Daha evvel de düşmüştü. Bir daha düşer. Bir daha düşer. Veya başka yerleşim birimleri. El değiştirmeler, gel gitler daha çok yaşanacak. Uzun sürecek savaşın doğası bu. Ki bu savaş 21. Yüzyılın Orta Doğu’yu dizayen eden savaş.“

Halep’in düşmesiyle Rusya, İran ve Esat bloku kazandı mı demek lazım?

“Bir rauntsa evet ama maç devam ediyor. Bu nedenle şimdiden kim kazandı hesabı yapılmaz. Bu savaş daha uzun bir süre alır.“

Sonuç?

“Kazananı şimdiden belli. Hedef belli. Üç veya daha fazla güçten oluşacak bir federasyon. Bu ilk ayak olacak.“

Sonrası?

“Her millet ve mezhep kendi yoluna gidecek. Üst akıl böyle planlamış. Bundan kaçarı yok. Kürdler kendini buna göre örgütlemeli ve planlamalı. Görünen o ki PYD/YPG buna uygun hareket ediyor.“

Bir de ENKS var. Onun pozisyonu ne?

“Türkiye ve Irak-KDP’ye endekslidir ENKS. Bu arada Türkler tarafından sahaya indirilmesi düşünülebilir. Ki duyumlarda bu yöndedir. Rojava’da Kürdler açısında iyi bir durum değil. Kaosa yol açar.“

Bildiğin gibi Halep’in bazı mahaleleri Kürdlerin yoğun yaşadığı ve PYD/YPG denetimindedir. İslamist çetelerin Halep’ten atılmasıyla Şam yönetimi Kürdlere saldırır mı sorusuda gündemdedir. Görüştüğümüz Batılı dostumuz bu koşullarda bu ihtimalin zaif olduğu görüşünde. Koalisyon güçlerin buna müsaade etmeyecekleri Rusya, İran ve Şam yönetimi bilmektedir. Bu Blok şu an Kürdleri karşılarına almayacaklardır. Aldıkları an ABD ile fiili olarak çatışmak zorunda kalacaklardır. Bunu göze alamazlar.

Halep’in düşmesiyle Katar, Suudi ve Türkiye’nin kaybettiğine hükmetmek mümkün mü?

“Evet, bu cephe sadece Halep’te değil, Suriye’de de gün geçtikçe kaybedecektir.“

Peki Türkiye teslim mi olacak? Yoksa yeni bir planlama ile yeni bir konum mu alacak?

“Pes etmeyecekler. Siyasi islamistleri yeni adlarla desteklemeye devam edecek ama bunun sonu yok. Yenilmeleri kaçınılmaz. Çünkü hem Batının, hem Doğunun hedefindeler. İŞID, Nusra, Öso, Ahraru Şam vb. çeteler ile Kürd hareketini denetim altına alamayan Türkiye bu kez kendisi fiili olarak geniş çaplı savaşa girmeyi politika edinebilir. Batı ile çatışmayı deneyebilir. Çünkü Kürd milli hareketine karşı artık Batının desteğini alamamaktadır. Ki Batının Kürdleri korumaya aldığı, destek verdiği bir ortamda Türkiye bir yol ayırımındadır. Ya tüm güçleri karşısına alıp bir bütün olarak Rojava’yı işgale kalkışacak, ya üst aklın adım adım uyguladığı plana teslim olacak. Her iki ihtimal da gündemdedir“

Katar, Suudi ve Türkiye İslamist güçleri eskisi gibi koruyamıyor. Peki bu ortamda kan kaybeden İslamist çeteler ne yapacak?

“Onlarca Sünni çete var. Hepsi hedeftedirler. Şu an birlik çalışmaları var. Bir çatı altında mücadele etme niyetindeler ama bu da bu çeteleri kurtarmaz. Açıkçası bunların uluslararası güçlerin hiçbiri ile uzlaşır bir konumları yok. Dikkat ederseniz Rusya, İran ve Suriye’nin Halep’e saldırısı karşısında Batı seyirci kaldı.“

Bunun yanı sıra Şii Blok’a soğuk bakan geniş bir Sünni Arap kesim var. Ki bunların bir kesimi bu savaşta İslamist terör örgütlerini desteklemediğide bilinmektedir. Destekleyen bir kesiminde yanlış yaptık, pişmanız dediği söylenmektedir. Bunların konumu ne olacak?

“Zaten esas plan bu kesimi kim kazanacak üzerine yapılıyor. Sünni Arap devletleri ve Türkiye bu işe zaten aday. Bugüne kadar İŞID, Nusra, Ahraru Şam, ÖSO  ile serüvenleri bu kez bunlarlada sürmeyi deneyecekler. Başarılı olurlar mı, olmaz mı zaman gösterecek. Belli bir süre başarılı olurlar, çünkü silah, dolaşım ve parasal imkan sağlamakla önemli bir kesine ulaşabilirler. Başarısız olurlar, çünkü bu kez koalisyon güçleri daha atak davranacaktır. Hem Şam yönetimine karşı bunlara koruma güvencesi verecekler ve hem de bu kesime bir çeki düzen vermeye ve kendilerine bağlı siyasal bir güç oluşturmaya çalışacaktır. Hem İslamist çeteleri ve hem de Şam yönetimini istemeyen Sünni Arapların sığınacağı kapı ABD olacaktır. Bu arada PYD/YPG’ye müttefik olma ihtimalide yok değil. Ki alınan haberlere göre birçok Sünni Arap Aşireti PYD/YPG’ye sığındıklarıdır.“

Bu durum Kürdler ile Şam yönetimini karşı karşıya getirmez mi?

“Zaten karşı karşıyadırlar. Bir yandan İslamist çetelere karşı müttefikler, diğer yandan birbirleriyle çatışma, alan kazanma içindedirler. Dahası genelde Orta Doğu’da, özelde Suriye’de durum o kadar karışık ki kim kimin dostu, kim kiminle düşman belli değil. Nedeni tüm güçlerin birbirleriyle hem sorunları, hem çıkarları var. Sorunların olduğu ortamda çatışıyorlar, çakıştığında birlikte hareket ediyorlar. Hangi gücü ele alırsanız alın bu çelişik durumu yaşıyorlar.

Örnek mi?

Kürdistan sorunu karşısında Türkiye, İran ve Suriye aynı cephede yer alıyorlar. Ama İslamist güçlere karşı farklı cephedeler. Türkiye, İran ve Suriye devletinin kanını içse duymaz. Aynı durum İran ve Suriye açısında da böyle. Fakat dikkat ederseniz Kürdlere karşı ortak hareket ediyorlar. Aynı şey Rusya ve Türkiye içinde durum bu. Her ikisi birbirini sevmez. Ellerinde gelse birbirlerini bir kaşık su da boğarlar ama diğer yandan birbirine ihtiyaçlarıda var. Rusya için Türkiye kendi vatandaşları için ucuz tatil yapacak bir ülke. Gaz ve petrolu için bir pazar. Keza Türkiye içinde Rusya yabana atılacak bir ülke değil. Birçok malını erittiği geniş bir pazar vs. Diğer tüm ülkelerin birbirine karşı konumu bu. Bu durum birçok kişiyi yanıltmaktadır. Her hangi günlük bir gelişmeden hareketle hiçte doğru olmayan yorumlarda bulunuyorlar. “O, onu sattı,“ gibi bir teori oluşturuyorlar. Oysa olan biten o anki ortak çıkar ve çıkar çatışması gereğidir. Bir sonraki gelişme bir öncekinin tam tersi bir seyir izleyebiliyor. Bundan bir anormalik yok. Çünkü her devlet çıkarılarını böyle korumaya çalışıyor.“

Ya Kürdler?

Bunuda ben tamamlayayım.

Kürdistan’ın merkezinde yer aldığı Orta Doğu bugün dünya ve bölge güçlerin birbirlerini yok edecek bir savaş alanıdır. Tıpkı sandraçta olduğu gibi bu savaşın da iki taraf var iddia edilir. Hiçte öyle değil. Bu oyunun çok oyuncusu var. Herbirinin bir diğerleriyle bir hesaplaşması var. Bir saatin içinde birlik olanlar karşıt, karşıt olanlar birlik olabiliyor. Kuşkusuz bu bir savaş. Oyun korucusu var. Süren oyun böyle planlanmış. Tıkır tıkır da işliyor. Bir an durup düşünelim. Bu oyunu kuran güç kendine kaybetirir mi? Kuşkusuz etmez. Ki bu savaş oyununda diğerleri gibi büyük kayıplarıda olmuyor. Esas olarak kendisinden daha güçsüz olanları savaştırıyor. Kural koyuyor. Sınır belirliyor. Bu sınırı aşan oldu mu ya stop diyor durduruyor, anlamamazlıktan gelirsede tepesine biniyor.

Oyun korucu bu savaşta Kürdleri kendine müttefik etmiş. Kürdler oyun korucunun çizdiği sınırları aşmasa onunla birlikte zaferle çıkar. İşin garibi Kürd bunu anlamıyor. Oyun korucu Kürdlere ayağınıza gelen fırsatı değerdirmeniz için birlik olun diyor. Kürdler onun dediğini yapmıyor. Oyun bozanlık yapıyor. Kendi milli birliğini bir tarafa itmiş, düşman başkentlerini kurtuluş görüyor. Oyun korucu Kürd millet düşmanı Türk, Arap ve Fars’ın şah damarını kesiyor. Kürd düşmanın yarasını sarma kaygısına düşmüş. Oyun korucunun hesabını boşa çıkarıyor. Herkes bilsin ki oyun korucununda bir sabrı vardır. 

Sözüm sahadaki Kürd siyasal güçleredir.

 

20 Aralık 2016

Add new comment

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.