Skip to main content
okuma zamanı
dakika
okunmuş

Heskîfê (Hasankeyf), insanligin mirasi su altinda kalacak

Fri, 08/18/2017 - 19:43
1 comment

 Ciyay Artos

Yukari Mezopotamya`da medeniyetin besigi olan Heskîfê`nin (Osmalilar döneminde hasankeyf olarak degistirildi) stratejik kalesi Dicle nehrinin kenarinda ilk konaklama yerlerinden biridir. Antik kentin üzerinde kuruldugu kaya, Dicle nehrinin ve akarsularin milyonlarca yillda asindirma sonucu meydana gekmistir.

Insanin ilk yerlesim yerlerinden biri olan Antik kentin çevresinde 6 bin magara vardir. Insanlarin yasadigi bu magaralar ayni zamanda düsmanlarindan korunmak için birer siginaktirlar. Millata sonra Bisanslilar ve Sasaniler arasinda el degistiran Heskîfê, 7. Yüzyilin baslarina kadar Bisanslilarin elinde kaldi. Müslüman Araplar Heskîfê`yi Hz. Ömer döneminde 638 yilinda ele geçirdiler. Sonra Emeviler, Abbasiler, Hamdaniler, Kürt Mervani devleti, Artuklular, Eyyubiler ve Osmanlilar hakim oldu. M.S 1100 yillarinda Heskîfê`de ticaretin büyük bir kismi Dicle nehri üzerinde yapiliyordu. Bu yüzden Ortaçag`da, Bagdat ve Sam gibi önemli sehirlerinden biriydi. 1231 yilinda Eyyubi Kürtleri Artuklularin hükümdarligina son vererek Heskîfê`yi ele geçirdiler. 1260 yilinda Mogollar sehri talan edip harabeye çevirdiler.

Eyyubiler 14 yüzyilin baslarinda sehri yeniden insa ettiler. Bu dönemde Heskîfê, tarihinin en parlak dönemini yasadi. Büyük bir kaya kütlesinin üzerinde bulunan kale ve kale üzerinde Eyyubilere ait ulu Cami, Büyük Saray, küçük Saray, El-Rizk Camii, Sultan Süleyman Camii, Koç Camii, Asurlulara ait Tas Köprü v.s. Ayrica kaya mezarlar, kaya evler, Ortaçag`a ait 3 Universite, Kiliseler gizli geçitler, kentin su yollari, 30 tane kayalara oyulmus degirmen, Dicle nehrine inmek için kayalarin yontulmasi ile yapilan basamakli merdivenler bunlardan bazilaridir. Hasekîfê`de binlerce yillik bir medeniyet oldugu için 3-4 katman seklinde yerin altinda antik kente ait birçok eser bulunuyor. Heskîfê`nin disindada birçok eser arastirlmadigi için bilinmiyor, bilinenlerde ise arkeolojik bir arastirmaya tabii tutulmamis. Ilk aletli tarimin yapildigi yer olan Dicle kenarinda yüzlerce eser, Kalkolitik çag`a Tunç çag`a ve Neolitik çag`a ait bulgular var. Bunlarin çoguna daha ulasilmadi. Barajin bitmesi durumunda insan tütünün kökenleri, tarimin baslangici, ilk evlerin insa edilmesi gibi çok sayida medeniyet sular eltinda kalacak. Batman’ın 12 bin yıllık tarihi Hasankeyf ilçesinde, baraj yapımı çalışmaları nedeniyle dinamitle patlamalar yapılıyor. 12 bin yillik Kürdistan tarihi sular altinda birakilacak. Ancak sular altinda birakilmadan önce Sömürgeci Türkiye rejimi, bu eserleri dimnamitleyerek tamamen yokederek istiyor. Kendi tarihi medeniyeti olmadigi için, Kürtlerin vatani oldugu için herseyi yok etmek istiyor.

Bunu tüm Dünya`nin gözü önünde yapiyor. Onlarca yil Ilisu barajinin yapilmamasi için Uluslararasi alanda yapilan girisimler sonuç vermedi. Türkiye rejimi Kürdistan`in birçok alanini sular altinda birakti. Tüm insanligin mirasi olan Hasankeyf`te ne yazikki sular altinda kalacak. Ilisu barajinin altinda sadece Hasankeyf degil, Batman`in Gerçüs, Amed`in Bismil ilçelerine kadar onlarca köy sulara gömülecek. Buralarda yasayan 70 bin Kürt insani göç etmek zorunda kalacak. Barajlarin yapilmasi ayni zamanda Kürdistan`in insansizlastirilmasidir. Çünkü binlerce Kürt, Türk metropolerine, Avrupa`ya veya Kürdistan`in kenar mahalelerine göç etmek zorunda kalacak. ISID`in tarihi eserleri yikmasi ile Türkiye sömürgecilerinin Tarihi eserleri yikmasi arasindaki fark nedir? Türkiye uluslararasi alanda taninan bir devlettir ve bunlari yaparken kimsenin sesi çikmiyor. ISID yaparken tüm Dünya ayaga kalkiyor. Türkiye`ye bu kadar tolerns tanimanin bedeli , Kürdistan harabeye çevrilmesidir. ISID ve Türkiye devletine göre bunlar islamiyet öncesi yapilardir ve yokedilmesi gerekiyor. Ikisininde mantigi ayni. Onlar için Islamiyet öncesi bütün yapilar put evleridir. Mogollar ve akrabalari olan Türkler cennet Mezopotamya`yi çöle çevirdiler.

Türkler, kalan son tarihi kalintilarida, beslemeleri olan ISID terörisleri ile beraber yikiyorlar. Türk sömürgeci devleti, Kuzey Kürdistan`daki isgalin birgün sona erecegini çok iyi biliyor. Kürdistan`i terketmeden önce: „ne kadar yikarsam, yakarsam, talan edersem. Sömürürsem, öldürürsem bana kar kalir“ mantigiyla her alanda saldiriyor. Kürtlerin kendi topraklari üzerindeki tarihi eserlerine, dillerine, Kültürlerine, örf adet ve geleneklerine, yeralti ve yerüstü zenginlik kaynaklarina sahip olamalarinin tek garantisi bagimsizliktir. Yoksa Sömürgeci talan ülkemizi harap edecektir.

18. Tebax 2017

Yeni Yorum yaz

The comment language code.

Restricted HTML

  • Allowed HTML tags: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Lines and paragraphs break automatically.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.

Category