KÜRT ULUSU GÜNEY KÜRDISTANDA IKI SECENEK ILE KARSI KARSIYADIR ÜCÜNCÜ YOL YOK
Birinci alternatif GORAN, KDP ve YNK kendi aralarındaki sorunları çözüp sıkıntılı da olsa, istenilen ideal sonuç olmasa da ortak paydalarda biraraya gelip ulusumuzun kazanımlarını güvence altına alabilirler. Burada KDP'nin yaptığı yanlışları ve de suç olarak nitelendirilebilecek uygulama pratiğinden yeniden söz etmeyeceğim. Bu noktada daha önce birden fazla yazı kaleme almıştım.
Sonuçta bu üç siyasal hareket Güney Kürdistan'nin siyasal şekillenmesinde esas rolü oynayan yapılanmalardır. Birinin diğer ötekini dışlayarak istenilen siyasal sonuca ulaşabilmesi mümkün değildir. Bu bağlamda bu siyasal güçlerden birinin kısa dönem içerisinde siyaset sahnesinden tasfiye olması mümkün görünmüyor. Çünkü bu siyasal güçlerin Güney Kürdistan’da güçlü toplumsal zemini ve kökleri mevcutur. Biz Kürdistan'lı devrimciler ve yurtseverler Kürtler arasında şiddet ve birakujiye karşı isek o zaman bunlara, sorunlarının çözümü noktasında perspektif sunup çözümün ortaya çıkması noktasinda çabalarımızı yoğunlaştırmak görevi ile karşı karşıyayız. Kürt siyasal hareketleri arasındaki çelişkileri derinleştirecek her türlü eğilimden uzak durmak vatanseverlik görevidir. GORAN hareketi söylem ve eleştirilerinde hakli zemindedir. KDP ve Barzaniler dayatma ve uygulamalari ile haksiz ve Kürt ulusal kazanımlarının büyük yaralar almasina neden olmuşlardır. Bütün bu olumsuz duruma ragmen GORAN hareketi asgari müştereklerde ulusumuzun sebatı ve geleceği açısından KDP ile ortak bir çözüm noktasında buluşmak zorundadır.
Bazı kesimler ve bazı arkadaşlarımız KDP'nin sömürgeci devletler ile geliştirdiği ilkesiz ilişkileri sürekli öne çıkararak adeta bu siyasal güçlerin çatışmalı durumlarını, niyette istemeseler de taraf olup çelişkilerin daha da derinleşmesine sebebiyet vermekteler. Bu kesimler ve bazı arkadaşlarımıza şunu hatırlatmak gerekir, KDP'nin bu istenmeyen ilişkileri 50 yıllık sürece dayanıyor. Bu ilkesiz ilişki durumu yeni bir şey değil. Neden düne kadar bu durumun üzerine böylesine şiddetli gitme ihtiyacı duymadınız? Bağımsızlık istemi ve referandumu her vatanseverin istediği ve yıllardır bunun gerçekleşmesi için büyük risk alip fedakarlık içinde KUKM taraf olan bütün Kürtlerin ulaşmak istediği sonuçtur. Bağımsızlık refarandumunu sadece Barzanilere bağlamak başli başına ciddi bir yanılsamayı ifade eder. Bu bağlamda bir tarafta Kürt siyasal güçlerini asgari zeminde ortak çözüme zorlarken öte yandan KDP'nin işlediği suçlara karşı sert tutum geliştirmemiz gerekir. Bağımsızlık referandumunda nasıl bir sonucun ortaya çıkacağını sandıklara gidecek halkımızın tercih ve iradesine bırakmak lazım. Biz siyasete taraf konumunda olanlar kendimizi halkımızın iradesinin önüne koyamayiz. Halkımızın ortaya çıkaracağı sonuca şimdiden ipotek koyma hakkını kimse bize vermez.
İkinci yol diye açıklamaya çalıiacağim opsiyon Kürt ulusu açısından bir felaket olmaktan başka bir anlam taşımaz. GORAN, KDP ve YNK kendi aralarında çözüm bulamazsalar, var olan çelişkiler derinleşecek ve Güney Kürdistan fiili olarak ikiye bölünmek zorunda kalacak. Bu güçler giderekten silahlı çatışma durumu ile karşı karşıya gelmeleri büyük ihtimal dahilindedir. İşte bu noktadan sonra Türk, Arap ve Fars sömürgecileri devreye girerek Kürtleri sonsuz bir ölümün ve yıkımın kucağına itmek için ellerinden geleni ardına koymayacaktırlar. Asıl felaket Kürtler için bundan sonra başlayacaktır. Statükolarını korumak isteyen Kürt güçleri sömürgeci devletlerle çirkin ilişkiler geliştirip tamamen sömürgecilerin ipoteği altına gireceklerdir.Bunun sonuçlarını dahi düşünmek insanı ürkütmektedir. Yakın tarihimiz bunun örnekleri ile doludur. Iş bu aşamaya geldikten sonra ulusumuz ülkemizin güney parçasında dönüşü olmayan bir sürece girecektir. Bu noktadan sonra GORAN hareketinin haklılığı ve KDP'nin günahkarlığının hiç mi hiç bir anlamı ve kıymeti olmayacaktır hep birlikte felaketin içinde olacağız haklı olan da, haksız olan da. Vatanımız büyük bir yıkımla karşı karşıya kalacak, büyük bedeller sonucu ortaya çıkmış kazanımlar ve mevziler yok olacak, Türk, Arap Ve Fars sömürgecilerinin hayellerinin gerçekleşmesini sağlayacağız hem de kendi ellerimizle.
Ben sahsen KDP, PKK ve dönem dönem YNK'nin sömürgeci devletlerle girdikleri istenmeyen ilkesiz ilişkilerin haspelkader bir durum veya sadece niyetlerle izah edilebilek bir sonuç olduğuna inanmiyorum. Bunun cevabı ve nedeni Kürdistan'nın dört taraftan kuşatılmış bir ada olmasından kaynaklı olduğuna inaniyorum. Bu istenmeyen durumun cevabını burada aramak gerekir.
Her Kürdistanlı devrimci ve vatansever sorumluluk bilinci ile ülkemizin güney parçasındaki gelişmelere taraf olmak zorundadır. KDP'nin sömürgeci limanlara daha fazla sığınmasına neden olacak her türlü eğilim ve uygulamalardan uzak durmak yurtseverlik görevidir.
TERCİHİMİZİ SORUMLULUK BİLİNCİ İÇİNDE YAPMAK ZORUNDAYIZ, YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR.
HER TÜRLÜ HOTZOTÇU YAKLAŞIMI MAHKUM ETMEK YURTSEVERLİK GÖREVİDİR.